22 Ağustos 2011 Pazartesi

Savunma Sanayii Cuntacıların Emrinde !

HAVELSAN Genel Müdürü Balyoz sanığı olarak cezaevinde... Savunma Sanayii firmalarını Balyoz planı doğrultusunda sevk ve idare etmekle suçlanıyor.
Yeni Şafak'tan Abdülkadir Selvi, 'Sivil çözüm için silahlı mücadele' dedi. İkinci Dağlıca baskınının Heronların tespiti ile önlendiğini hatırlatan Selvi, "Bir HERON'un tespiti dahi bize ikinci Dağlıca baskınını yaşatmadıysa, savunma sanayiine hizmet veren kuruluşlardan daha fazla yararlanabiliriz." dedi.
Abdülkadir Selvi, "Terörle mücadelede yeniden yapılanmaya gidilirken, Savunma Sanayii'ni, savunma ihalelerini, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nı, Aselsan'ı, Havelsan'ı,TAI'yi, Roketsan'ı,TEİ'yi yeniden yapılandırmamız gerekiyor." görüşüne yer verdi.
Ergenekon'un en büyük para kaynağının savunma ihaleleri olduğunu da ifade eden Selvi, HAVELSAN Genel Müdürü'nün Balyoz davasından tutuklu bulunduğunu hatırlattı ve HAVELSAN, ASELSAN gibi önemli noktalar için yapılmış olan planlara yer verdi.
Terörle mücadelede son gelişmelere de değinen Selvi, "Sivil çözümün önünü açabilmek için silahlı operasyon yapılıyor." dedi.
İşte Selvi'nin önemli analizi:
İkinci Dağlıca baskınını Heronların tespiti üzerine önledik. Birinci Dağlıca baskınını ise, teröristleri "Çoban zannettik" diyen komutanın ihmali üzerine yemiştik.

13 askerimiz şehit olmuştu.

Kürt sorunu konusunda Türkiye'nin en sağlıklı düşünen beyinlerinden olan Doç. Dr. Hüseyin Yayman'ın tespitlerine göre, terörle mücadeleye 300 milyar dolar harcandı.

Bu parayla 15 bin adet 24 derslikli okul, 900 adet 400 yataklı tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanesi, 150 adet Boğaz Köprüsü, 120 adet Atatürk Barajı yapılabilirdi.

Yoksulluktan kurtulma mücadelesi veren bu millete reva mı?

Kurtuluş Savaşı'nda 10 bin 885 şehit verdik. PKK ile mücadelede 11 bin 776 şehidimiz oldu.

50 bin can kaybı var.

Toplumsal yapımızda meydana getirdiği tahribata ise değinmek istemiyorum.

Bu milleti birbirine bağlayan, "din kardeşliği" gibi sarsılmaz bir bağ olmasaydı vay halimize.

Yıllarca, "İrticayla mücadele" adı altında dine savaş açan zihniyetin, ülkeye verdiği zararı bir de bu açıdan düşünmekte yarar var.

Onlar başarılı olsaydı da din bağımız kopsaydı, ne olurdu halimiz?

Genelkurmay'ın emriyle, irticayla mücadele siteleri kuruldu.

Ama 11 bin şehidin olmasına rağmen PKK'yla mücadele için kurulmuş tek bir internet sitesi var mı?

PKK'ya karşı sınır ötesi operasyon yapılırken bunlar yazılır mı demeyin.

Eğer geçmişte her türlü belayı göze alarak Dağlıca baskınındaki hataları yazmasaydık, İkinci Dağlıca baskını önlenemezdi.

30 yıldır terörle mücadele ediyoruz ama bu mücadelede elektronik harp unsurlarını devreye sokamadık.

Şimdi varsa Heronlar, yoksa Heronlar.

1957 yılından bu yana kullanıyor, askeri uydular. Tek bir askeri uydumuz var mı?

1990'larda Predatör uçağı kiralamıştık.

Pek yararlanamadık.

Predatörlerin özelliği, üzerine silah sistemlerinin monte edilebilmesi ve hedefi tespit ettikten sonra, etkisiz hale getirebilmesi.

Biz yıllarca bu sistemleri niye düşünmedik?

