Çukurca'daki saldırı, soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bir gün önce gelen istihbarata rağmen askerî sevkiyatın durdurulmadığı ileri sürüldü.
Vali yardımcısına yönelik saldırının üstünden 24 saat geçmeden olayın yaşanması 'zafiyet' endişesine yol açtı. 6 ayda 4 saldırının yaşandığı bölgede, alan hakimiyeti sağlanamadı. Bu arada haftalık haber dergisi Aksiyon, çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi. Ronai adını kullanan eski bir PKK'lı, "TSK'ya ait harita, kroki ve kriptolar örgüte ulaştırılıyor." dedi. Aynı kişi, askerî sırların, terör örgütünün eline günlük, haftalık ve aylık olarak geçtiğini öne sürdü.
Aynı yerde 4. saldırı: 12 şehit
Terör örgütü kanlı yüzünü bu kez Hakkari-Çukurca karayolunda gösterdi. Edinilen bilgiye göre, sahurdan sonra saat 04.30 sularında arazi arama tarama faaliyeti için yanları açık, üstü çadırla kaplı araçlarla yola çıkan askerler, Vali Erdoğan Gürbüz Çeşmesi yakınlarında silahlı saldırıya uğradı. Bu birliğe yardım için yola çıkan 3 araçlık askerî konvoy, helikopterlerin bile girmekte zorlandığı mevkide pusuya düşürüldü. Teröristler yola döşedikleri mayınları art arda patlattı. Araçlara da roketli saldırıda bulunuldu. İki zırhlı personel taşıyıcı araç (BTR) imha edildi. Güvenlik güçleri, olayın yaşandığı alana girmek istediğinde ise teröristler yoldaki patlayıcıları infilak ettirdi. Burada da 1 korucu hayatını kaybetti. Hakkâri Valiliği'nden yapılan açıklamada, karayolunun 12. kilometresinde yaşanan olayda 7 mayın birden patlatıldığı bildirildi. Teröristlerin, C-4 ve amonyum nitratla güçlendirilen mayınları kumandayla patlattıktan sonra askerî konvoyu roketatarlarla yoğun ateş altına aldığı belirtiliyor.
Hain saldırı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Hain pusudan bir gün önce olayla ilgili ihbar geldiği, ancak istihbaratın değerlendirilmediği ileri sürülüyor. Aynı bölgede Hakkari Vali Yardımcısı Edip Çakıcı'nın son anda kurtulduğu mayınlı saldırının üstünden 24 saat bile geçmeden böyle bir eylemin gerçekleşmesi 'Güvenlik tedbirlerinde zafiyet mi var?' sorusunu beraberinde getirdi. Olayın gerçekleştiği yer, 'geçiş noktası' özelliği taşıyor. Bu bölgede son 6 ayda 4 saldırı oldu. Bölgede alan hâkimiyeti yıllardan beri sağlanamadı.
PKK, ŞEHİRDE KİMLİK KONTROLÜ YAPIYOR
Çukurca'da 7 Ağustos'ta da yola döşenen patlayıcı polis aracının geçişi sırasında patlatılmış, saldırıda 1 polis şehit olurken, 3 polis yaralanmıştı. Yine 8 Ağustos'ta Hakkari'de sokak ortasında bir sivil polis şehit edildi. Hakkâri, Türkiye'nin en sarp ve dağlık yöresi. Ciddi bir güvenlik problemi var. Hakkâri'de ilçeler de dahil edildiğinde yaklaşık 50 bin asker bulunuyor.
