29 Aralık 2011 Perşembe

BAŞBAKAN ERDOĞAN’A ‘REDER’DEN AÇIK MEKTUP / Önder Aytaç


Sn. Başbakan, katkılarınızla çıkarılmış olan 6191 sayılı Sözleşmeli Er ve Erbaş Kanunu ile 926 sayılı TSK Personel Kanununa eklenen geçici madde 32 ile Yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şura Kararları ile TSK’den ilişiği kesilenlere bazı özlük hakları verildi.

 Söz konusu bu yasadan sadece YAŞ Kararları ile ilişiği kesilen 1518 kişi yararlanabildi. Başlatılması, tekemmül ettirilmesi ve uygulanması bakımından aynı olan ve aynı sonucu doğuran, sadece YAŞ kararlarına eklenmediği için farklılaşan kararlarla, yani Bakan Onayı veya Kararnameler ile TSK’den ilişiği kesilenler bu yasanın kapsamı dışında bırakıldılar.

 Haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan, sadece sicil amirlerinin olumsuz sicil ve kanaatleri ile re’sen emekli edilen bu mağdurlar, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olarak sizden adalet beklemekteler. Askeri Ceza ve Türk Ceza  kanunlarında her suçun karşılığı mevcutken,adil yargılanma ve savunma hakkı tanınmadan sicil amirlerinin kanaatleri ile verilen re’sen emeklilik kararları hangi hukuk kuralları ile tanımlanabilir?
 
Bu kararların iptali için idarece adres gösterilen Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar halen sorgulanmaktadır.Yerindelik denetimi yapamayan,yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatı sağlanmamış, kararları temyiz edilemeyen bir mahkemenin doğru adres olmadığı, gerek AYİM Başkanı Tuğgeneral Abdullah Arslan’ın gazetelere verdiği demeçlerle ve gerekse Yüce meclisin kanunlaştırdığı 6191 sayılı kanunun geçici 32.maddesi ile tescillenmektedir.

 Tescillenmektedir çünkü,12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla Anayasanın 125. maddesi değiştirilmiş ve Yüksek Askeri Şura Kararlarına yargı yolu açılmıştır. Bu kararlarla ilişiği kesilenlere yargı yolu açılmış olmasına rağmen, sizlerin de direktifleri ile bu arkadaşlara özlük haklarını veren bir düzenleme yapıldı.
 
Burada zaten olması gereken yapılmış, yıllardır kangren olmaya yüz tutmuş bir meselede sizlerin sayesinde kurtuldu. Ancak; aynı yollarla mağdur edilmiş kişilere yapılan bu ayırımcılık vicdanları rahatsız etmekte. Mağdurların bir kısmına, yargıyla uğraştırmadan bazı haklarını vermek, diğerlerine hakkınızı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde arasaydınız demek, adeta bir haksızlık, bir adaletsizlik ve hatta adı Adalet ve Kalkınma Partisi olan AK Parti iktidarına da asla yakışmamakta…
 
Sayın Başbakan; bu arkadaşların TSK’de görev yaptığı dönemlerde, onlara ve Mehmetçiğe kurşun sıkan terör örgütü mensuplarına bile 6 defa pişmanlık ve etkin pişmanlık yasaları çıkarılmış ve bu yasalardan faydalanmak isteyenlere iş imkanları dahi sağlanmışken, haklarında hiçbir mahkeme kararı olmadan ve adil yargılanma hakkı tanınmadan mesleklerinden uzaklaştırılan bu insanların, yıllardır açlığa, sefalete ve eziyetli yaşama terk edilmelerini hiçbir vicdan kabul etmemektedir denilebilir.
 
YAŞ zedelere verilen haklar acaba neden Kararname mağdurlarına verilmemektedir? Bu arkadaşlar, aldıkları devlet terbiyesi ve içlerindeki vatan sevgisi nedeniyle, bazılarının yaptığı gibi meydanlara çıkmamış, devletimizi uluslar arası mahkemelere şikayet etmemişlerdir.
 
Sadece ve sadece sabırla haklarını alacakları günü beklemektedirler. Lakin bu eziyet artık çekilecek gibi değildir ve sizin zat-i alinizin onayı olmadan da bu işin çözülemeyeceği çok açık ve seçik ortadadır.
 
Devleti yönetenler adil olmakla mükelleftir ve haksızlığa asla prim vermemeleri gereklidir. Bu nedenle burada ifade edilen bu masum çığlığı Başbakan Erdoğan’ın duyacağını ve gereğini yerine getireceğine inanmaktayım…
 
Yanılmıyorum değil mi?..