13 Aralık 2011 Salı

ÜS BÖLGELERİ ACİL KALDIRILMALI!

Anlamsız bir bölgeye karakol, o karakolu korumak için üs bölgesi, üs bölgesinin öncüsü niteliğindeki emniyet noktası... Sonuç: PKK'ya adeta davetiye çıkarılıyor...
"Anlamsız bir bölgeye karakol, o karakolu korumak için üs bölgesi, üs bölgesinin öncüsü niteliğindeki emniyet noktası..."
Aslında herşeyi anlatan cümle bu. Kendisini bile koruyamayan karakollar, üs bölgeleri...
1600 üst bölgesi var ve bunların 150'si PKK'ya adeta davetiye çıkarıyor.
Son dönemde ağır kayıplar veren PKK, kış şartlarından dolayı saldırı yapamıyor ama bahar aylarıyla beraber saldırılarını artacağı biliniyor.
Yener Dönmez, Ağustos böceği hikayesi üzerinden hükümete mesaj gönderdi. Kışın rehaveti yazın felaketine döner...
İşte Dönmez'in üs bölgeleri ile ilgili analizi;
Yaz aylarını keyif içinde geçiren Ağustos böceğinin kış aylarında karşılaştığı felaket hikayesini çocukluk döneminden beri her dinlediğimizde, “önlemi zamanında almanın kıymeti”ni tekrar tekrar hatırlarız.
Kış aylarına girdiğimiz, PKK’nın doğal olarak geri çekildiği bu dönemde; Ağustos böceğinin hikayesinin mesajını tekrar hatırlamakta fayda var.
Kırsalda TSK’nın, şehirlerde polisin operasyonlarıyla büyük mesafe katedilse de, 30 yıllık kronikleşmiş PKK sorununun böyle kolay bitmeyeceği, baharla birlikte “varoluş” mücadelesinin başlayacağı ortada.
Bu sebeple, kış aylarının çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Özellikle yapısal sorunlar açısından.
ÜS BÖLGELERİ SİSTEMİ KALDIRILMALI
Pek çok konu var ama bugün PKK’nın en etkin olduğu ve bizim de bile bile lades durumuna düştüğümüz “üs bölgeleri” sorununa değinmekle yetineceğim.
Bunlar Güneydoğu’nun dağlık sarp arazisinin içerisinde kuş uçmaz kervan geçmez bölgelere kondurulmuş, sözde PKK’lı geçişlerini tespit edip müdahale etmekle görevlendirilmiş birlikler.
KENDİNİ KORUYAMIYOR
Arazi öylesine dağlık ve sarp, üs bölgeleri geniş coğrafyada öylesine küçük birer noktacık halinde ki, yüklendiği görevden ziyade temel misyonu kendisini korumaya dönüşmüş durumda.
Bölgede böyle tam 1600 nokta var. Bunların 150 kadarı PKK’ya adeta açık hedef.
Dağlıca’dan örnek verelim.
Defalarca baskın yedi, onlarca şehit verildi.
Sonra burası kapatıldı.
Ama Ergenekon’un AK Parti’yle dişe diş savaşa başladığı dönemde yani 2007’li süreçte bir anda bu tabur yeniden açıldı.
Boş kaldığı dönemde bakımsızlıktan her tarafı yıkılan taburun binaları yeniden yapıldı. Asker sevkiyatı yapıldı.
Dağlık arazide mevki olarak rakımı düşük bu açık hedefin yeniden faaliyete geçmesini PKK değerlendirdi ve 12 şehidin verildiği, 8 askerimizin kaçırıldığı malum baskın gerçekleşti.
Sonrasında Aktütün, Gediktepe, Keklikkaya gibi baskınlar birbirini izledi.
PKK prestijini kaybettiği an bu tip açık hedefleri kolayca vurabiliyor.
Vesayet rejiminin ayakta tutulabilmesi için PKK’nın belli bir güçte olması ve bunun gerekçe gösterilerek vesayeti elinde bulunduranların da güçlenmesi gibi “kazan kazan” sistemi bu.
TSK’nın içindeki derin yapı, açık hedef olan üs bölgelerinin kaldırılmasını sürekli engelliyor. Modern dünya savunma stratejilerine uygun olarak büyük taburlar, hareketli operasyonel güçler kurmak son derece kolay ve mümkünken, defalarca gündeme getirilmesine rağmen bir şekilde üs bölgelerinin varlığını sürdürmesi için her yöntem deneniyor.
Durum ciddi...
Her hayati konuda olduğu gibi bu konuda da sivil irade, kararlılık göstermeli.
Hükümet inisiyatif almalı ve Türkiye kendi kendine oluşturduğu bu yumuşak karından kurtarılmalı.
BÖYLE BİR SİSTEM OLMAZ
Anlamsız bir bölgeye karakol, o karakolu korumak için üs bölgesi, üs bölgesinin öncüsü niteliğindeki emniyet noktası...
Böyle saçma bir sistem olamaz.
Oralara gönderilenler bizim çocuklarımız.
Meclis’te bu konu gündeme getirilmeli, ilgili bakanlar çalışmalı, konu bir an önce çözülmeli.
TOKİ’nin yaptığı modern karakollardan hiçbirisi ciddi kayıp verilen bir baskına uğratılamadı. Bu karakolların hızla tamamlanmasında bile bir sürü engel çıkartılıyor.
Hayatını kaybedenler bizim evlatlarımız.
PKK, Türkiye’nin içinde operasyon yapmak isteyenlerin maşası durumunda.
Ülkemiz güçlendikçe ve dünyada ağırlığını artırdıkça bu maşa daha stratejik biçimde kullanılacaktır.
PKK’ya kendi elimizle Mehmetçiklerimizi altın tepside sunamayız.
Dünyanın en profesyonel askerlerini ve komutanlarını da getirseniz, 40 kilometrelik vadilerin olduğu alanda sabit bekleyerek, gerilla harbi yapan bir düşmana karşı kayıp vermekten kurtulamaz.
Doğru olanı yapmak son derece kolayken, Bahar aylarında yeniden yüreğimizi yakacak rehavete kapılmayalım.
Üs bölgeleri derhal kaldırılsın.