1 Ağustos 2011 Pazartesi

TSK 'Ders' Alıp 'Yoldaş'ı Yükseltmiş!

MİT’İN THKP-C davasında yargılandığını rapor ettiği Korg. Ziya Güler’in örgütsel faaliyeti 1980 öncesi bir Genelkurmay kitabında da anlatılıyor.
Taraf’ın geçen hafta “Yoldaş General” manşetiyle duyurduğu Balyoz davasının tutuklu sanığı Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Ziya Güler’in 1972 yılında THKP-C davasından yargılandığı ve TBKP Politbürosu’na yazı yazdığı yönündeki MİT belgesi tartışılırken, Güler’in isminin, 1980 öncesi Genelkurmay tarafından yayınlanan ve TSK içindeki illegeal Marksist-Leninst yapılanmayı deşifre ettiği “Ders Alalım” adlı bir kitapta da yer aldığı ortaya çıktı. Söz konusu kitapta TSK içindeki gizli komünist yapılanmaya örnek verilirken, Ziya Güler’in örgütlenme çalışmaları THKP-C üyesi olarak sorgulanan Hava Harp Okulu öğrencisi Çetin Tunç’un ifadesinde yer alıyor. Tunç, Güler ile birlikte yürüttükleri örgütsel çalışmaları detaylarıyla anlatıyor.

TSK’yı ihtilale çekecekler
Genelkurmay Başkanlığı tarafından basılan “Ders Alalım” adlı kitap, altı bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümü “Önsöz”. Önsözde kitabın basımına neden ihtiyaç duyulduğu şöyle anlatılıyor: “Genelkurmay Başkanlığı’nca bu kitabın yayınlanmasından maksat 12 Mart Muhtırası’ndan sonra, 26 Nisan 1971 tarihinde ilan edilen sıkıyönetim uygulamaları sırasında memleketimizde meydana çıkarılan Marksist-Leninist ve Maoist yeraltı örgütlerinin TSK bünyesine nasıl sızdığını ve bu örgütlerin genç subay ve astsubaylarla askeri öğrencileri nasıl ele alarak kendi ideolojilerine hizmet ettirmek istediklerini Silahlı Kuvvetler mensuplarına bütün açıklığı ile anlatmaktadır. Bu kitap, Türkiye’de ikinci bir kurtuluş savaşı vermek sloganı içerisinde Türk milletini ve Türk halkını parçalayarak ikinci bir Vietnam yaratmak ve bu suretle memlekete komünizmi sokmak ve son Türk devletini ortadan kaldırmak isteyen iç ve dış düşmanların Türk milletinin öz varlığı ve yegâne teminatı olan kahraman Silahlı Kuvvetlerimize çeşitli yollarla çengel atmak suretiyle her sahada işledikleri cinayetlere paralel olarak TSK’nın genç kademelerini bir ihtilal düzeyi içersinde kendi emellerine ortak etmek suretiyle memleketi bir iç harbe sürüklemek hayali içersinde sarf ettikleri çabaları açığa vuracak, sorumlu makamlar nezdinde uyarıcı bir rol oynayacaktır.”


Ziya Güler sahnede
Kitabın ilerleyen bölümlerinde “Askeri okullara ve birliklere Marksist, Leninist, Maoist eserlerin sokulması, eğitim ve hücre çalışmalarına ait ifadeler” anlatılıyor. Hava- Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki sol örgütlenmeler ile tutuklanan askerlerden bazılarının ifadeleri ayrıntılı olarak kitapta yer alıyor. Korgeneral Ziya Güler’in ismi de yakalanan öğrencilerden Çetin Tunç’un ifadelerinde yer alıyor. Tunç, okulda nasıl örgütlendiklerini, okul dışındaki çalışmalarını okuldan arkadaşı olan Ziya Güler’in örgüt içerisindeki konumunu ayrıntılarıyla anlatıyor. Tunç’un ifadelerinde Ziya Güler şöyle yer alıyor: “....Zaman ilerledikçe kitap okuma işini süratlendirdik ve başta CEVAT TAŞIRAN olmak üzere MUSTAFA ÇAKIR, SEZAİ YAVAŞ, KAMİL YÜKSEL, MUSTAFA ÖZER, CAFER ÇULLU, KEMAL ÖZKAN, ZİYA GÜLER, CİHAT SEVİM, YARULLAH ÇALIŞ, MUHTEREM BAHÇECİ, VURAL İŞGÖZEN, NADİR YAVUZ ve ben aramızda bir grup oluşturduk. Amacımız yukarıda söylediğim gibi kültür seviyemizi yükseltmekti...”

“....Örgütümüz adına ev tutulduğunu biliyorum. Hatta bir aralık ev tutmak için örgüt üyesi arkadaşlardan para da toplanmıştı. Yeni kapı sahil yolundaki çay bahçelerinden DAR VAKİT’e giderdim. Bir defasında CEVAT TAŞIRAN’ın yanında NAKİ TOLUNAY, ZİYA GÜLER, MUSTAFA ÇAKIR, CİHAT SEVİM, MUHTEREM BAHÇECİ, SEZAİ YAVAŞ ve KEMAL ÖZKAN’ın da bulunduğunu görmüştüm, guruba sonradan gelen KAMİL YÜKSEL de katıldı. Burada CEVAT TAŞIRAN örgütsel faaliyetlerimiz ve eğitim çalışmalarımız üzerinde eleştiriler yaptı...”

