Kışlada intihar için şok iddialar
Iğdır 5'nci Hudut Alayı'na bağlı Özdemir Karakolu'nda askerlik yaparken, terhisine 35 gün kala, 22 Nisan 2011 tarihinde intihar ettiği ailesine bildirilen Diyarbakırlı Uğur Pamuk'un babası Mehmet Reşat Pamuk ve annesi Sunahan Pamuk, çocuklarının intihar etmediğini, öldürüldüğünü ileri sürdü.
Iğdır 'da askerlik görevini yaparken, terhisine 35 gün kala intihar ettiği belirtilen Diyarbakırlı 22 yaşındaki Uğur Pamuk'un ailesi, çocuklarının öldürüldüğünü iddia etti.
Iğdır 5'nci Hudut Alayı'na bağlı Özdemir Karakolu'nda askerlik yaparken, terhisine 35 gün kala, 22 Nisan 2011 tarihinde intihar ettiği ailesine bildirilen Diyarbakırlı Uğur Pamuk'un babası Mehmet Reşat Pamuk ve annesi Sunahan Pamuk, çocuklarının intihar etmediğini, öldürüldüğünü ileri sürdü. 5 çocuklu Pamuk ailesinin ilk çocuğu olan Uğur Pamuk'un terhisi yaklaşırken intihar ettiğine inanmadığını belirten anne 45 yaşındaki Sunahan Pamuk, olayın aydınlatılmasını istedi.
Diyarbakır'da nakliyatçılık yapan baba 45 yaşındaki Mehmet Reşat Pamuk, Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek sonucu beklediklerini belirterek, "Hukuki haklarımızı aramak için 8 avukat tuttuk. Ben yasal hakkımı sonuna kadar arayacağım" dedi.
Mehmet Reşat Pamuk, oğlunun ölüm haberini aldıktan sonra görevli olduğu karakola gittiklerini belirterek, şöyle dedi:
"Elime aldığım bir fenerle oğlumun intihar ettiği belirtilen kulübeye girdik. Kulübede ne bir kan lekesi, ne bir kurşun izi, ne kapı var, ne kasası var. Sonra bizi götürdükleri odada çay ikram ettiler. Ben tugay komutanına dedim ki, kalk beraber gidelim kulübeye, eğer sen burda çocuk intihar etmiş dersen, ben oğlumun hakkını helal edip evime döneceğim dedim. Komutan yerinden bile kalkmadı. Ondan sonra, kan lekesi yok diyorum. Komutan, 'uzman çavuşa deterjan vermişim yıkatmışım' diyor. Ama duvarda askerlerin yazdığı yazılar vardı daha. 1 metrekarelik kulübe diye yazmışlar raporda. G-3 silahı 1.05 metredir. Bir insanın kafası da 10 santim olursa, 1 metre 15 santim oluyor. Silahı nasıl doğrulttu, kafasına nasıl sıktı, bir tavuğu bile kestiğin zaman tavuk 10 kez çırpınıp durur. Yani bu adam kafasına nasıl sıktı, nasıl düştü. Her iki eli karnının üstünde tüfek de altında nasıl tuttu? Bunu anlamadım."
Oğlunun olaydan bir kaç gün önce telefonla amcasını arayarak, "Amca beni öldürecekler" dediğini ileri süren baba Pamuk, "Ölümünden 5-6 gün önce beni de aramıştı oğlum. Durumunun iyi olduğunu hiç bir sorunun olmadığını söylemişti. Ama sadece, 'Ben idare edeceğim' sözü kafamda soru işareti yaratmıştı. Oğlum beni üzmemek için beni değil de amcasını aramıştı" diye konuştu.
Bir askerin iddiası
Oğlunun bir asker arkadaşının gazetelere mektup gönderdiğini kaydeden Mehmet Reşat Pamuk, "Oğlumun bir asker arkadaşı bazı gazete bürolarına internet yoluyla mektup göndermiş. Vicdan azabı çektiğini anlatan bu kişi 22 Nisan tarihinde Uğur'u yemek saatinde bir kez gördüğünü, komutanın Uğur'u yanına çağırdığını ve bir daha görmediğini anlatmış. 23 Nisan'da bir albayın karakola gelerek, herkese bağırdığını hakaret ettiğini anlatan bu kişi, 'siz benim geleceğimi karartacaksınız, getirin o şerefsizin ölüsünü' demiş. Bunun üzerine 3-4 asker battaniyeye sarılı bir kişiyi nöbet kulubesine götürmüş. Sonra tabur komutanı yarbay da, 'getirin o şerefsizin silahını' demiş. Silahı getirmişler. Mektubu gönderen kişi, bataniyenin açılmasından sonra Uğur olduğunu görmüş. Sözde intihar süsü vermişler" iddiasında bulundu.
|
Iğdır 'da askerlik görevini yaparken, terhisine 35 gün kala intihar ettiği belirtilen Diyarbakırlı 22 yaşındaki Uğur Pamuk'un ailesi, çocuklarının öldürüldüğünü iddia etti.
