Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’e ait olduğu öne sürülen ses kaydı bir internet sitesi üzerinden medyaya yansıdı. Güneydoğu’da PKK saldırılarında verilen kayıplarla ilgili açıklamaları -acı itirafları- ordunun zirvesinde görev yapmış bir komutandan dinlemek çarpıcı ama şaşırtıcı değil!
Karakol baskınlarından, TSK mayınlarına basarak ölen askerlere, kendi arkadaşının silahından çıkan ateşle vurulan ere, arazide yanlış konumlanmaktan, Heron görüntülerini zamanında değerlendiremeyen personele, baskın yiyince mevziden kaçan tim komutanına Koşaner’in “tepki göstererek” verdiği örnekler her biri skandal niteliğinde ve muhtemelen soruşturma açılmış olayları yansıtmaktadır.
Karakol baskınlarından, TSK mayınlarına basarak ölen askerlere, kendi arkadaşının silahından çıkan ateşle vurulan ere, arazide yanlış konumlanmaktan, Heron görüntülerini zamanında değerlendiremeyen personele, baskın yiyince mevziden kaçan tim komutanına Koşaner’in “tepki göstererek” verdiği örnekler her biri skandal niteliğinde ve muhtemelen soruşturma açılmış olayları yansıtmaktadır.
Örneğin Hantepe’yi şöyle anlatıyor komutan:
“Arkadaşlar bir üssü, bir tepeyi, bir kritik araziyi korurken esas, mevzi kazıp gömülmektir. Kayalık sert yerlerdeyiz ve tabii kazıp gömülmek mümkün olmuyor çoğu zaman. Ne yapıyoruz o zaman kum torbası bol. Kum torbalarını üst üste koya koya karakolların etrafında nöbet kulübesi gibi kulübeler meydana getiriyoruz. Bir de delik açıyoruz, buradan gelecekler bakacağız diye. Böyle bir koca hedef oluyor. Arkadaşlar karanlıkta gece görüş aleti olmasa bile ben RPG-7 ile 200 metreden onu tak diye vururum. Bak bu yaşımda vururum, isterseniz deneyelim. Böyle kulübe yapıyorsunuz ona mevzi diyor bazıları, mevziye giriyorlar. Ondan sonra ilk rokette vuruluyor orası. Öyle oldu değil mi, Hantepe’de üsteğmenimiz de orada gitti. Öyle mevzi olur mu, nerede görülmüş. İşte Hantepe’de insansız hava aracı (İHA) görüntüsünde bile belli. Koştular içine girdiler değil mi? Tam bir kepazelik halimiz.”
Heronlar da geniş yer tutuyor ses kaydında:
“Şunu gördük ki, eğer zamanında uygun şekilde kullanabilsek bize çok büyük imkân kazandırıyor. Ama görüntüyü zamanında izleyen komutan hakikaten o operasyona müdahale edebilecek bilgide ve tecrübede olması gerekir. Oradaki nöbetçi subayın yapabileceği iş değil o. Demek ki önce ilgili komutanın süratle ekranın başına gelmesi, uçak mı isteyecek, helikopter mi göndertecek, topçuyu mu tanzim ettirecek bunları yapması lazım. IHA geç geldi, sağa git dedim sola gitti falan filan yok arkadaşlar. Herkes işine sahip olacak.”
Bu konuşmalar Hantepe’den sonra yapılıyor ama ondan önce de Aktütün ve Dağlıca baskınları yaşandı.
Aktütün saldırıya uğrarken golf oynayan komutanlar vardı!
Komutan bunları söylüyor ama ders alınıyor mu?
Silvan’da 13 şehit verilen saldırıdan sağ kurtulan Er Regaip Özdemir, arazide yorgun düşen birlik uyurken baskın yediklerini anlatıyor. Çukurca’da mayın tuzağına düşürülen tim de hâkim tepeden açılan ateşin kurbanı oldu.
Ses kaydındaki, “Eylemsizlik falan dinlemeyiz” sözleri de ilginç.
Koşaner’in acı itirafları Kandil’i bombalamakla sorunun çözülmeyeceğinin de kanıtı değil mi?