16 Ağustos 2011 Salı

Rütbeli hukukçular da yargılanıyor / Ali Akkuş

İspanya'da demokrasiye geçiş döneminde 8 yıl savunma bakanlığı yapan Narcis Serra, 'Demokratikleşme Sürecinde Ordu' isimli kitabında askerî mahkemelere özel vurgu yapıyor.Askerî mahkemelerin görev alanını daraltacak 'yargı reformu' yapılmadıkça demokrasinin imkânsız olduğunu söylüyor. Askerî yargının verdiği bazı çelişkili kararları hatırlatan Serra, askerlerin işlediği 'siyasi suçların' bu mahkemelerde yargılanmasını demokratikleşmenin önündeki en büyük engel olarak görüyor. Serra'ya göre, askerî mahkemeler uzun süre silahlı kuvvetler için bir nevi koruma mekanizması olmuş İspanya'da. Askerî yargı Türkiye'de de ciddi tartışma konusu. Özellikle Ergenekon ve darbe davalarında sanık olan askerlerin ısrarla askerî mahkemede yargılanmak istemeleri gündemden düşmedi. Referandumdan sonra bu yol tamamen kapanmasına rağmen hâlâ bu talebi dillendirenler var. Mesela dün Silivri'deki duruşmada darbe teşebbüsünden yargılanan sanık Ahmet Zeki Üçok, birinci sınıf hakim albay olduğunu belirterek, yargılamanın Askerî Yargıtay'da yapılmasını istedi.


Kamuoyunda Balyoz davası olarak bilinen dünkü duruşmada sanıklar arasında yer alanların mesleğine bakmakta fayda var: Ali Cengiz Şirin Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askerî Mahkemesi başkanı, Bülent Günçal Hava Kuvvetleri adli müşaviri, Cumhur Eryüksel Kuzey Deniz Saha Komutanlığı başsavcısı, Doğan Uysal Genelkurmay Adli Müşavirliği'nde idari görevli, Hakan Özbek Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda askerî savcı, Tülay Delibaş Askerî Yüksek İdare Mahkemesi raportörü. Meslek ve aldıkları eğitim itibarıyla suç ve suçlunun ne olduğunu bilecek donanımda kişiler bunlar. Ama darbe soruşturmasını yürüten savcıların hazırladığı iddianamede çok ciddi suçlamalar var haklarında. Darbecileri hukuki alanda korumak için çalışma içinde olmakla suçlanıyorlar.

Türkiye, planları yapılmış, uygulama aşamasındaki darbe girişimlerini yargılıyor Silivri'de. Meseleyi sadece 'plan aşamasındalarmış' diyerek küçümsememek lazım. Çünkü bu ülkede yaşanmış bir 12 Eylül örneği var. Dünkü duruşmada sanık avukatları arasında 12 Eylül darbesinde askeri hakim olarak görev yapan Ali Fahir Kayacan da vardı. Darbe olduktan sonra hukukun nasıl uygulandığını görmek için, Kayacan'ın hakim olduğu dönemde verilen kararlara bakmakta fayda var. O kararlardan biri Erdal Eren'le ilgiliydi. Eren'i 17 yaşında darağacına gönderenler yıllar sonra 'pişman olduklarını' söyleseler de giden geri gelmiyor. Darbelerde kaybeden hep Türkiye oluyor.