Iğdır 5'nci Hudut Alayı'na bağlı Özdemir Karakolu'nda askerlik yaparken, terhisine 35 gün kala, 22 Nisan 2011 tarihinde intihar ettiği ailesine bildirilen Diyarbakırlı Uğur Pamuk'un babası Mehmet Reşat Pamuk ve annesi Sunahan Pamuk, çocuklarının intihar etmediğini, öldürüldüğünü ileri sürdü. 5 çocuklu Pamuk ailesinin ilk çocuğu olan Uğur Pamuk'un terhisi yaklaşırken intihar ettiğine inanmadığını belirten anne 45 yaşındaki Sunahan Pamuk, olayın aydınlatılmasını istedi.
Diyarbakır'da nakliyatçılık yapan baba 45 yaşındaki Mehmet Reşat Pamuk, Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek sonucu beklediklerini belirterek, "Hukuki haklarımızı aramak için 8 avukat tuttuk. Ben yasal hakkımı sonuna kadar arayacağım" dedi.
Mehmet Reşat Pamuk, oğlunun ölüm haberini aldıktan sonra görevli olduğu karakola gittiklerini belirterek, şöyle dedi:
"Elime aldığım bir fenerle oğlumun intihar ettiği belirtilen kulübeye girdik. Kulübede ne bir kan lekesi, ne bir kurşun izi, ne kapı var, ne kasası var. Sonra bizi götürdükleri odada çay ikram ettiler. Ben tugay komutanına dedim ki, kalk beraber gidelim kulübeye, eğer sen burda çocuk intihar etmiş dersen, ben oğlumun hakkını helal edip evime döneceğim dedim. Komutan yerinden bile kalkmadı. Ondan sonra, kan lekesi yok diyorum. Komutan, 'uzman çavuşa deterjan vermişim yıkatmışım' diyor. Ama duvarda askerlerin yazdığı yazılar vardı daha. 1 metrekarelik kulübe diye yazmışlar raporda. G-3 silahı 1.05 metredir. Bir insanın kafası da 10 santim olursa, 1 metre 15 santim oluyor. Silahı nasıl doğrulttu, kafasına nasıl sıktı, bir tavuğu bile kestiğin zaman tavuk 10 kez çırpınıp durur. Yani bu adam kafasına nasıl sıktı, nasıl düştü. Her iki eli karnının üstünde tüfek de altında nasıl tuttu? Bunu anlamadım."
Oğlunun olaydan bir kaç gün önce telefonla amcasını arayarak, "Amca beni öldürecekler" dediğini ileri süren baba Pamuk, "Ölümünden 5-6 gün önce beni de aramıştı oğlum. Durumunun iyi olduğunu hiç bir sorunun olmadığını söylemişti. Ama sadece, 'Ben idare edeceğim' sözü kafamda soru işareti yaratmıştı. Oğlum beni üzmemek için beni değil de amcasını aramıştı" diye konuştu.
Bir askerin iddiası
Oğlunun bir asker arkadaşının gazetelere mektup gönderdiğini kaydeden Mehmet Reşat Pamuk, "Oğlumun bir asker arkadaşı bazı gazete bürolarına internet yoluyla mektup göndermiş. Vicdan azabı çektiğini anlatan bu kişi 22 Nisan tarihinde Uğur'u yemek saatinde bir kez gördüğünü, komutanın Uğur'u yanına çağırdığını ve bir daha görmediğini anlatmış. 23 Nisan'da bir albayın karakola gelerek, herkese bağırdığını hakaret ettiğini anlatan bu kişi, 'siz benim geleceğimi karartacaksınız, getirin o şerefsizin ölüsünü' demiş. Bunun üzerine 3-4 asker battaniyeye sarılı bir kişiyi nöbet kulubesine götürmüş. Sonra tabur komutanı yarbay da, 'getirin o şerefsizin silahını' demiş. Silahı getirmişler. Mektubu gönderen kişi, bataniyenin açılmasından sonra Uğur olduğunu görmüş. Sözde intihar süsü vermişler" iddiasında bulundu.