25 Ağustos 2011 Perşembe

Predatörler Kandil’de kuş uçurtmaz ama... / Yener Dönmez


 
Türkiye ilk defa terörle gerçekten mücadele edilen bir döneme girme fırsatını yakalamış durumda. Bunun korunabilmesi ve sürdürülebilmesi için hepimize görevler düşüyor.
Modern dünya ordularının yaptığı biçimde hava harekatıyla başlayan mücadelede bazı risklerle karşı karşıyayız.
İlk risk kamuoyunda oluşan infialin baskısıyla kara harekatının erken yapılması.
Buna kuvvetler arası rekabetten kaynaklanan, bölgedeki kara birliklerinin bir an önce öne çıkmak için bastırması da eklenebilir.
Kara harekatı, ister istemez beraberinde kayıplar getiriyor. Bölge çoktan PKK tarafından mayınlanmış durumda.
Uzun süredir yüksek yoğunlukta çatışmaya hazırlanan PKK, kilit konumlardaki yerlere silah, mühimmat, yiyecek ve su yığınaklarını hazırlamış vaziyette. Erken başlayacak kara harekatı, çok sayıda tuzak, pusu ve şehit demek.
Modern orduların yaptıklarına bakın.

Örneğin ABD... Elinde hava gücü olduğu için, kara birliklerini sokmadan önce haftalar süren hava akınları düzenliyor. Düşmanını, başını kaldıramaz hale sokup, bütün lojistik imkanlarını bitiriyor. Yığınaklarını yok ediyor, psikolojisini çökertiyor. Daha sonra kara birliklerine sadece ilerleyip alan hakimiyetini elde etmek kalıyor.
Hükümet ve Ordu kamuoyu baskısına direnip doğru olanı yapmalı.
Erken kara harekatı birçok kazanımı tersine çevirir. Şu an psikolojik üstünlük Türkiye’ye geçmiş durumda ve bu kaybedilmemeli.
PKK minimum iki ay sürmesi gereken hava akınlarıyla perişan edilmeli. Kandil’de saklandıkları inlerinden başlarını çıkartamayacak hale gelmeliler. Geçen gün Dağlıca’da 13 PKK’lının Heron tespiti ve F-16 operasyonuyla yok edilmesi gibi yurtiçinde de aynı yöntem izlenmeli.
Predatörler de Kandil bölgesinde çok verimli kullanılıyor son 15 gündür.
Bir predatör 10 Heron’un yaptığı işe yakın iş çıkartabiliyor.
Predatörlerle Kandil’de kuş uçurtmamak mümkün.
PKK’nın kaya kırma makineleriyle yaptığı mağaralarda dayanma süresi çok sürmez.
Sonra örgütten kopuşlar, firarlar başlayacağı gibi yurtiçindeki unsurlar da dağılmaya başlayacak.
Yiyecek sıkıntısı baş gösteren ve direncini kaybeden örgütü yok etmek kara birlikleri için oldukça kolay hale gelecek.
Ondan sonrası süpürme harekatına kalıyor.
Özel Kuvvetler ve Özel Harekat birlikleriyle, tam istihbarat desteği ve mini Heronların kullanılacağı operasyonlarla kara birlikleri av başlatabilir.
İkinci sıkıntılı nokta ise PKK’ya darbe indiren Hava Harekâtının bizzat yürütüldüğü Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığında önümüzdeki günlerde yaşanacak komutan değişikliği.

Şu an Diyarbakır 2. Kuvvet Komutanlığı mükemmel işler çıkarıyor. Ancak buraya Korgeneral Veysi Ağar atandı. Önümüzdeki hafta içinde görevi devralmak için Diyarbakır’a gidecek muhtemelen.
Bu seçim oldukça hatalı.
Birincisi Ağar, muharip değil. Güneydoğu’nun en etkin vurucu gücünün başına getirilmesini anlamak mümkün değil.
İkincisi; yeğeni PKK terör örgütü üyeliğinden 16 yıla mahkûm olan, aynı zamanda Osman Baydemir’in arkadaşı bir tip.
Kusura bakmayın ama hiçbir dünya ordusunda, istihbarat teşkilatında ve kritik birimlerinde böyle şey olmaz.
Birinci dereceden akrabalarının herhangi birinde falsosu olan ülke açısından hayati bir göreve gelemez.
İsrail’le bu denli ortak çalışan ABD bile en hayati istihbarat birimi olan NSA’e ABD vatandaşı olsa bile Yahudi kökenli birisini almıyor.
Hayati noktalar bunu kaldırmaz.
Diyarbakır 2. Kuvvet Komutanlığı’nın saldırı performansının düşmesi kara birlikleri için öldürücü olacak.