Hakkâri ve çevresini baskı altına alan PKK'lı grubun Kavaklı bölgesindeki Kato-Marinus kampında yaşadığı belirtiliyor. 150 kişilik terörist grubun barındığı kampı bütün Hakkârililer biliyor. İnsanlar, şehre yarım saat mesafedeki PKK kamplarına götürülerek yargılanıyor. Hatta örgüt, ceza bile kesiyor. Kahvedeki insanlar, kimin sorguya alındığını, kim tarafından hesaba çekildiğini, hangi cezaya çarptırıldığını tek tek sıralıyor. İki aşiret reisinin kampa götürülerek sabaha kadar dövüldüğü anlatılıyor. Gece bir mahalleden diğerine giderken arabasının durdurulduğunu, militanlar tarafından kendisine parola sorulduğunu anlatanlar hiç de az değil. Aslında Hakkari'nin bu durumu en çok Hakkarilileri vuruyor. Özellikle bir yıl önce yine Ramazan ayında imam Aziz Tan'ın PKK'lılar tarafından şehit edilmesinden sonra insanlardaki endişeler arttı. Birçok Hakkarili Van başta olmak üzere çevre illere göç etmeye başladı.
Üç kilometre kablo döşemişler
Hakkari Çukurca'daki hain saldırıda yaklaşık 500 kilogram plastik patlayıcı kullanıldığı saptandı. Teröristlerin yoğunluğu artırılmış patlayıcıları infilak ettirmek için de 3 kilometre kablo çektiği belirlendi. PKK'lı teröristler en son Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şırnak mitingi öncesinde Söğütçay Köprüsü kenarına konulan bombayı infilak ettirmek için de 5,5 kilometre kablo döşemişti. Olay yerinde yapılan incelemelerde teröristlerin bomba düzeneğini ateşlemek için akü kullandığı anlaşıldı. İstihbarat birimleri, terör örgütünün patlayıcıları jammer cihazlarından etkilenmeden infilak ettirebilmek amacıyla kablo kullandığını belirtiyor. İstihbarat kaynakları, patlayıcı düzeneği ile kablonun bir gece önce döşenmiş olabileceğini değerlendiriyor. Üç kilometrelik kablo ile bomba düzeneğini infilak ettiren teröristlerin kolaylıkla kayıplara karıştığı öne sürüldü. Üst düzey kaynaklar, teröristlerin bölgede bir mağaraya gizlenmiş olabileceği üzerinde duruyor.
Şehidin evinde Kürtçe ağıtlar yakıldı
Aynı yerde 4. saldırı: 12 şehit
Terör örgütü kanlı yüzünü bu kez Hakkari-Çukurca karayolunda gösterdi. Edinilen bilgiye göre, sahurdan sonra saat 04.30 sularında arazi arama tarama faaliyeti için yanları açık, üstü çadırla kaplı araçlarla yola çıkan askerler, Vali Erdoğan Gürbüz Çeşmesi yakınlarında silahlı saldırıya uğradı. Bu birliğe yardım için yola çıkan 3 araçlık askerî konvoy, helikopterlerin bile girmekte zorlandığı mevkide pusuya düşürüldü. Teröristler yola döşedikleri mayınları art arda patlattı. Araçlara da roketli saldırıda bulunuldu. İki zırhlı personel taşıyıcı araç (BTR) imha edildi. Güvenlik güçleri, olayın yaşandığı alana girmek istediğinde ise teröristler yoldaki patlayıcıları infilak ettirdi. Burada da 1 korucu hayatını kaybetti. Hakkâri Valiliği'nden yapılan açıklamada, karayolunun 12. kilometresinde yaşanan olayda 7 mayın birden patlatıldığı bildirildi. Teröristlerin, C-4 ve amonyum nitratla güçlendirilen mayınları kumandayla patlattıktan sonra askerî konvoyu roketatarlarla yoğun ateş altına aldığı belirtiliyor.
Hain saldırı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Hain pusudan bir gün önce olayla ilgili ihbar geldiği, ancak istihbaratın değerlendirilmediği ileri sürülüyor. Aynı bölgede Hakkari Vali Yardımcısı Edip Çakıcı'nın son anda kurtulduğu mayınlı saldırının üstünden 24 saat bile geçmeden böyle bir eylemin gerçekleşmesi 'Güvenlik tedbirlerinde zafiyet mi var?' sorusunu beraberinde getirdi. Olayın gerçekleştiği yer, 'geçiş noktası' özelliği taşıyor. Bu bölgede son 6 ayda 4 saldırı oldu. Bölgede alan hâkimiyeti yıllardan beri sağlanamadı.
