24 Haziran 2010 Perşembe

Terör İç Politika Malzemesi Olarak Kullanılıyor? / Yusuf Gezgin

Terörle mücadeleden sorumlu ve yetkili bir kurumun sözcüsü, Genelkurmay Sözcüsü "Terör artarak devam edecek!" diyor ve terör artarak devam ediyor. “Terörün şehirlere taşınacağı”ndan bahsediyorlar, bunu da bekliyoruz….

Terör hiçbir zaman sadece terör değildir. Terör, günümüzde bir politika aracıdır. Terör örgütlerinin görünür bir amacı, gayesi vardır; ama onu kullanan güçlerin ondan çok farklı hedefleri olabilir. Bir eylemde terör örgütü veya onun temsilcileri kamuoyuna bir şeyler söyleyebilirler, eylemlerinin gerekçelerini farklı sebeplere dayandırabilirler; ama onu kullananların o gerekçelerle ve örgütün beklediği veya söylediği sonuçlarla uzaktan yakından bir ilgisi olmayabilir. Örneğin, terör örgütü “Apo’nun hücresi daraltıldı” diye eylem yapar, ülkeyi karıştırır; ama onu kullanaların hücreyle, Apo’yla ilgilendiği yoktur. Onlar birilerine başka mesajlar verme, uyarılarda bulunma derdindedirler . Açılımın olduğu, Kürtlere hakların verildiği, temel demokratik değişimlere hazırlanılan bir dönemde bir örgüt lideri kışkırtıcı bir şekilde “kendisinin muhatap alınmadığından söz ediyor ve bundan sonra PKK-KCK muhtaptır, olanlardan sorumlu değilim” diyerek tehditkar ifadeler kullanıyor. Bu arada “referandumda oy kullanmayın!” diyerek kimler hesabına çalıştığını ve hangi safta bulunduğunu gösteriyor!..

Bazen terör örgütünün hedefleri ile onu kullananlar arasında bir münasebet olmaz. Terörün bir dili vardır. Bir örgütün lideri, temsilcileri kamuoyuna tehdikar ifadeler kullanabilir, bir şeyler söyleyebilir; ama onu kullananların hedefi ve mesajı Apo’nun konuştuklarından tamamen farklıdır. Bunu evladı şehit olanların, sokaktaki insanların okumasını, algılamasını beklememek lazım. Ancak mesaja muhatap olanlar Apo’yu kimlerin konuşturduğunu ve olayların, eylemlerin kime hangi mesajı vermeye çalıştığını bilirler, bilmeliler.

Günümüzde terör ve terör örgütleri etkili bir politika aracıdır ve pek çok devlet terör üzerinden hizaya getirilir, bir kısım şeyleri yapmaya zorlanır. Genelde terör kartı uluslararası ilişkilerde, egemen güçler tarafından vesayetlerinde bulunan ülkelere veya kontrol etmek istedikleri ülkelere uygulanır. Ama Türkiye’de terör kartı son zamanlarda bütünüyle iç politika malzemesi olarak kullanılmaktadır. Türkiye’deki derin yapıya dışarıdan hükmedenler Anglo-Yahudi itttifakı ise de, bu gün terör bu kesimin içerideki taşeronu kripto ecnebiler ve onların etkin kullandığı bazı kurumlar tarafından, iç dengelere yönelik kullanılmaktadır.

Son olayları ve verilen şehitleri hükümetin ve başbakanın İsrail’e, ABD’ye diklenmesine cevap olarak düşünenler olabilir. Bu doğru olabilir, olayların arkasında ABD-İsrail olabilir; ancak bu gün Türkiye’de iç politikada başbakanın kendilerine diklenmesinden daha fecaat şeyler olmaktadır Anglo-Yahudi ittifakı aleyhine.

İsrail ve ABD aleyhine daha fecaat ne olabilir iç politikada?
Dış politikada Türkiye, hükümet -son günlerde şahit olduğumuz üzere- esip-yağıp gürleyebilir; ama eğer ülkenin sinirleri sizin elinizde ise, temel dengeler lehinizde ise, bazı araçları kullanarak sıkarsınız hükümetin, konuşanın ümüğünü mesele biter. Türkiye’de Anayasa değişiklik paketi ile yapılmak istenen şey, ABD-İsrail ve onların içerideki taşeronları adına İran’a destek çıkmaktan, İsrail’e diklenmekten çok daha fecaat ve felaket bir şeydir. Türkiye bu Anayasa değişikliği ile sistemin içine yerleştirilmiş frenlere, derin dengeleyicilere ve derin yapıya müdahale etmektedir. Anayasa değişikliği ile sistemi millete açmaya ve derin efendilerin kontrolünden çıkarmaya çalışmaktadır. İşte bu gerçekleşirse, hükümet ABD ve İsrail’e asıl büyük zararı verecektir. Eğer referandumla birlikte bir kısım temel değişiklikler olabilir ve milli irade etkin kılınabilir, derin araçlar kulvar dışına itilebilirse, Anglo-Yahudi ittifakının ve onların içerideki avanelerinin hükümetleri, başbakanları terbiye etme, hizaya getirme araçları elllerinden alınmış olacaktır. Bu durum başbakanın İsrail’e diklenmesinden, ABD’ye kükremesinden çok daha kötü bir şeydir. Artırılması ve infial oluşturacak, milleti kutuplaştıracak hale getirilmesi hedeflenen terörün temel gayesi bu değişiklikleri engellemektir. Son günlerde şahit olduğumuz terör, dış etkenlerden çok, iç etkenlerin ve aktörlerin etkisindedir. Amacı da Türkiye’yi uluslararası bazı şeylere zorlamak veya geri adım attırmak değil; iç dengelerle oynamasını, anayasa değikikliği yapmasını engellemektir.

Hükümet dahil, muhatapların terörün dilini iyi okuması gerekmektedir. Son olaylarda Apo’nun dediklerine, örgütün bildirilerine vs takılırsak; olayları okuyamaz, sağlıklı değerlendirme yapamaz, gerekli tedbirleri alamayız.

Son günlerde şahit olduğumuz terör eylemlerinin amacı içeriye, iç politikaya mesaj vermektir; hükümeti demokratik değişikliklerden vazgeçirmek ve referandum sürecini sabote etmektir.