''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanıklarından emekli tuğgeneral İzzet Ocak savunma yapıyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklardan Süha Tanyeri'nin çapraz sorgusunun ardından Ocak'ın savunmasının alınmasına geçildi. Anlamadıkları bir şekilde yargılandıklarını belirten Ocak, dava kapsamında birçok sorgudan geçirildikten sonra nöbetçi hakimin karşısına geldiğinde kendisine Prof. Dr. Türkan Saylan'ı nereden tanıdığının sorulduğunu söyledi.
Prof. Dr. Türkan Saylan ile Hakkari'de görev yaptığı sırada tanıştığını ifade eden Ocak, ''O dönem hem terörle mücadele ediyor hem de bölge halkına yardım ediyorduk. Kim derdi ki o dönemde vatan savunması yapanlar bugün sorgulanacak. Saylan, Hakkari'deki öğrencilere yardım ederdi. O zamanlar bir kız yurdu yapılıyordu, yardımlaştık, tanışıklığımız budur'' dedi. Saylan'ı en son 2009 yılının nisan ayında sağlık durumunu öğrenmek için aradığını ifade eden Ocak, ''Bir kadın açtı konuşamadık. Sağlık durumu pek iyi değildi. Bunların telefon arama kayıtları iddianameye eklenmiş. Bu durum konuyu karmaşıklaştırmak için yapılan bir oyundur. Saylan da 1 ay sonra vefat etti'' diye konuştu.
Ocak, tutuklanma sürecini de anlatarak şöyle devam etti: ''Bir sürece girildi ve 33 kişi tutuklandı. Metris'e geldik ve karşımdaki askeriyeye baktım. Bir zamanlar eğitimler yaptığımız, ağaçlar diktiğimiz askeriyenin karşısında tutuklu olacağım aklıma gelmezdi. Evet, bu dünyada her şey aklıma gelirdi ancak boşu boşuna cezaevinde yatacağım aklıma gelmezdi. Her zaman bu ülkeye hizmet etmeyi görevlerin en büyüğü saydım. Bu mahkemeye gelişimin nedeni milletime ve vatanıma saygımdandır. Bu sevgime de kimse mani olamayacak. 22 Şubat 2010'dan bu yana bana ve arkadaşlarıma bu durumu yaşatanlara lanet okuyorum.''
Cezaevinde konuşacakları ve bu iddialara cevap verebilecekleri bir muhatap olmadığını belirten Ocak, bazı gazetelerde atılan manşetlerde kendilerine olan kinin ve nefretin ortaya çıktığını gördüğünü, bunlara cevap veremediklerini söyledi.
''Buradaki durum, biri sizi tutuyor, diğeri de vuruyor şeklindedir'' diyen Ocak, bu mahkemeye ve Beşiktaş'taki adliyeye mesaiye gider gibi gittiğini belirtti.
TÜBİTAK raporunun kara bir leke olduğunu öne süren Ocak, öncelikle bilirkişi raporunu hazırlayanın dinlenmesini istedi. Bu raporun iyi niyetle hazırlandığını sanmadığını ifade eden Ocak, ayrıca Hakan Erdoğan tarafından hazırlanan teknik bilirkişi raporunu yakın zamanda öğrendiklerini kaydetti.
Ocak, ''Öte yandan, Balyoz davasının çekiçe dönüştüğü safhada, Gölcük'te bulunduğu söylenen CD'ler ile kan verilmeye çalışıldı. Maruz kaldığımız dijital teröre cevap veremiyoruz. Bugüne kadar hiç kimseye kişiye özel veya gizli iş yaptırmadım, özel bir görev vermedim'' dedi. Ocak, 24 yıl silahlı kuvvetlerinde hiçbir belgede isme görev verildiğini görmediğini, görevlendirmelerin kişiye değil bölüğe verildiğini kaydederek, ''Ancak bulunduğu iddia edilen belgelerde çelişkili durumlar var. Bunlar da iddianamede yer alıyor. Bunlar sehven değil çok açık yanlışlıklardır. Hiçbir orduda görevlendirme istihbarat başkanlığınca yapılmaz, harekat başkanlığınca yapılır. Artık bu tiyatro, bu yanlışlıklar son bulmalıdır. Bu davalar tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Burada sahte bir belgeyle ilgili olarak 'bana ait değil' demek için kıvranıyoruz. Biz burada, ailelerimiz arkada çabalıyor'' diye konuştu.
Duruşma, Ocak'ın savunmasıyla devam ediyor.