AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Dün, askeri Ulukışla'dan 52 gün yürüyerek Erzurum'a bitkin halde varan, düşmana atacak kurşun bulamayan bir Türkiye vardı, bugün dünyaya teknoloji ihraç eden bir Türkiye var'' dedi.
Erdoğan, partisinin Niğde Hükümet Konağı önünde düzenlenen mitinginde halka seslendi.
12 Eylül'de yapılan halk oylamasında yüzde 61 gibi Türkiye ortalamasının üzerinde bir oranla, demokrasiye, özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne ''evet'' diyen Niğdelilere şükranlarını sunan Başbakan Erdoğan, dün Ankara için açıkladıkları projelerin arasında Niğde'yi de yakından ilgilendiren bir projenin yer aldığını belirtti.
Ankara–Niğde arasında yüksek standartlı bir otoyolun inşasını planladıklarını dile getiren Erdoğan, bu yolun yapımına 12 Haziran'dan sonra başlayacaklarını belirtti. Erdoğan, yolun Edirne'den başlayıp, İstanbul'dan, Ankara'dan geçip, Niğde'ye ulaştığını; yolun Niğde'den Adana'ya, oradan Gaziantep, Şanlıurfa ve Habur'a vardığını, yurdu boydan boya kat ettiğini söyledi. Niğde'nin bu uluslararası otoyolun tam ortasında bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Niğde bu projeyle, adeta Avrupa'nın, Asya'nın, Ortadoğu'nun tüm yollarının kesişme noktası haline geliyor. Edirne-Habur arasında tamamlanmayan sadece iki etap var; birisi Ankara–Niğde, diğeri Şanlıurfa-Habur. Her ikisini de 12 Haziran sonrasında tamamlayıp, bu uluslararası yolu sizlere kazandırmış olacağız'' diye konuştu.
Ankara–Niğde otoyolunun yaklaşık maliyetinin 2 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, 285 kilometre otoyol, 57 kilometre de bağlantı yolu inşa edileceğini, toplamda 342 kilometre yol yapılacağını söyledi.
''Biz doğmamış çocuğa don biçmiyoruz. Biz şu anda hazır projeyi sizlerle konuşuyoruz'' diyen Erdoğan, alandakilerin ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarına ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz'' diyerek karşılık verdi.
-''ZAMAN TÜNELİNDE BİRAZ GERİ GİTMEK İSTİYORUM...''-
Alandakilere ''sizinle zaman tünelinde biraz geri gitmek istiyorum'' diye seslenen Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı'nda, Mehmetçiğin Doğu Cephesi'ne zor şartlarda ulaştığını belirterek, şunları söyledi:
''İstanbul'dan, Haydarpaşa'dan trene biniyor, tren içinde 3 gün, 3 gece yolculuk yapıyor. Nihayet buraya, Niğde'ye, Ulukışla İstasyonu'na geliyor. 3 gün 3 gece, dile kolay. Mehmetçik zaten o yolculukta tükeniyor ama yol tükenmiyor. Ulukışla'dan Erzurum 900 kilometre. O zaman tren yolu yok, karayolu yok, vesait yok. Yayan olarak benim Mehmetçiğim 900 kilometre yolu 52 günde yürüyor ve nihayet cepheye varıyor. Ayaktaki ayakkabıların da halini düşünün. O günün ayakkabıları bugünün ayakkabısı gibi değil. Ne ayağında postal kalıyor ne de dizlerinde derman. Sonra o Mehmetçik, Erzurum'da, Sarıkamış'ta, Kars'ta, düşmana karşı son bir gayretle göğsünü siper ediyor. Şu Ulukışla istasyonunun bir dili olsa da konuşsa, ne hikayeler anlatır şu Niğde'nin yolları. Ne dramlar anlatır, ne ayrılıklar anlatır. Biz bu acı hadiselerden, bu acı hatıralardan çok önemli bir şey öğrendik. Eğer yol yoksa, zafer yoktur. Yol yoksa, istiklal yoktur, bağımsızlık yoktur, hürriyet yoktur. Yol yoksa, medeniyet de yoktur, kalkınma da yoktur, güçlü bir ekonomi de yoktur. İşte bu anlayışla kolları sıvadık. 79 yılda Türkiye'de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yaptılar. Biz 8,5 yılda 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık. 81 vilayeti birbirine duble yollarla, güvenli, kaliteli yollarla bağladık, bağlıyoruz.''