PKK, ŞEHİRDE KİMLİK KONTROLÜ YAPIYOR
Çukurca'da 7 Ağustos'ta da yola döşenen patlayıcı polis aracının geçişi sırasında patlatılmış, saldırıda 1 polis şehit olurken, 3 polis yaralanmıştı. Yine 8 Ağustos'ta Hakkari'de sokak ortasında bir sivil polis şehit edildi. Hakkâri, Türkiye'nin en sarp ve dağlık yöresi. Ciddi bir güvenlik problemi var. Hakkâri'de ilçeler de dahil edildiğinde yaklaşık 50 bin asker bulunuyor.
Hakkâri ve çevresini baskı altına alan PKK'lı grubun Kavaklı bölgesindeki Kato-Marinus kampında yaşadığı belirtiliyor. 150 kişilik terörist grubun barındığı kampı bütün Hakkârililer biliyor. İnsanlar, şehre yarım saat mesafedeki PKK kamplarına götürülerek yargılanıyor. Hatta örgüt, ceza bile kesiyor. Kahvedeki insanlar, kimin sorguya alındığını, kim tarafından hesaba çekildiğini, hangi cezaya çarptırıldığını tek tek sıralıyor. İki aşiret reisinin kampa götürülerek sabaha kadar dövüldüğü anlatılıyor. Gece bir mahalleden diğerine giderken arabasının durdurulduğunu, militanlar tarafından kendisine parola sorulduğunu anlatanlar hiç de az değil. Aslında Hakkari'nin bu durumu en çok Hakkarilileri vuruyor. Özellikle bir yıl önce yine Ramazan ayında imam Aziz Tan'ın PKK'lılar tarafından şehit edilmesinden sonra insanlardaki endişeler arttı. Birçok Hakkarili Van başta olmak üzere çevre illere göç etmeye başladı.
Üç kilometre kablo döşemişler
Hakkari Çukurca'daki hain saldırıda yaklaşık 500 kilogram plastik patlayıcı kullanıldığı saptandı. Teröristlerin yoğunluğu artırılmış patlayıcıları infilak ettirmek için de 3 kilometre kablo çektiği belirlendi. PKK'lı teröristler en son Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şırnak mitingi öncesinde Söğütçay Köprüsü kenarına konulan bombayı infilak ettirmek için de 5,5 kilometre kablo döşemişti. Olay yerinde yapılan incelemelerde teröristlerin bomba düzeneğini ateşlemek için akü kullandığı anlaşıldı. İstihbarat birimleri, terör örgütünün patlayıcıları jammer cihazlarından etkilenmeden infilak ettirebilmek amacıyla kablo kullandığını belirtiyor. İstihbarat kaynakları, patlayıcı düzeneği ile kablonun bir gece önce döşenmiş olabileceğini değerlendiriyor. Üç kilometrelik kablo ile bomba düzeneğini infilak ettiren teröristlerin kolaylıkla kayıplara karıştığı öne sürüldü. Üst düzey kaynaklar, teröristlerin bölgede bir mağaraya gizlenmiş olabileceği üzerinde duruyor.
Şehidin evinde Kürtçe ağıtlar yakıldı
Hakkari'deki terörist saldırıda şehit olan er Serkan Altay'ın Burdur'un Tefenni ilçesindeki baba evinde Kürtçe feryatlar yükseldi. Muş'un Malazgirt ilçesinden Tefenni'ye göç eden Altay'ın yakınları, şehit haberini alınca Kürtçe ağıt yaktı. Şehidin evine de Türk bayrağı asıldı. Acılı baba Naif Altay, yeni yaptıkları ev için "Bu evi oğluma şehit evi olsun diye değil oğlum ve gelinim için yapmıştım." dedi. Amcası Nevzat Altay ise 10 oğlu olduğunu ve hepsinin askere gitmesini istediğini belirterek, terörün bitirilmesini istedi. Ailesini terörden kurtarmak için Tefenni'ye geldiğini ifade eden Nevzat Altay, "Ama yine de kurtaramadım." dedi. Terhisine 68 gün kaldığı belirtilen şehit er Serkan Altay'ın altı çocuklu ailenin en büyük çocuğu olduğu ve askerden önce sözlendiği öğrenildi. Serkan Altay'ın küçük kardeşi Serdar Altay'ın da 7 ay sonra askere gideceği belirtildi.
