23 Aralık 2011 Cuma

‘Özel' operasyonlar



HAŞİM SÖYLEMEZ
Sayı: 889 / Tarih : 19-12-2011


300 kişiden oluşan ‘Özel Kuvvetler’ ekibi, terör örgütü yöneticilerini sağ ele geçirmek için düğmeye bastı. Yurtiçi ve yurtdışında şimdiye kadar 40 operasyon yapıldı.







Türkiye, terörle mücadelede artık geçmişte yapılan hataları, tabir yerindeyse ‘alaylı’ yöntemleri geride bıraktı/bırakıyor. Normal konseptte devam eden mücadele yöntemi, oluşturulan ekstra özel birlikle zirve noktaya çıkarıldı. Bu ekibin işi nokta operasyonlar yaparak örgütün yönetici kadrolarını etkisiz hâle getirmek. Operasyonların asıl amacı teröristi bulunduğu yerden sağ olarak  alıp yargıya teslim etmek. Zaten ekibin aldığı özel eğitimin temel hedefi çatışma düzeyi düşük operasyonlarla doğru ve net sonuca gitmek.
Son 1,5 yılda 300 kişilik bir birim Isparta ve Gölbaşı’nda bu iş için ağır eğitimden geçirildi. Bu ekibin özelliği asker (jandarma özel harekât)-polis(özel harekât) karması olması. Genel bir ifadeyle ‘Özel Kuvvetler’ olarak biliniyorlar; ama asıl isimleri ‘İMHA EKİBİ’. Küçük gruplar hâlinde operasyonlar yapıyorlar. Her türlü savaş tekniği eğitimini alan ekip aynı zamanda psikolojik harp ve savaş sanatı gibi alanlarda da kurs aldı. En zor tabiat şartlarına hazırlanan ve her durumda hayatta kalmayı öğrenen ekip için ‘çöl sıcağı veya kutup soğuğu fark etmez’ deniyor.
Geçen 6 ayda 300 kişilik ekibin önemli bir kısmı özellikle Türkiye içinde terör örgütünün dağ kadrosuna ciddi operasyonlar yaptı. Hatay, Osmancık, Kazan Vadisi, Bingöl ve son olarak Muş Bulanık kırsalındaki operasyonlarda bu ekip rol aldı. Ekip sınır ötesine geçip örgüte ait Hakurk ve Avaşin yakınlarına kadar da ulaştı. 25 kişilik bir grupla sınırı geçen ekip, operasyondan eli boş döndü (terörist grup da hareketli). Zaten ekibin hedefi, 10 operasyonda 1 teröristi canlı ele geçirmek ki terörle mücadelede bu önemli başarı sayılıyor. Ekip bu zamana kadar 40 operasyona katıldı; ancak sadece üç operasyonda sonuç alındı. ‘İMHA EKİBİ, devlete bağlı resmî bir birim olmasına rağmen istihbarat sızmalarına karşı, sadece bir üst birime ‘operasyona çıkıyoruz’ demesi yeterli. Çünkü ekibin nereye gittiği, nasıl bir operasyona katıldığı yapılan harekâtlar sonrasında rapor olarak sunuluyor. Öncesinde bir bilgilendirme yapılmıyor.
Ekibin sağ ele geçirdiği ve aralarında bazı önemli PKK bölge veya tim komutanlarının bulunduğu kişilerin sayısı 30’a ulaştı. ‘Özel Kuvvetler’in faaliyet alanı sadece Türkiye içinde veya Doğu ve Güneydoğu’daki sınırlarımızın ötesine operasyon yapmakla kısıtlı değil. Ekip aldığı istihbarat doğrultusunda, Avrupa’daki teröristlerin durumunu da takip ediyor. O ülkelerin güvenlik birimleriyle sıkı bir eşgüdüm sağlanmaya çalışılıyor. Avrupa’da terör örgütü mensuplarını Türkiye’ye getirmek için özel çaba sarfediliyor. Kısa sürede önemli bazı gelişme kaydedilebilir. Ekibin ana hedefi her ne kadar KCK/PKK terör örgütüyse de diğer örgütlere yönelik operasyonları da oluyor.
300 kişiden oluşan özel ekibin başında bir albay (jandarma) ve bir emniyet müdürü (özel harekâtçı) bulunuyor. Ancak bu isimler gizli tutuluyor. Diğer kişiler de mümkün olduğunca deşifre edilmemeye çalışılıyor. Ekipte yer alan herkes resmî görevli olmasına rağmen, operasyonlarda kod adı kullanıyor. Ekip mecbur kalmadıkça asla telsiz veya öteki haberleşme araçlarını kullanmıyor. Ekibe ayrıca iki özel eğitimli köpeğin eşlik ettiği de vurgulanıyor.
‘Özel Kuvvetler’ operasyonlara topluca katılmıyor. Teröristlerin taktiğini uyguluyor. Bazen gerekirse günlerce dağlarda kalıp bir terörist gibi hareket ediyorlar. Tıpkı örgütler gibi 6 ile 10 kişilik veya büyük operasyonlarda sayıları 25’e kadar çıkan gruplar hâlinde hareket ediyorlar. Yardıma ihtiyaç duyulduğunda kendi yedeklemelerinden bekletilen ekip çağırılıyor. Ekiptekiler her türlü ulaştırma aracını kullanmasını da biliyor.