-''HİZMET SİYASETİ BU''-
Sadece karayolu ile değil havayolu ile de Türkiye'nin her şehrini birbirine kavuşturduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'yi sadece demir ağlarla değil, hızlı tren ağlarıyla da ördük, baştan başa örmeye devam ediyoruz'' diye konuştu. Erdoğan öyle devam etti:
''Bundan sadece 100 yıl önce askerimiz, İstanbul'dan Erzurum'a, Niğde üzerinden yaklaşık 2 ayda ve yayan ulaşabiliyordu. Şimdi ise hızlı tren hattını bitirdiğimizde, vatandaşım İstanbul'da binecek trene, Marmaray'dan boğazın altını geçecek, Eskişehir, Ankara, oradan Yozgat, Sivas, Erzincan, Erzurum saatler içinde, insanlar sevdikleriyle kucaklaşacak. Olay bu. Binecek otomobiline, Boğazı tüp geçitten, körfezi asma köprüden geçecek, İzmir otobanına çıkıp, birkaç saat içinde İzmir'e varacak. İzmir'den binecek kamyona, otobüse, otomobile, Ankara'ya otoyolla ulaşacak, oradan yine Avrupa standartlarında bir otoyolla Niğde'ye, oradan Şanlıurfa'ya kadar varacak. Hadise bu, işte hizmet siyaseti bu, işte proje siyaseti bu. Biz hayal kurduk, o hayaller hedef oldu, plan yaptık, proje yaptık, gerçeğe dönüştürdük, dönüştürüyoruz.''
-İLK MİLLİ SAVAŞ GEMİSİ MİLGEM, İLK SAVAŞ HELİKOPTERİ ATAK-
Mehmetçiğin eski dönemde gideceği cephelere varsa bile tüfek, top, teçhizat bulamadığını anlatan Erdoğan, ''Benim dedem de dahil, kendi dedem, on binlerce Anadolu evladı, yırtık postalı, yamalı elbisesiyle Allahu Ekber Dağları'nda donarak şehit olurken, düşman güçleri, dağda tam teçhizat, kürkler içinde Mehmetçiğimize saldırıyordu'' dedi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''İşte o günlerden, bugün nereye mi geldik? Savunma sanayinde ihracatımız 2002'de, biz göreve geldiğimizde neydi biliyor musunuz? 247 milyon dolar. 2010'da ne oldu biliyor musunuz? 1 milyar dolar. Silahlı Kuvvetlerimiz, 2002 yılında modern silah ve teçhizat ihtiyaçlarının sadece yüzde 25'ini içerden, Türkiye'den karşılıyordu, bugün artık yüzde 52'sini yerli üretiyoruz. Geçen 8,5 yılda askerimizin ihtiyaç duyduğu toplam 24 milyar dolar değerinde modernizasyon gerçekleştirdik, içeride. Bu projelerin yüzde 90'ı ülkemiz yerli sanayisinin katılımıyla oldu. Yurt dışından savunma ürünleri ithalatı yüzde 10'a düştü. Askerimizin piyade tüfeğini yapamıyordu bu ülke ama şimdi ülkemizde tasarladık, şu anda testlerine başladık. Artık kendi tüfeğimizi kendimiz üretmeye başladık. Şimdi biz yerli tank da üretiyoruz. Milli bir tank imal ediyoruz adı Altay. Tasarım tamamlandı. Türkiye'de ilk defa modern bir tankın milli olarak üretimi için bütün altyapı hazır hale geldi. Obüs toplarımızı biz kendimiz üretiyoruz. 'Fırtına' ve 'Panter' adı verilen obüs toplarının seri üretimleri tamamlandı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edildi. ANKA isimli, 24 saat havada kalabilen insansız hava aracının deneme uçuşlarını başlattık. ABD ve İsrail'den sonra, stratejik yeteneklere sahip insansız hava aracı üreten 3. ülkeyiz. Şu ana kadar tamamıyla yerli sanayimizin özgün tasarımı ile üretilen 150'ye yakın insansız mini uçak kullanıcılarına teslim edildi. İlk milli savaş gemimizi, MİLGEM'i inşa ettik. İlk savaş helikopterimiz ATAK'ın tüm yazılımlarını bitirdik, üretim safhasına getirdik. Kendi helikopterimizi üretiyoruz savaş helikopteri. Ülkemizde ilk defa jet motoru üretildi ve uçuşları gerçekleştirildi. F-4 uçaklarımızı artık modernizasyon için yurtdışına göndermiyoruz, burada, Türkiye’de hallediyoruz.''