“... SAFFET ALP’in Kızıldere köyünde Güvenlik Kuvvetleri ile yaptıkları çatışma sonunda ölmesi olayından sonra bizim Hava Harp Okulu içerisinde oluşturduğumuz illegal Marksist Leninist örgütün Türkiye Halk Kurtuluş Partisi ve Cephesi bünyesinde olduğunu öğrenmiş bulundum. Örgütümüzün henüz oluşturulmaya başlandığı sıralarda bir gün Cevat Taşıran yanıma gelerek kuracağımız illegal örgüt için bana kabataslak bir görev şeması yaptı. Buna göre KAMİL YÜKSEL, İSKENDER KARAMAN, NADİR YAVUZ, VURAL İŞÖZEN ve DOĞANER SEÇER’i; CEVAT TAŞIRAN, CAFERÇULLU, KEMAL ÖZKAN, ve beni; SEZAİ YAVAŞ, MUHTEREM BAHÇECİ, ZİYA GÜLER ve YARULLAH ÇALIŞ’ı; MUSTAFA ÇAKIR ise MUSTAFA ÖZER, CİHAT SEVİM ve SERHAT GİRGİN’i eğitime tabi tutacaklar ve bu şekilde hücresel köklü bir kadro meydana getirilecekti.

Kızıl taarruz püskürtülmüş
Kitabın altıncı ve son bölümü ise “Sonuç” kısmı. İki sayfadan oluşan Sonuç kısmında özetle şu bilgilere yer verilmiş: “Bu kitapta, sizlere aşırı sol faaliyetlerin (Komünizm cereyanlarının) aranıza nasıl sokulmak istendiği, çok temiz ve masum kardeşlerinizin aldatılarak ağır suçlar işlemelerine yol açtıkları, dolayısıyla büyük ümitlerle girmiş oldukları şanlı ve şerefli askerlik mesleğinden nasıl saf dışı bırakıldıkları ve nihavet içlerinde besledikleri meslek aşkını söndürerek hapishane köşelerine ne şekilde itildiklerini kendi gerçek beyanlarına dayanan örnekleriyle okumuş ve bir fikir sahihi olmuş bulunuyorsunuz. Bugün her birinizin ailelerinize ve yurt savunmasına katkıda bulunacak bir devrede kızıl militanların sahte vaat ve davranışlarına inanarak arkadaşlarınız gibi aynı ağın içersine düşmemeniz için ibret verici bu kitaptan büyük dersler çıkararak hem kendinizi ve hem de maiyetinizi bu tehlikeden korumaya ve kollamaya cehdediniz. Şunu bilmelisiniz ki, bu yıkıcı faaliyetler, yalnız Silahlı Kuvvetlerimize tevcih edilmeyip, alın teri ile yurt içinde ve yurtdışında maişetini temine çalışan namuskâr, vatanperver Türk işçilerine, yürekleri yurt sevgisi ile dolu olduğuna ve gerektiğinde bir işaretle topyekun yurt savunmasına koşacaklarından asla şüphe edilmeyen ve büyük Atatürk’ün kendilerine emanet ettiği Cumhuriyetimizin bekçisi olan Türk gençliğine ve diğer kuruluşlara da aynı metotlarla işleyerek milletin bu önemli güç ve varlıklarını çökertip kızıl emellerini gerçekleştirmeye çalıştıkları da tespit edilen birer vakıadır. Yalnız gerçek olan husus, Marksist-Leninist ve Maoist örgütlerin bu faaliyetleri ve Devlet Kuruluşları içinde bugüne kadar yaptıkları tahribat, hiçbir zaman genç nesillere miras kalmayacak ancak Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak girecektir. Son yıllarda geçirdiğimiz yıkıcı faaliyetleri kısaca değerlendirmek gerekirse Türkiye içerden bir (Kızıl Taaruz’a) uğramış ve fakat bu taarruz püskürtülmüştür. Doktriner amaçlar güden bu iç saldırıda (Kalelerin içten fethini) örgütleven Marksist-Leninist üstat ve stratejilerin kullandıkları zümreler, Türkiye’de ikinci bir kurtuluş savaşı vermek ve buna göre Türk halkını emperyalizmin pençesinden kurtarmak gibi bir sloganı bayrak edinerek Türk’ü Türk’e kırdırıp yerine klasik Ortodoks metodlarıvla yeni bir Marksist-Leninist ve Maoist rejim getirmeyi önermişlerdir.”

Güler TSK’da nasıl yükseldi
Tüm bu bilgilerden sonra, Hava Harp Okulu’nda öğrenci olduğu dönemde yargılanıp tutuklanan, Genelkurmayın hazırladığı bu kitapta da ismi ağır ifadelerle geçen Ziya Güler’in nasıl Korgeneralliğe yükseltildiği merak konusu.