Özel sektörümüz İnsansız Hava Araçları konusunda müthiş bir atılım içinde Vestel grubu ile Kale-Bayraktar ortaklığı, yüzde yüz milli olan, "Taktik İHA"ları geliştirdi, iki firma da üretime geçtiler.

TAI yerli İHA üretiyor, milli uydumuz için çalışmalar sürüyor. Ama dün bir, bugün iki.

Bizim bir savunma sanayiimiz var.

Örneğin elektronik harp sistemleri konusunda HAVELSAN diye bir kuruluşa sahibiz.

HAVELSAN Genel Müdürü Faruk Yarman şu anda nerede?

Balyoz sanığı olarak cezaevinde.

Savunma Sanayii firmalarını Balyoz planı doğrultusunda sevk ve idare etmekle suçlanıyor.

Savunma sanayiinde faaliyet gösteren kuruluşlarda isim isim tespit yapmışlar.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda 76 isim.

Bunların karşısına, "Güvenilir olup, yeni yapılanmada görevlendirilebilir personel" notu düşülen de var, başka bakanlıklarda kritik görevlere getirilecekler de.

Aselsan'da 52 kişinin ismi listelenmiş. "Güvenilir olan", "Türk Telekom'da yönetici olacak" ya da "Aselsan'a Genel Müdür yapılmalı" gibi notlar düşürülerek.

Havelsan'dan ise 358 kişinin ismine yer verilmiş. Bazı isimlerle özellikle ilgilenilmiş, bunlardan, "Kamuda Kritik Görevler Atanacaklar" diye özel bir bölüm oluşturulmuş.

Adalet Bakanlığı'ndan Milli Eğitim'e kadar kim nereye atanacak tek tek tespit edilmiş.

En kapsamlı çalışma ise TAI'de gerçekleştirilmiş. THY'den Gümrük Müsteşarlığı'na, Çalışma Bakanlığı'ndan Maliye'ye kadar atanacak isimler belirlenmiş.

Özel dosyalar da oluşturulmuş. Veli Küçük'ün tavassutu olan Havelsan'cı A.Ö. ile MİT Müsteşarlığı Personel Daire Başkanlığı'na getirilecek olan B.Ö gibi isimlere burada yer verilmiş.

Terörle mücadelede yeniden yapılanmaya gidilirken, Savunma Sanayii'ni, savunma ihalelerini, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nı, Aselsan'ı, Havelsan'ı,TAI'yi, Roketsan'ı,TEİ'yi yeniden yapılandırmamız gerekiyor.

Bir HERON'un tespiti dahi bize ikinci Dağlıca baskınını yaşatmadıysa, savunma sanayiine hizmet veren kuruluşlardan daha fazla yararlanabiliriz.

En fazla zayiatı karakol baskınlarından verdik. Sınırlarımıza, karakollarımızın etrafına sensör sistemi kurulamaz mı?

Kandil'e uçaklarımız gitmeden önce, hedefler güdümlü füzelerle anında imha edilemez mi?

Savunma sanayiini cunta faaliyetleri için değil, bu maksatla kullanırsak pek ala olur.

Başlı başına bir tartışma konusu olduğu için burada çok girmek istemiyorum ama Ergenekon'un en büyük para kaynağının savunma ihaleleri olduğu bir kenara not edilmeli.

Not edilecek başka gelişmeler de söz konusu.

PKK'ya yönelik operasyon nedeniyle Genelkurmay ve bazı kuvvet komutanlıklarının karargahı adeta bölgeye taşınıyor.

Hava operasyonlarını, "derinlikli" kara operasyonu tamamlayacak.

Kara operasyonu için özel yetişmiş öncü birlikler sınırda hazır bekliyor. Ama bu kez farklı bir operasyon planlanıyor. Eşzamanlı olarak içeride de operasyon planlanıyor. Hedef Şemdinli-Hakkari hattında örgütün etkinliğini kırmak.

Operasyonlar tek başına çare değil.

Amaç, örgütün etkinliğini kırdıktan sonra, halkı kazanacak olan demokratik açılımı hızla devreye sokmak.

Başbakan Erdoğan'ın operasyonların görüşüldüğü toplantılarda sık sık, "Demokratik Açılım'dan vazgeçilmiş değil" diye uyardığı söyleniyor.

Sivil çözüm rafa kaldırılmış değil. Tam tersine sivil çözümün önünü açabilmek için silahlı operasyon yapılıyor.