26 Mayıs 2011 Perşembe

Gizli Tanık HAİN TEZGAHI Anlattı

'Islak imzalı kirli plan davası'nda gizli tanık Efe, istihbarat uyarılarına rağmen 2008'de bir yarbay ve 8 askerin ölüme yollandığına dikkat çekti.
Dursun Çiçek'in yargılandığı 'ıslak imzalı kirli plan davası'nda gizli tanık Efe'nin ifadesi gündeme damgasını vurdu.

Bir dönem bölgede savcılık yapmış olan Efe, kurulan tezgâhı mahkemede anlatırken, istihbarat uyarılarına rağmen 2008'de bir yarbay ve 8 askerin ölüme yollandığına dikkat çekti.
Kamuoyunda 'AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı' olarak bilinen davada verdiği ifadelerle Ergenekon'un Erzincan yapılanmasını deşifre eden gizli tanık Efe, duruşmada bölgede uygulamaya konulan kirli oyunları da bir bir anlattı. Eski HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek tarafından bilinçli şekilde Erzincan bölgesine cumhuriyet savcısı olarak tayin edildiğini belirten gizli tanık Efe, bu sebeple yakın çalışma imkânı bulduğu İlhan Cihaner'in 'Erzincan Başsavcısı' kimliğini kullanarak toplumsal olayları organize ettiğini söyledi.
İddiasını somut delillere dayandıran Efe, 2008 yılında şehit edilen Yarbay Miktad Şamdancı ve 8 askerin kaos için Erzincan Kemah'ta bile bile ölüme gönderildiğini savundu. "Miktad yarbayı muhafazakâr diye sevmezlerdi. İstihbarat bilgilerine rağmen oraya gönderildi." dedi. Söz konusu olayla ilgili yapılan araştırmada da dönemin Erzincan Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu'nun olayda ihmali olduğu ortaya çıkmıştı.
Kamuoyunda 'AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı' olarak bilinen davanın gizli tanığı Efe'nin açıklamaları, Ergenekon'un Erzincan'daki yapılanmasının kanlı planlarını deşifre etmeye devam ediyor. Kendi isteğiyle sanık ve avukatların önünde ifade veren Efe, Erzincan üzerinden planlanmış kirli oyunları gözler önüne serdi. İlhan Cihaner'in 'Erzincan başsavcısı' kimliğini kullanarak, kendisine tanınan kamu yetkilerini terör örgütünü şekillendirmek için nasıl kullandığını somut deliller üzerinde bir bir anlattı.
2008'de aralarında Kurmay Yarbay Miktad Şamdancı'nın da bulunduğu 9 askerin şehit olduğu Erzincan Kemah'taki olaya ilişkin çarpıcı ve yeni iddiaları gündeme getirdi. Yarbay Şamdancı'nın şehit olmasından önce bölgede 16 kişiyi rehin alan 3 terörist ile ilgili bilgi ve ihbarları dönemin Başsavcısı İlhan Cihaner, Alay Komutanı Recep Gençoğlu ve bölgeden sorumlu yarbaya ilettiğini aktaran Efe, yarbayın bile bile ölüme gönderildiğini şu cümlelerle ifade ediyor: "3 gün sonra, bunu (teröristlerin bölgede 16 kişiyi esir aldığını) başsavcıya (İlhan Cihaner) da bildirdim, alay komutanlığına da. Tedbir alınması amacıyla Miktad Bey'e de bildirdim fakat emir işte Recep Gençoğlu, istihbarat olduğu halde 'gideceksin, orada konuşma yapacaksın' diyor. Ve orada o elim vaka oldu. Yani insanlar, ihmal veya kasıt bilemiyorum ama bu kadar basit şehit olabiliyor."

Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları, Erzincan Kemah'ta meydana gelen saldırı sonucu biri yarbay 8 erin şehit olduğu terör saldırısına ilişkin de ilginç ipuçlarını ortaya koydu. Efe'nin "Türkiye'deki statüko kaybolmak üzere. Bunu engellemek için de 12 Eylül öncesi bir ortama ihtiyaç duyuldu. Cihaner tarafından bu sürekli dile getirildi. Mesela Kemah'ta 9 şehit verildi. 9 tane şehit verdiğimiz olayla bunun direkt doğrudan bağlantıları vardır." sözleri üzerine, mahkemedeki ifadesinde yeni bilgiler çıkmaya başladı. Efe'nin bu açıklamaları, duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in de dikkatini çekti.

Konuyla ilgili Efe'ye sorular yönelten savcı, durum karşısındaki şaşkınlığını "Kurmay Yarbay Miktad Şamdancı'nın şehit olması olayını anlattınız. Bir insan olarak kanım dondu anlattıklarınızdan." sözleriyle dile getirdi. Efe, dönemin Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu'nun kendi gitmesi gereken köye Sarıkamış'tan gelen Takviye Kuvvetleri Komutanı Kurmay Yarbay Miktad Şamdancı'yı zorla gönderdiğini söylüyor. Yarbayın şehit olduğu olayda Albay Recep Gençoğlu, İlhan Cihaner ve bölgedeki MİT yetkililerinin sorumlu olduğunu anlatıyor. Olaydan önce teröristlerin bölgede eylem hazırlığı içinde olduğuna dair bilgilerin söz konusu isimlere iletildiğini aktarıyor.

