10 Ağustos 2011 Çarşamba

Asker kafa! / Ergun Babahan

Aralarında orgenerallerin de bulunduğu 14 yüksek rütbeli subay için daha yakalama kararı çıkarıldı.
Bu arada Albay Dursun Çiçek’in gerçekliğini itiraf ettiği ‘’Andıç Davası’’ ile ‘’Islak İmza Davası’’ birleştirildi.
İtiraf ve suçlamalara göre, Genelkurmay karargahında ve kimi birliklerde, doğrudan hükümeti ve cemaatleri hedef alan çalışmalar yapıldı.
Bugüne kadar ortaya çıkan iddianameleri doğrulayan bir gelişme aslında bu.
Çünkü her şeyin tehdit olarak görülen bir iktidarı yıpratmak, düşürmek amacıyla yapıldığı ortaya çıkıyor.
Yani, PKK ile mücadeleden çok, siyasi iktidarla mücadeleyi hedef alan bir kurmay kadromuz var.
Osmanlı’nın son dönemi ile Türkiye’nin kuruluşundan bu yana yaşanan olaylara bakılınca, bu durum şaşırtıcı değil.
Son yıllarda yaşanan gelişmeler sonucu, aslında toplumun ve çağın gerisine düşen eli silahlı bürokratlar, öncü rollerinin hala sürdüğü inancıyla hareket ediyor.
Bu öncü rolü askere toplumu yukarıdan aşağı dizayn edip steril bir sunni topluma dönüştürme, kılık-kıyafetini gerekirse zorla değiştirme yetkisi veriyor.
Devrimci ruhunu kaybedip OYAK’la ticarileşmiş bir anlayış, bu şekilde sadece ‘darbeci’ bir özle kalıyor.
1960’dan itibaren askere iyice musallat olan sivillere öfke hali her fırsatta depreşiyor.
Kürt sorununun çözümünü Kandil’in yerlebir edilmesinde, geri kalmışlık sorunun 3-5 kişiyi sallandırmakla çözebileceğini sanan kaba, sığ bir anlayışla karşı karşıya kalıyoruz.
Bu sığlık kendisini Ergun Poyrazlara yazdırılan yalan-dolan dolu kitaplarla, kara propaganda internet siteleriyle ortaya koyuyor.
Asker bu tablo karşısında toplumu düzeltmekten vazgeçip kendini düzeltme çabası içine girse daha doğru olacak gibi görünüyor çünkü giderek durumu kötüleşiyor.