''Malezya'ya, Suudi Arabistan'a, Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Ürdün'e, Pakistan'a, Güney Kore'ye, Hollanda'ya kendi ürettiğimiz ürünleri satıyoruz'' diyen Erdoğan, o ülkelerin araçlarının da Türkiye'de modernize edildiğin belirtti. Başbakan Erdoğan, ''Dün, askeri Ulukışla'dan 52 gün yürüyerek Erzurum'a bitkin halde varan, düşmana atacak kurşun bulamayan bir Türkiye vardı, bugün dünyaya teknoloji ihraç eden bir Türkiye var'' diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''BDP'lilerle kol kola girip Hakkari'de mitingi yaptığını'' ifade ederek, ''Oraya BDP'lileri topladılar ve alanda bir tane Türk Bayrağı yok. Çünkü, anlaşma öyle. eğer Türk bayrağı olsa BDP'lileri oraya getiremez. Çünkü, BDP'lilerin ve bağlantılı olduklarının, bizim bayrağımıza karşı ciddi bir alerjisi var'' dedi.
Erdoğan, partisince Hükümet Konağı önünde düzenlenen mitingde halka seslendi.
AK Parti iktidarının yaptıkları hizmetleri anlatarak, ''Biz laf üretmiyoruz. Biz iş üretiyoruz. Biz hizmet üretiyoruz. Biz teknoloji, bilgi üretiyoruz'' diyen Erdoğan, Biz eserlerimizle, hizmetlerimizle, inşa ettiğimiz yollarla, hastanelerle, okullarla, üniversitelerle konuşuyoruz'' ifadelelirini kullandı.
Erdoğan, ''Aslında, biz eserlerimizi anlatmıyoruz; eser, müessiri zaten anlatıyor, eserlerimiz bizi anlatıyor. Şu yollar, şu hastaneler, üniversiteler, okullar, gözlerinden umut fışkıran çocuklar bizi anlatıyor. Değişen, dönüşen, kalkınan, uluslararası itibarı artan Türkiye, aslında bizi anlatıyor'' diye konuştu.
''Sayın Bahçeliye sorun bakalım'' sözleri üzerine meydandakilerin ''yuh'' çekmesi üzerine Başbakan Erdoğan, ''İnanın yuhalamaya gerek yok, asıl yuhu 12 Haziranda sandıkta ortaya koyacaksınız'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Sorun Bahçeli'ye, ANKA ne demek, MİLGEM ne demek, ATAK ne demek? Sayın Kılıçdaroğlu'na sorun bakalım, sorun, sorun, duble yol ne demek, hızlı tren ne demek, hastanelerin birleşmesi ne demek? Bilmezler, çünkü böyle bir muhayyile yok. Böyle bir vizyon yok. Bunlar yapmayı bilmez, yıkmayı bilir, bozmayı bilir. İşte SSK’da 8 yıl genel müdürlük yapmadı mı? SSK'da Genel Müdürlük yaptığı zamanlarda 90'lı yılları bir hatırlayın bakalım. Hastanelerde doktor muayenesinde ne çileler çekiyorduk. Anamızı ağlattılar değil mi? İlaçlarımızı alabiliyor muyduk? Reçeteyi uzat, ilacın ikisi var ikisi yok, biri var, üçü yok. Peki şimdi istediğin hastaneye gidebiliyor musun? İlacını alabiliyor musun?