MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, Şam'da askeri ateşe olarak görev yaptığı 1994-1997 yılları arasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile aynı apartmanda oturmadığını söyledi.
Atılgan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, sürgünde bulunan eski Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdülhalim Haddam'ın kendisiyle röportaj yapan bir Türk gazeteciye, ''Terörist başı Öcalan'ın Türk Askeri Ataşe'nin Şam'da aynı apartmanda kaldığını'' açıkladığını belirterek, AK Parti Gaziantep Milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın da katıldığı bir televizyon programında kendisine bu konuda iki soru yönelttiğini anlattı.
Tayyar'ın, ''1994-1997 yılları arasında askeri ataşelik yapan Kürşat Atılgan, Apo ile aynı apartmanda mı oturdu?' diye sorduğunu belirten Atılgan, ''Bu soruya açıklıkla yanıt veriyorum; Hayır. Bölücübaşı Abdullah Öcalan ile aynı apartmanda oturan ben değildim. Gerçekten kimin oturduğunu da bilmiyorum. Çok muhtemeldir ki bizden önceki dönemde aynı konuyla ilgili bir karşılaşma olmuş olabilir, Abdullah Öcalan ile aynı apartmanda oturma olmuş olabilir. Ama benim dönemimde, ben de bana bağlı çalışan yardımcılarım da Öcalan ile aynı apartmanda oturmadı'' dedi.
Askeri ateşe olduğu sürenin büyük bölümünde üç katlı bir villanın bahçe katında oturduğunu, üzerindeki iki katta evsahibi eski bir bakan ve Suriyeli iş adamının oturduğunu anlatan Atılgan, üç kişinin oturduğu bir apartmanda bölücübaşının oturmasının mümkün olmadığını, ayrıca komşular arasında sosyal ilişkilerin de olduğunu ifade etti. Tayyar'ın kendisine yönelttiği diğer sorunun, ''Teröristbaşına yapılacak suikast ile ilgili olarak, dönemin Genelkurmay istihbarat başkanının kendisine haber verdiği ve böylece teröristbaşının kurtulduğu'' yönünde kafalarda istifam oluşmasına neden olduğunu savunan Atılgan, bu iddiayla ilgili şunları söyledi:
''Askeri ataşelerin bulundukları ülkelerde böyle bir görevi yok. Askeri ateşeler, Türk Genelkurmay Başkanı'nın o ülkedeki temsilcileridir. Asli görevleri, Genelkurmay Başkanlığını o ülkede temsil etmek ve mümkün olduğunca bulunduğu ülke ile kendi silahlı kuvvetleri arasında askeri ve dostluk ilişkilerini geliştirici faaliyetlerdir. Ben de bulunduğum 3 yıl sürecinde bütün gayretimle, ilişkilerin çok gergin olduğu bir dönem olmasına rağmen ilişkileri geliştirmek için gayret gösterdim. Askeri ataşenin böyle bir görevi olmaması nedeniyle bana böyle bir haberin verilmesi de mümkün değildir.
Askeri ataşelerin bulundukları ülkelerde gizli görevleri yoktur. Kaynakları da büyük oranda açık kaynaklardır. Medyada günlük yer alan kaynaklardır, ayrıca diplomatik çevreler ve eşiti olan askeri ataşelerle yapmış oldukları temaslardan elde ettikleri bilgileri, bağlı oldukları Genelkurmay İstihbarat Başkanı'na bildirirler. Bütün mesajlarını kripto olarak büyükelçiliğin kripto makamından gönderirler. Askeri ataşelerin 24 saatleri, büyükelçiliğin önemli görevlerinde bulunanların da 24 saatleri, bulundukları ülkenin ilgili servisler tarafından kontrol altındadır, telefonları dinleme altındadır, evleri ve aileleri gözlem altındadır. Bu kadar sıkı takip altında olan kişilerin herhangi gizli bir iş yapması mümkün değildir. Kanunen de askeri ataşelerin böyle görevi yoktur. Eğer bulundukları ülkelerde bir takım illegal işler yapılacaksa, bunu yapan makamlar ile emir veren ve alanlar dışında kimsenin bilme ihtimali yok. Dolayısıyla Türk Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nın herhangi bir iş yapılacaksa bana haber verme zorunluluğu ve ihtiyacı yoktur.''
Atılgan, bir soru üzerine, Suriye makamlarının Öcalan'ın ülkelerinde olmadığını söylediklerini hatırlatarak, ''Biz Teröristbaşının Suriye'de olduğunu, bulunduğu adresleri sık sık Suriyeli yetkililere veriyorduk. Kaldı ki Suriye'de politik okul olan bir çiftlik evi kullanılıyordu. Oradan kaçan ve Büyükelçiliğe sığınan bir kişinin ifadesiyle bu yer de tespit edilmiş ve ilgili makamlara bildirilmişti. Teröristbaşı da zaman zaman burayı, zaman zaman da Şam ve Lübnan'daki ikametgahları kullanıyordu'' dedi.
Öcalan ile herhangi bir görüşmesinin olmadığını kaydeden Atılgan, böyle bir şeyin olmasının da mümkün olmadığını da söyledi.