Endişeli bekleyiş acıya dönüştü
Yozgatlı Uzman Çavuş Erhan Ar'ın evinde endişeli bekleyiş acı habere dönüştü. Ar'ın şehit olduğunun saat 19.00 sularında belirlenmesi üzerine acı haber akşam saatlerinde ailesine Yozgat Jandarma Komutanlığı'nda görevli bir binbaşı tarafından verildi. Haber üzerine yıkılan aile ve Yerköy ilçesi halkı büyük üzüntü yaşadı. Askerî yetkililer, şehidin kimlik bilgisinin kendilerine geç ulaştığı için akşam saatini beklemek zorunda kaldıklarını aktardı. Acı haberi alan şehidin babası Mustafa Ar, gözyaşlarına hakim olamadı.
Şehidin annesi de yeni vefat etmiş
Mayınlı pusuda şehit düşen Uzman Çavuş Hakan Çil'in (24), Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesindeki babaevine ateş düştü. Şehit haberini Afşin Kaymakamı Faik Arıcan ve Emniyet Müdürü Veysel Ateş verdi. Şehidin, 3 aylık evli olduğu ve annesinin de yeni vefat ettiği öğrenildi. Hakan Çil'in İstanbul'da olan babasına ise telefonda oğlunun yaralandığı söylendi. Şehit Çil, bugün Afşin'de düzenlenecek törenin ardından toprağa verilecek. Öte yandan hain pusuda şehit düşen askerlerden Vedat Gülder'in (20) ölüm haberi köyünü yasa boğdu. Ardahan Göle'nin Budaklı köyünde ikamet eden şehidin babası Hüsamettin Gülder'e ve ailesine, askerî birlikler tarafından oğlunun şehit haberi bildirildi. Şehit er Vedat Gülder'in üç çocuklu ailenin ortanca çocuğu olduğu öğrenildi. Şehit olan köy korucusu Cabbar Gültekin'in (40) cenazesi ise Hakkari'ye bağlı Kırıkdağ köyünde toprağa verildi. Gültekin'in evli ve 6 çocuk babası olduğu öğrenildi.
Sevkiyatta helikopter neden kullanılmıyor?
Hakkari-Çukurca ile Tunceli-Pülümür, sarp arazi yapısı ve mayınlı tuzaklar nedeniyle terörle mücadelenin en çetin şartlarda yürütüldüğü araziler olarak biliniyor. Bir gün önce Hakkari Vali Yardımcısı Edip Çakıcı'nın 1 dakikalık arayla kıl payı kurtulduğu mayınlı saldırıdan sonra HakkariÇukurca arasında personel sevkiyatı yapılması istihbarat zafiyetini de gözlerin önüne seriyor. Bölgeyi yakından bilen bir mülki amir, bölgede son 20 yılda yüzlerce şehit verildiğini aktarıyor, istihbaratın yanı sıra idarî hataları da gündeme getiriyor. Kablo ile mayınların patlatılması da bölgedeki tepelere hakim örgüt militanlarının saldırıyı 'güven içinde' yaptıklarının göstergesi. Mülki amir, şu ifadeleri kullanıyor: "Bu bilinmesine rağmen intikallerde helikopter kullanılmaması, sabahın erken saatlerinin seçilmesi, yolda mayın tuzakların varlığı bilindiği halde tedbirsizce sevkiyat kararı alınması büyük hata. Örgütün kontrolünün olduğu yüksek riskli bölgelerde farklı yöntemler denenmeli. Çukurca ve civarında yıllardır belki 300 şehit verilmiştir. Bunun 100'ü bu yol üstünde ve mayın ve tuzaklar neticesinde olmuştur. Bu şartları bilen kimse bir gün önceki istihbarat ve saldırıya karşın intikal emri veremez?"
