AİHM, PKK’nın 1992’de kaçırdığı Batmanlı er İzzettin Açış’ın ailesinin açtığı davada, “PKK’ya katıldı” diyen Türkiye’yi 25 bin 400 Euro tazminata mahkum etti.
8 Haziran 1992’de Siirt Eruh Tünekpınar köyü jandarma karakoluna saldıran PKK’lı grup bir askeri şehit ederken yaralanan İzzettin Açış’ı da rehin alarak kaçtı. Olayla ilgili Diyarbakır DGM tarafından başlatılan ve halen açık olan soruşturma dosyasında hiçbir ilerleme sağlanamazken er Açış, 9 Eylül 1992’de Kızıl Haç aracılığı ile ailesine bir mektup gönderdi ve “yakında serbest bırakılma arzusunda” olduğunu yazdı. Bu mektup Açış’tan alınan son haber oldu. Er Açış’ın ailesinin değişik tarihlerde yetkili kurumlara verdikleri dilekçelere gelen yanıtlarda Açış’ın hâlâ PKK’nın elinde bulunduğu ve kaçırılmasıyla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.
Masraf için dava düştü
Er Açış’ın eşi Saniye ile olay tarihinde sırasıyla 3, 2 ve 1 yaşlarında olan üç çocuğu, 1992’deki mektuptan sonra hiçbir haber alamadıkları Açış’ın gaip sayılması ve kendilerine maaş bağlanması için dava açtı. Ancak TSK, Açış’ın kaçırıldıktan sonra PKK saflarına geçtiği ileri sürdü. Mahkeme de bunu dikkate alarak “ölümünün belirsiz olduğu ve kesinlik kazanmadığı” gerekçesiyle ailenin talebini reddetti. Yargıtay da bu kararı onadı. Ailenin başvurduğu Mehmetçik Vakfı da talebi reddetti. Bunun üzerine erin ailesi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Aile, yoksulluk belgelerini sunarak, mahkeme masraflarından muaf tutulmalarını talep etti. Ancak AYİM, 1.297 TL tutarındaki adli yardım talebini reddetti ve ailenin bu tutarı ödememesini gerekçe göstererek davanın esasına girmeden ‘düşme’ kararı verdi.
‘Aşağılayıcı muamele’
Bunun üzerine AİHM’e dava açan erin eşi ve 3 çocuğu babaları İzzettin Açış’ın kaçırılması, aradan geçen uzun yıllara rağmen bulunamaması ve kendilerine de maaş bağlanmaması nedeniyle tazminat talep etti. Kararda, AİHM’in önceki içtihatlarına göre, kayıp yakınlarının içinde bulunduğu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesine aykırılık teşkil eden bir insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele olarak kabul edilebileceği belirtildi. Hükümetin er Açış’ın ailesine çelişkili bilgiler verdiği, bir taraftan aramaların devam ettiğini belirtirken, diğer taraftan PKK saflarına geçtiği şeklinde bilgi verildiği vurgulanan kararda “Yetkililerin aileye karşı sergiledikleri tavrın onlar üzerinde 3. madde kapsamına girebilecek kadar ciddi düzeyde bir acı ve endişe yarattığı sonucu çıkmaktadır” denildi. AİHM, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin ailenin yargılama giderlerinden muaf olma talebini kabul etmemesini de ‘adil yargılanma hakkının’ ihlali olarak gördü. AİHM anne ve 3 çocuğa taplam 23 bin 400 Euro manevi tazminat ve 2 bin Euro (toplamda yaklaşık 63 bin 500 TL) yargılama masrafı ödenmesine karar verdi. Ancak ailenin avukatı Mesut Beştaş, VATAN’a yaptığı açıklamada Şubat ayında alınan karara rağmen Türkiye’nin tazminatı ödemediğini söyledi.
8 Haziran 1992’de Siirt Eruh Tünekpınar köyü jandarma karakoluna saldıran PKK’lı grup bir askeri şehit ederken yaralanan İzzettin Açış’ı da rehin alarak kaçtı. Olayla ilgili Diyarbakır DGM tarafından başlatılan ve halen açık olan soruşturma dosyasında hiçbir ilerleme sağlanamazken er Açış, 9 Eylül 1992’de Kızıl Haç aracılığı ile ailesine bir mektup gönderdi ve “yakında serbest bırakılma arzusunda” olduğunu yazdı. Bu mektup Açış’tan alınan son haber oldu. Er Açış’ın ailesinin değişik tarihlerde yetkili kurumlara verdikleri dilekçelere gelen yanıtlarda Açış’ın hâlâ PKK’nın elinde bulunduğu ve kaçırılmasıyla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.
Masraf için dava düştü
Er Açış’ın eşi Saniye ile olay tarihinde sırasıyla 3, 2 ve 1 yaşlarında olan üç çocuğu, 1992’deki mektuptan sonra hiçbir haber alamadıkları Açış’ın gaip sayılması ve kendilerine maaş bağlanması için dava açtı. Ancak TSK, Açış’ın kaçırıldıktan sonra PKK saflarına geçtiği ileri sürdü. Mahkeme de bunu dikkate alarak “ölümünün belirsiz olduğu ve kesinlik kazanmadığı” gerekçesiyle ailenin talebini reddetti. Yargıtay da bu kararı onadı. Ailenin başvurduğu Mehmetçik Vakfı da talebi reddetti. Bunun üzerine erin ailesi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Aile, yoksulluk belgelerini sunarak, mahkeme masraflarından muaf tutulmalarını talep etti. Ancak AYİM, 1.297 TL tutarındaki adli yardım talebini reddetti ve ailenin bu tutarı ödememesini gerekçe göstererek davanın esasına girmeden ‘düşme’ kararı verdi.
‘Aşağılayıcı muamele’
Bunun üzerine AİHM’e dava açan erin eşi ve 3 çocuğu babaları İzzettin Açış’ın kaçırılması, aradan geçen uzun yıllara rağmen bulunamaması ve kendilerine de maaş bağlanmaması nedeniyle tazminat talep etti. Kararda, AİHM’in önceki içtihatlarına göre, kayıp yakınlarının içinde bulunduğu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesine aykırılık teşkil eden bir insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele olarak kabul edilebileceği belirtildi. Hükümetin er Açış’ın ailesine çelişkili bilgiler verdiği, bir taraftan aramaların devam ettiğini belirtirken, diğer taraftan PKK saflarına geçtiği şeklinde bilgi verildiği vurgulanan kararda “Yetkililerin aileye karşı sergiledikleri tavrın onlar üzerinde 3. madde kapsamına girebilecek kadar ciddi düzeyde bir acı ve endişe yarattığı sonucu çıkmaktadır” denildi. AİHM, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin ailenin yargılama giderlerinden muaf olma talebini kabul etmemesini de ‘adil yargılanma hakkının’ ihlali olarak gördü. AİHM anne ve 3 çocuğa taplam 23 bin 400 Euro manevi tazminat ve 2 bin Euro (toplamda yaklaşık 63 bin 500 TL) yargılama masrafı ödenmesine karar verdi. Ancak ailenin avukatı Mesut Beştaş, VATAN’a yaptığı açıklamada Şubat ayında alınan karara rağmen Türkiye’nin tazminatı ödemediğini söyledi.