Sanki birileri, yeni Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e 'Dikkatli olun, siz de dinleniyorsunuz'diyor gibi..
Orgeneral Işık Koşaner’in Yüksek Askeri Şura öncesinde subay terfi ve tutuklamaları gerekçesiyle Genelkurmay Baskanlığı’ndan istifası ve emekliye ayrılması ardından önceki gün dolaşıma sürülen yasadışı ses kaydı çok yönlü sorulara neden oldu.
Bu soruların bir kısmı ve insan hayatı söz konusu olduğu için kuşkusuz daha önemli olanları, ses kaydının içeriğine ilişkin.
Orgeneral Işık Koşaner’in Yüksek Askeri Şura öncesinde subay terfi ve tutuklamaları gerekçesiyle Genelkurmay Baskanlığı’ndan istifası ve emekliye ayrılması ardından önceki gün dolaşıma sürülen yasadışı ses kaydı çok yönlü sorulara neden oldu.
Bu soruların bir kısmı ve insan hayatı söz konusu olduğu için kuşkusuz daha önemli olanları, ses kaydının içeriğine ilişkin.
Ses kaydının Koşaner’e ait olup olmadığı mutlaka sorgulanmalı; ama bu yazının yazıldığı dün akşam üzeri saatlerine dek, aksi yönde bir açıklama olmadı.
Tersine, AK Parti cenahından gelen ‘Yabancı istihbarat örgütü olabilir’ açıklaması, kaydın gerçek olduğunu peşinen kabul edildiğini gösteriyor.
İçerikte neler olduğunu dün gazetelerden okumuşsunuzdur. Genel olarak ‘İtiraf’ yorumu yapıldı. Ama kayıttaki sözlerin Türk Silahlı Kuvvetleri adına müthiş bir özeleştiri olduğu da görülmeli.
Neticede Genelkurmay Başkanı, astları olan subaylara felaket bir ‘fırça çekiyor’, sokak deyimiyle. İşin içine kendi yönetimini de katmak suretiyle ne liderlik eksikliğini bırakıyor Türk ordusunun, ne de PKK ile mücadele azmini. Yirmi yıl önce rastgele döşenen ve sıradan köylüleri, askerleri havaya uçuran mayınlardan söz ediyor-ki bu da bizi faili meçhullerin, komploların, ekonomik ve siyasi çöküşün yılları olan 90’ların başına götürüyor.
Bu sözlerin sahibi eğer Koşaner ise, sessiz çoğunluğun sormaya cesaret edemediği sorulara cevap veriyor demektir. Peki o zaman neden elinde gereğini yapma imkanı ve soruşturmalar nedeniyle firsatı da varken bunu kullanmak yerine ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ anlayışını sürdürmeyi tercih etti? Bilmiyoruz ama, etmemişse de dışarıdan görünen ve istifayla pekişen izlenim budur.
Dolayısıyla kaydın içeriği daha çok konuşulacak ve hem Kürt sorunu, hem PKK ile mücadele, hem de siyaset-asker ilişkilerinin geleceği bakımından daha çok konuşulacağa benziyor.
Diğer iki boyut birbiriyle bağlantılı: Birisi kaydın alınabilmiş olması, ikincisi kaydın yayınlamasındaki zamanlama.
Koşaner, görevde iken ortam dinlemesine kurban giden ve tabii bilebildiğimiz ikinci Genelkurmay Başkanı oldu. Daha önce İlker Başbuğ’un, muhtemelen Brüksel’deki bir toplantıdaki sözleri ortalığa saçılmıştı. Koşaner’in de Tunceli’de teftişteyken dinlemeye düştüğü anlaşılıyor.
Zamanlama bakımından, bu kaydın Genelkurmay’da Balyoz davasını da ilgilendiren bir çalışma yapıldığının doğrulanmasından hemen sonra internete düşmesi dikkat çekici.
Bir başka dikkat çekici nokta da, hükümetin Genelkurmay’ın telefon dinleme yetkisini Milli İstihbarat Teşkilatı’na devredeceği yolunda Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından yapılan açıklamadır.
Sanki birileri, yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e ‘Dikkatli olun, siz de dinleniyorsunuz’ diyor gibi.
Ve bu dinlemeyi yapanlar eğer gerçekten yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantılıysa, o zaman sorularımıza bir de ‘Peki MİT ne yapmış buna karşı?’ Sorusunu da eklememiz gerekiyor.