Acılı anne: İnşallah Efendimiz'e komşu olur
Hakkari'nin Çukurca ilçesinde teröristlerin hain saldırısı sonucu şehit olan Binbaşı Yavuz Başayar'ın baba ocağına ateş düştü. Şeker hastası olan baba kendisine taziyeye gelen komutana sarılarak, "Yavuz'umu niye getirmediniz?" diye ağladı. Acılı babaya sağlık ekipleri müdahale etti. Anne İnayet Başayar ise şehit olan oğluna ağıt yaktı. Gözyaşlarına boğulan anne, "Oğlum şehit oldun, inşallah Peygamberimiz'e komşu olursun." dedi. Şehidin anne ve babasını, taziye ziyaretine gelen askerî yetkililer teskin etmeye çalıştı. Binbaşının şehit olduğu haberini alan komşuları ise balkonlarına Türk bayrağı asarak, teröre tepkisini dile getirdi. Evli olan Binbaşı Başayar'ın Fırat (10) ve İrem (6) adında iki çocuğu bulunduğu öğrenildi.
20 gün önce dünyaevine girmiş
Saldırıda şehit düşen Uzman Çavuş Samet Kılıç'ın (24) Ordu'nun Perşembe ilçesine bağlı Soğukpınar köyünde yaşayan ailesine şehit haberini, Kaymakam Abdullah Küçük ve Belediye Başkanı Selami Çarkçı verdi. Şehit askerin 20 gün önce aynı köyden Merve Kılıç ile evlendiği, 10 gün önce de eşiyle birlikte görev yerine döndüğü, şehidin kardeşi Sercan Kılıç'ın da bir süre önce askerden geldiği öğrenildi. Şehidin Türk bayrağı asılan baba evine çok sayıda kişi de taziye için geldi. Ezan okunduğu sırada şehidin annesi, "Oğlumun salasını mı veriyorsunuz? Vermeyin, söylemeyin oğlumu. Oğlumun seslerini duymuştum, maviş gözlüm, bu gerçek olamaz, yalan." diyerek ağıtlar yaktı.
'Her sahurda arar, anne nasılsın, derdi'
PKK saldırısında şehit olan Uzman Çavuş Nazir Elitok'un Kırıkkale Yuva Mahallesi'ndeki baba evine gelen askerî ekip, sağlık görevlileri nezaretinde oğullarının şehit haberini bildirdi. Sinir krizleri geçiren anne Nadiye Elitok'a sağlık görevlileri müdahalede bulundu. Anne Nadiye Elitok ile baba Kamil Elitok, oğullarının her gece sahur vaktinde kendilerini telefonla aradığını belirterek, "Anneciğim, babacığım hayırlı sahurlar. Nasılsınız?" dediğini söyledi. Nadiye Elitok, "Bizim ciğerimiz yandı, Allah onların da ciğerini yaksın, evladımla her gece görüşürken bugün şehit haberini aldım." diyerek gözyaşı döktü. Evli ve 9 aylık 1 çocuk babası şehit Elitok'un eşi ve kızının Hakkâri'de olduğu öğrenildi.
Emekliliğine 9 ay kala şehit haberi geldi
Hakkâri Çukurca'daki hain saldırıda Uzman Çavuş Turan Kurt'un şehit düştüğü haberini alan Manisa'nın Salihli ilçesindeki ailesi büyük üzüntü yaşıyor. Eşi Şerife Kurt ile 16 yaşındaki oğlu Furkan ve 12 yaşındaki kızı Nihal yasa boğuldu. Edirne'de görev yaptığı sırada tayini Hakkâri'ye çıkan Kurt'un 17 Temmuz'da buraya gittiği belirtildi. Kurt'un, 2 gün önce de eşiyle telefonla görüştüğü, 24 saattir postallarını çıkarmadığını söylediği ve "Burada her an her şey olabilir." diyerek helallik istediği öğrenildi. Kurt'un, daha önce Salihli'de 6 yıl görev yaptığı ve eşiyle bu ilçeye yerleşmeyi kararlaştırdığı, bir süre önce de banka kredisiyle ailesinin oturduğu evi aldığı kaydedildi. Kurt'un emekliliğine 9 ay kaldığı ifade edildi.