Teröriste operasyon
Zaman zaman genel operasyonlara katılan ‘Özel Kuvvetler’in hedefinde 450 terörist bulunuyor. Bunun için A, B, C, D, E şeklinde sınıflandırılma yapılmış. E düzeyindeki teröristler daha çok alt sınıfta küçük bölge komutanları veya tim komutanlarını kapsıyor. Derecelendirme yükseldikçe teröristlerin önemi artıyor. A sınıfı teröristler en üst düzey yöneticiler arasında yer alıyor. Bu zamana kadar E sınıfına yönelik operasyon yapan ekibin her an sürpriz yapıp Avrupa’dan veya Kuzey Irak’tan 5 önemli A sınıfı yöneticiyi yakalayıp getirebileceği belirtiliyor. Bunun için Kandil merkezine bile nokta operasyon düşünülüyor. Ancak bunun için sağlam istihbaratların toplanması gerekiyor. Özel birim Heron (İnsansız Hava Araçları) veya başka istihbarat teknolojisinden faydalanmak yerine bire bir yöntemi ile istihbarat elde ederek hareket etmeyi yeğliyor. İddialara göre, ekip, Sabri Ok, Remzi Kartal gibi isimlerle birlikte Mustafa Karasu ve Ali Haydar Kaytan, Duran Kalkan gibi kişilerin peşinde. Cemil Bayık da nokta operasyonları yapan ‘Özel Kuvvetler’in almak istediği A sınıfı teröristler listesinde.

Hedef sağ ele geçirip  yargıya teslim etmek
Aslında ‘Özel Kuvvetler’ Şemdin Sakık operasyonundaki yönetimin benzerini uyguluyor görünse de arada çok önemli farklar var. Örneğin o operasyonların nasıl yapıldığı, Sakık’ın paket olarak verilip verilmediği, kimler tarafından sorgulandığı gibi konular hep karanlık kaldı. Ancak bu ekip her şeyin şeffaf olmasına dikkat ediyor. Sağ ele geçirilen yöneticiler veya örgüt mensupları, sorguya alınmadan konu ilgili savcılıklara intikal ettiriliyor. Buradaki sorguya ekipte hukukçu özeliği olan bir kişi katılabiliyor. Bu, sorgudan çok bilgi amaçlı bir katılım oluyor. Bütün görüşmeler şeffaf bir şekilde kayıt altına alınıyor. Ekibin operasyonlarda ilk yaptığı iş, ele geçirilen teröristin sağlık ve psikolojik durumunu incelemek oluyor. Daha sonra, nizami güç kullanılarak yakalanan kişi bulunduğu yerden alınıp getiriliyor. Sadece hâlâ PKK’da görevli olanlar değil, örgütten ayrılmış ancak bilgisine başvurulması gereken kişilere yönelik operasyonlar yapılması da hedefleniyor. Burada maksat elde edilecek bilgilerle KCK/PKK’yı içeriden hem psikolojik hem de askerî olarak çökertmek. ‘Özel Kuvvetler’e bağlı bir ekibin iki hafta önce Kuzey Irak’a geçtiği ve örgüt kamplarına yakın noktalarda keşif yaptığı ileri sürülüyor. Ancak bu ekibin istihbarat teyidi için mi yoksa bir üst düzey yöneticiyi yakalamak için mi gittiği tam olarak bilinmiyor.