Sn. Başbakan, katkılarınızla çıkarılmış olan 6191
sayılı Sözleşmeli Er ve Erbaş Kanunu ile 926 sayılı TSK Personel Kanununa
eklenen geçici madde 32 ile Yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek
Askeri Şura Kararları ile TSK’den ilişiği kesilenlere bazı özlük hakları verildi.
Söz konusu bu yasadan sadece YAŞ Kararları ile ilişiği
kesilen 1518 kişi yararlanabildi. Başlatılması, tekemmül ettirilmesi ve
uygulanması bakımından aynı olan ve aynı sonucu doğuran, sadece YAŞ kararlarına
eklenmediği için farklılaşan kararlarla, yani Bakan Onayı veya Kararnameler ile
TSK’den ilişiği kesilenler bu yasanın kapsamı dışında bırakıldılar.
Haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan, sadece
sicil amirlerinin olumsuz sicil ve kanaatleri ile re’sen emekli edilen bu
mağdurlar, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olarak sizden adalet beklemekteler.
Askeri Ceza ve Türk Ceza kanunlarında
her suçun karşılığı mevcutken,adil yargılanma ve savunma hakkı tanınmadan sicil
amirlerinin kanaatleri ile verilen re’sen emeklilik kararları hangi hukuk
kuralları ile tanımlanabilir?
Bu kararların iptali için idarece adres gösterilen
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar halen
sorgulanmaktadır.Yerindelik denetimi yapamayan,yargı bağımsızlığı ve hakimlik
teminatı sağlanmamış, kararları temyiz edilemeyen bir mahkemenin doğru adres
olmadığı, gerek AYİM Başkanı Tuğgeneral Abdullah Arslan’ın gazetelere verdiği
demeçlerle ve gerekse Yüce meclisin kanunlaştırdığı 6191 sayılı kanunun geçici
32.maddesi ile tescillenmektedir.
Tescillenmektedir çünkü,12 Eylül 2010 tarihinde
yapılan referandumla Anayasanın 125. maddesi değiştirilmiş ve Yüksek Askeri
Şura Kararlarına yargı yolu açılmıştır. Bu kararlarla ilişiği kesilenlere yargı
yolu açılmış olmasına rağmen, sizlerin de direktifleri ile bu arkadaşlara özlük
haklarını veren bir düzenleme yapıldı.
Burada zaten olması gereken yapılmış, yıllardır
kangren olmaya yüz tutmuş bir meselede sizlerin sayesinde kurtuldu. Ancak; aynı
yollarla mağdur edilmiş kişilere yapılan bu ayırımcılık vicdanları rahatsız etmekte.
Mağdurların bir kısmına, yargıyla uğraştırmadan bazı haklarını vermek, diğerlerine
hakkınızı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde arasaydınız demek, adeta bir haksızlık,
bir adaletsizlik ve hatta adı Adalet ve Kalkınma Partisi olan AK Parti
iktidarına da asla yakışmamakta…
Sayın Başbakan; bu arkadaşların TSK’de görev yaptığı
dönemlerde, onlara ve Mehmetçiğe kurşun sıkan terör örgütü mensuplarına bile 6
defa pişmanlık ve etkin pişmanlık yasaları çıkarılmış ve bu yasalardan
faydalanmak isteyenlere iş imkanları dahi sağlanmışken, haklarında hiçbir
mahkeme kararı olmadan ve adil yargılanma hakkı tanınmadan mesleklerinden
uzaklaştırılan bu insanların, yıllardır açlığa, sefalete ve eziyetli yaşama
terk edilmelerini hiçbir vicdan kabul etmemektedir denilebilir.
YAŞ zedelere verilen haklar acaba neden Kararname
mağdurlarına verilmemektedir? Bu arkadaşlar, aldıkları devlet terbiyesi ve içlerindeki
vatan sevgisi nedeniyle, bazılarının yaptığı gibi meydanlara çıkmamış,
devletimizi uluslar arası mahkemelere şikayet etmemişlerdir.
Sadece ve sadece sabırla haklarını alacakları günü
beklemektedirler. Lakin bu eziyet artık çekilecek gibi değildir ve sizin zat-i alinizin
onayı olmadan da bu işin çözülemeyeceği çok açık ve seçik ortadadır.
Devleti yönetenler adil olmakla mükelleftir ve
haksızlığa asla prim vermemeleri gereklidir. Bu nedenle burada ifade edilen bu
masum çığlığı Başbakan Erdoğan’ın duyacağını ve gereğini yerine getireceğine
inanmaktayım…
Yanılmıyorum değil mi?..