Endişeli bekleyiş acıya dönüştü
Yozgatlı Uzman Çavuş Erhan Ar'ın evinde endişeli bekleyiş acı habere dönüştü. Ar'ın şehit olduğunun saat 19.00 sularında belirlenmesi üzerine acı haber akşam saatlerinde ailesine Yozgat Jandarma Komutanlığı'nda görevli bir binbaşı tarafından verildi. Haber üzerine yıkılan aile ve Yerköy ilçesi halkı büyük üzüntü yaşadı. Askerî yetkililer, şehidin kimlik bilgisinin kendilerine geç ulaştığı için akşam saatini beklemek zorunda kaldıklarını aktardı. Acı haberi alan şehidin babası Mustafa Ar, gözyaşlarına hakim olamadı.
Şehidin annesi de yeni vefat etmiş
Mayınlı pusuda şehit düşen Uzman Çavuş Hakan Çil'in (24), Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesindeki babaevine ateş düştü. Şehit haberini Afşin Kaymakamı Faik Arıcan ve Emniyet Müdürü Veysel Ateş verdi. Şehidin, 3 aylık evli olduğu ve annesinin de yeni vefat ettiği öğrenildi. Hakan Çil'in İstanbul'da olan babasına ise telefonda oğlunun yaralandığı söylendi. Şehit Çil, bugün Afşin'de düzenlenecek törenin ardından toprağa verilecek. Öte yandan hain pusuda şehit düşen askerlerden Vedat Gülder'in (20) ölüm haberi köyünü yasa boğdu. Ardahan Göle'nin Budaklı köyünde ikamet eden şehidin babası Hüsamettin Gülder'e ve ailesine, askerî birlikler tarafından oğlunun şehit haberi bildirildi. Şehit er Vedat Gülder'in üç çocuklu ailenin ortanca çocuğu olduğu öğrenildi. Şehit olan köy korucusu Cabbar Gültekin'in (40) cenazesi ise Hakkari'ye bağlı Kırıkdağ köyünde toprağa verildi. Gültekin'in evli ve 6 çocuk babası olduğu öğrenildi.
Sevkiyatta helikopter neden kullanılmıyor?
Hakkari-Çukurca ile Tunceli-Pülümür, sarp arazi yapısı ve mayınlı tuzaklar nedeniyle terörle mücadelenin en çetin şartlarda yürütüldüğü araziler olarak biliniyor. Bir gün önce Hakkari Vali Yardımcısı Edip Çakıcı'nın 1 dakikalık arayla kıl payı kurtulduğu mayınlı saldırıdan sonra HakkariÇukurca arasında personel sevkiyatı yapılması istihbarat zafiyetini de gözlerin önüne seriyor. Bölgeyi yakından bilen bir mülki amir, bölgede son 20 yılda yüzlerce şehit verildiğini aktarıyor, istihbaratın yanı sıra idarî hataları da gündeme getiriyor. Kablo ile mayınların patlatılması da bölgedeki tepelere hakim örgüt militanlarının saldırıyı 'güven içinde' yaptıklarının göstergesi. Mülki amir, şu ifadeleri kullanıyor: "Bu bilinmesine rağmen intikallerde helikopter kullanılmaması, sabahın erken saatlerinin seçilmesi, yolda mayın tuzakların varlığı bilindiği halde tedbirsizce sevkiyat kararı alınması büyük hata. Örgütün kontrolünün olduğu yüksek riskli bölgelerde farklı yöntemler denenmeli. Çukurca ve civarında yıllardır belki 300 şehit verilmiştir. Bunun 100'ü bu yol üstünde ve mayın ve tuzaklar neticesinde olmuştur. Bu şartları bilen kimse bir gün önceki istihbarat ve saldırıya karşın intikal emri veremez?"