Gizli tanık Efe, olaydan birkaç gün önce PKK'lıların 16 köylüyü rehin almalarına rağmen operasyon yapılmadığını ifade ediyor. Efe, o güne ilişkin şunları anlatıyor: "PKK'lılar 16 kişiyi rehin alıyor ve mektup da gönderiyorlar 'gelin alın' diyorlar. Jandarma komutanı operasyon yapmadı. Hatta bir gazinin abisini de rehin almışlardı. Gazi kendisi taksi tutup gitti, abisini oradan aldı. Anlattığım şeylerin hepsi somut, kendimden hiçbir düşünce katmıyorum."

Ajan askerler, evlere silah bırakacaktı


Yine İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesinde geçen okul, yurt ve evlere silah ve bomba koyarak masum insanları terörist ilan etme hedefine yönelik yapılan hazırlıklara da gizli tanık Efe şahit olmuş.
Efe, cemaat soruşturması adı altında yürütülen çalışmayla, tanıdık askerlerin bir eve yerleştirilmesi, bundan sonra onların evlerinde mühimmat bulunmasının hedeflendiğini bildirdi. Bu askerlerin baskından sonra da 'etkin pişmanlık'tan yararlanıp salıverilmesinin planlandığını anlattı. 3. Ordu Askeri Savcılığı'nın da talimatı ile 3 muvazzaf askerin, jandarma bölgesinde tutmuş oldukları evlere operasyonlar yapılması yönünde plan da hazırlandığını dile getirerek, şunları söyledi: "İlhan Cihaner'in bizzat benim önümde hazırlamış olduğu planı anlatıyorum. Askeri şahısların evine, birkaç tane ruhsatsız silah ve aynı zamanda Said Nursi'nin, Fethullah Gülen'in kitapları konulacaktı. Askeri savcılık, buraya operasyon düzenleyecekti. Bu askerler de, 'Bizi daha ilkokul çağlarından beri bu cemaat eline aldı. Bizi askeri yapı içerisinde görevlendirdiler' şeklinde açıklama yapacaktı."

Cihaner bizi 'dinci, terörist'yapıp dinletmiş
Kamuoyunda 'AK Parti ve Fethullah Gülen'i bitirme planı' olarak bilinen dava kapsamında ifade veren gizli tanık Efe'nin 'Erzincan'daki il müdürlerinin' dinlettirildiğine dair beyanı doğrulandı.
Gizli tanık Efe, ifadesinde il sağlık müdürü, çevre ve orman il müdürü ile gençlik ve spor il müdürünün telefonlarının PKK ve DHKP-C örgütü adı altında dinlendiğini açıklamıştı. Zaman'a konuşan Erzincan Çevre ve Orman İl Müdürü Zakir Karartı, eski başsavcı Cihaner'in kendilerini fişlediğinden haberdar olduğunu söyledi. İlhan Cihaner'in Erzincan başsavcısı olarak görev yaptığı döneme dikkat çeken Zakir Karartı, "Bizi fişlediğini, dinlediğini o dönemlerden beri biliyorum. Kendi çevremden de duydum. Bu memlekette hizmet veren, mütedeyyin, muhafazakâr, memleketini seven insanlara kulp takmak için elinden gelen her şeyi yaptığına eminim. Bu adam bizi dinci, PKK'lı, her şey yapmış. Bizi yapmadığı bir şey kalmamış, bunu emniyet güçleriyle yaptırmak istediler, emniyet namuslu davrandı. Ancak Allah'ın adaleti şaşmaz." diye konuştu.

Dursun Çiçek'e: Sizi çok net hatırlıyorum
Gizli tanık Efe'ye duruşmanın birinci gününde, Dursun Çiçek'in 3. Ordu'da albayların katıldığı toplantıda, ne renk elbise giydiği yönünde soru yöneltilmişti. İfadelerin ikinci bölümünde gizli tanık Efe elbise rengi üzerine gelişen tartışmaya son verecek cevabı verdi. Duruşmanın ikinci günü Çiçek ve avukatları yine elbise rengi üzerine tanığa sorular yöneltti. Gizli tanık Efe şu cevabı verdi: "İlk günde soruldu. Dursun Çiçek'in üzerindeki kıyafeti yeşil ya da beyaz olabilir dedim. 3. Ordu'daki albaylar toplantısında masada 12-13 rütbeli vardı. Farklı farklı renkte resmi elbiseler giymişlerdi. Yeşil-beyaz-mavi gömlekliydiler. Bunlardan bazıları ceketli, bazıları da gömlekliydi." Efe bu açıklamasının üzerine sanık Çiçek'e "Siz siyah elbisenin altında siyah gömlek mi giyiyorsunuz?" sorusu üzerine Çiçek, 'Hayır' cevabını verdi. Efe, Erzincan'daki seminere katılan askerlerden bazılarının ceketlerini çıkardıklarını, Çiçek'in de muhtemelen bunlardan biri olduğunu ve üzerinde beyaz gömlek giymiş olabileceğini söyledi. Efe'nin bu açıklamaları karşısında Çiçek ve avukatları sessiz kaldı.