25 Ağustos 2011 Perşembe

Karargâhın iç sorunu / Okan Müderrisoğlu

Ortam dinlemesindeki ses kaydı eski Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner'e ait olsa da olmasa da yansımaları çok önemli. Kabul edelim ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıllarca iç tehdit unsuru gibi sunduğu kesimler, "acı itirafları" rövanşist duygu ile değerlendirdiler. Duygusal, hatta ön yargılı yorumlar bir kenara bırakıldığında, sağduyulu kesimlerde bile E. Org. Koşaner'e atfedilen sözler sanıldığı kadar şaşkınlıkla karşılanmadı. Zira, yıllarca derinde tutulan ama son dönemde açığa çıkan gerçekler, askerin asli işine yeterince odaklanmadığını gösterdi. Daha doğrusu, sınırlı sayıda kurmay kadronun asli işinin yanında eş zamanlı olarak siyaseti dizayn etmeye çalıştığı kanısı artık toplumun geneline hakim oldu. Üstelik, askerin işini gücünü bırakıp siyaset yaptığı algısı öyle kolay kolay değişecek gibi değil. Bu yüzden, yeni anayasa çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, çağdaş demokrasilerdekine benzer yapıya oturması, kurumsal güvenilirlik katsayısının yükselmesi bakımından son derece gerekli.
***

Usulsüz dinleme ne kadar vahimse o dinlemeyi yapanın veya fırsat verenin, bizzat komutanla aynı ortamı paylaşanlardan biri olması ihtimali de o kadar vahim. İyi hatırlıyorum, Balyoz Darbe Planı iddiası gündeme geldiğinde, Genelkurmay Başkanlığı, belli başlı gazetelerin temsilcilerini, "plan semineri" konusunda bilgilendirme ihtiyacı hissetmişti. 1. Ordu Karargahı'ndan sızdırıldığı söylenen malum belgeler için dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. Aslan Güner ile Adli Müşavir Hıfzı Çubuklu, sehven bir başka bilgiyi paylaşmıştı. "Sızdırılan belge, 1. Ordu'nun Harekat Planı" demeye getirmişlerdi.

Karargahındaki gizli belgeye sahip olamayan, stratejik iç değerlendirme toplantılarında gizliliği sağlayamayan, ortam dinlemesine karşı zafiyet içinde görünen TSK profili, yaşanan sürecin en fazla endişe veren boyutudur. Ve bu sorun sarmalı, "TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülüyor" açıklamasıyla kamufle edilecek çapı aşmıştır.

Düşünün ki bu ülkede farklı kuvvet komutanlıklarının adli müşavirleri bir araya geliyor ve uzun tutukluluk süreleri ile özel yetkili mahkemeleri masaya yatırıyor. Bu toplantının Genelkurmay Başkanı'nın emri ile gerçekleştirildiği resmen duyuruluyor olmasına rağmen, "Karargâh'ta emri vaki hali var" havası yayılıyor. İşte orada durup düşünmek lazım.
 
Görünen o ki Yüksek Askeri Şûra sonrasında oluşan yeni komuta kademesinde henüz mutlak işbirliğinden, sivil demokratik standartlara hızlı uyumdan söz etmek için erken. Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel'e açılan kredi ne kadar büyükse, bu kredinin tüketilmesini ve normalleşme sürecinin geciktirilmesini isteyen irade de o kadar büyüktür! Üzerinde durulması gereken ana nokta burasıdır!