Acılı anne: İnşallah Efendimiz'e komşu olur
Hakkari'nin Çukurca ilçesinde teröristlerin hain saldırısı sonucu şehit olan Binbaşı Yavuz Başayar'ın baba ocağına ateş düştü. Şeker hastası olan baba kendisine taziyeye gelen komutana sarılarak, "Yavuz'umu niye getirmediniz?" diye ağladı. Acılı babaya sağlık ekipleri müdahale etti. Anne İnayet Başayar ise şehit olan oğluna ağıt yaktı. Gözyaşlarına boğulan anne, "Oğlum şehit oldun, inşallah Peygamberimiz'e komşu olursun." dedi. Şehidin anne ve babasını, taziye ziyaretine gelen askerî yetkililer teskin etmeye çalıştı. Binbaşının şehit olduğu haberini alan komşuları ise balkonlarına Türk bayrağı asarak, teröre tepkisini dile getirdi. Evli olan Binbaşı Başayar'ın Fırat (10) ve İrem (6) adında iki çocuğu bulunduğu öğrenildi.
20 gün önce dünyaevine girmiş
Saldırıda şehit düşen Uzman Çavuş Samet Kılıç'ın (24) Ordu'nun Perşembe ilçesine bağlı Soğukpınar köyünde yaşayan ailesine şehit haberini, Kaymakam Abdullah Küçük ve Belediye Başkanı Selami Çarkçı verdi. Şehit askerin 20 gün önce aynı köyden Merve Kılıç ile evlendiği, 10 gün önce de eşiyle birlikte görev yerine döndüğü, şehidin kardeşi Sercan Kılıç'ın da bir süre önce askerden geldiği öğrenildi. Şehidin Türk bayrağı asılan baba evine çok sayıda kişi de taziye için geldi. Ezan okunduğu sırada şehidin annesi, "Oğlumun salasını mı veriyorsunuz? Vermeyin, söylemeyin oğlumu. Oğlumun seslerini duymuştum, maviş gözlüm, bu gerçek olamaz, yalan." diyerek ağıtlar yaktı.
'Her sahurda arar, anne nasılsın, derdi'
PKK saldırısında şehit olan Uzman Çavuş Nazir Elitok'un Kırıkkale Yuva Mahallesi'ndeki baba evine gelen askerî ekip, sağlık görevlileri nezaretinde oğullarının şehit haberini bildirdi. Sinir krizleri geçiren anne Nadiye Elitok'a sağlık görevlileri müdahalede bulundu. Anne Nadiye Elitok ile baba Kamil Elitok, oğullarının her gece sahur vaktinde kendilerini telefonla aradığını belirterek, "Anneciğim, babacığım hayırlı sahurlar. Nasılsınız?" dediğini söyledi. Nadiye Elitok, "Bizim ciğerimiz yandı, Allah onların da ciğerini yaksın, evladımla her gece görüşürken bugün şehit haberini aldım." diyerek gözyaşı döktü. Evli ve 9 aylık 1 çocuk babası şehit Elitok'un eşi ve kızının Hakkâri'de olduğu öğrenildi.
Emekliliğine 9 ay kala şehit haberi geldi
Hakkâri Çukurca'daki hain saldırıda Uzman Çavuş Turan Kurt'un şehit düştüğü haberini alan Manisa'nın Salihli ilçesindeki ailesi büyük üzüntü yaşıyor. Eşi Şerife Kurt ile 16 yaşındaki oğlu Furkan ve 12 yaşındaki kızı Nihal yasa boğuldu. Edirne'de görev yaptığı sırada tayini Hakkâri'ye çıkan Kurt'un 17 Temmuz'da buraya gittiği belirtildi. Kurt'un, 2 gün önce de eşiyle telefonla görüştüğü, 24 saattir postallarını çıkarmadığını söylediği ve "Burada her an her şey olabilir." diyerek helallik istediği öğrenildi. Kurt'un, daha önce Salihli'de 6 yıl görev yaptığı ve eşiyle bu ilçeye yerleşmeyi kararlaştırdığı, bir süre önce de banka kredisiyle ailesinin oturduğu evi aldığı kaydedildi. Kurt'un emekliliğine 9 ay kaldığı ifade edildi.