Tatbikatın ertelenmesinde akla ilk gelen, Yunanistan ile ilişkiler meselesi. Nitekim bizde birkaç satır ‘habercik’ ile geçiştirilen bu iptal, Yunanistan basınında büyük yankı uyandırmış. Benim de Takis arayınca haberim oldu. Takis benim Leros’ta yaşayan Yunan arkadaşım. Mütevazı bir lokantası var. Adanın balıkçıları denizden tuttukları balıkları bu lokantanın önüne kadar kayıkları ile getirip veriyor, o da şahane mezeler eşliğinde balıkları yapıyor. En büyük müşterisi Türkler. Burnumuzun dibinde olsalar da Yunan adalarının her birinde Türklere karşı farklı bir yaklaşım içinde... Mesela Midilli ve Kalimnos’ta Türk denizciler, bırakın sıcak karşılanmayı, neredeyse düşman muamelesi görebilirler. Simi’de ünlü Manos Lokantası vardır. Paranız varsa krallar gibi ağırlanırsınız, tekneniz 30 metreden küçükse Manos suratınıza bakmaz. Leros ise Yunanistan adalarının Türklere karşı en sıcak olanıdır. Nasıl olmasın, adanın ekonomisinin hatırı sayılır bir kısmını yazın günübirlik (hatta öğle yemeği için) Türkiye’den gelen tekne sahipleri oluşturuyor. Leros akıl hastanesi ile ünlü bir ada... Bir dönem Yunanistan’da ne kadar deli varsa buraya yollanırmış. Hâlâ faaliyette olan akıl hastanesinin yanı sıra 30 kadar evde de akıl hastaları ikamet ediyor. Her lokantanın bir delisi var desem yeridir. Pastane kültürünün hâkim olduğu bu mütevazı adayı Yunanistan’daki ekonomik kriz de vurmuş. Takis ile geçen hafta sonu sohbet ederken “Halk artık benzin yakmasın diye araba yerine motosiklet kullanmayı tercih ediyor” demekten kendini alamıyordu. Neyse lafı uzatmayayım, Leros’u yaz aylarında sizlere ayrıntıları ile anlatmak isterim, biz gelelim Takis’in gece vakti beni arama sebebine. Telefon acı acı çaldı (abartıyorum), açtım Takis, “Yahu Türkiye’de ne oluyor, tatbikatların iptalinin geçen gün bir DP adayının Yunan adasına gitmesi ile bir alakası var mı, yeni bir Kardak krizi mi” diye sordu. Neyse ki eski Türkiye’de değiliz. Yoksa o uyduruk bayrak krizi ikinci bir Kardak’a dönüşebilirdi. “Takis, inan n’olduğunu bilmiyorum, ama Ege’de bir kriz olacağını sanmam” dedim. “Ne olduğunu öğrenince seni hemen ararım” deyip telefonu kapattım. O gün bu gündür Takis benden haber bekliyor... Hadi diyelim benimkisi sıradan gazeteci merakı, adam ekmek parası derdinde yahu... Yani tatbikatların neden iptal edildiğini endişe ile merak eden bir tek ben değilim, suyun öteki yakası da merak içinde. Anlatabildim mi komutanım!
N’oluyor komutanım?
Efes ve Denizkurdu tatbikatları bir gece ansızın iptal oldu. Normal şartlarda böyle bir tatbikatın planı en az 3-4 ay öncesinden yapılır. Çıkarma, kurtarma, müdahale amaçlı yapılan bu tatbikatlarda Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri farklı senaryoları hayata geçirmek için hazırlıklara aylar öncesinden başlarlar. Nitekim bu yıl da öyle oldu. Gelin görün ki bir gece ansızın tatbikatlar iptal edilidi; bir bilgiye göre de tatbikatların, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da katıldığı seremoni bölümü iptal edildi. Ankara’da tam bir kuzuların sessizliği havası hâkim. Kapalı kapıların ardından bilgi sızmıyor. Peki, askeri tatbikat yapmak çocuk oyuncağı mı? Bir gece önce ‘küstüm oynamıyorum’ kıvamında iptal edilmesinin (ya da bir bölümünün iptal edilmesinin) hiçbir haber değeri yok mu? Askerler bir şeye mi kızdı? Kızdıysa neye kızdı, bunu Türkiye’ye kimse açıklamayacak mı? Her yıl düzenlenen bir tatbikatı kafasına göre son dakikada erteleyebilen bir başka NATO ülkesi var mı? Aklım almıyor, bir anlatsanız komutanım!