İnternet
andıcı davasından hakkında yakalama kararı bulunurken, rapor alarak
dört aydır GATA’da 'Paşalar Katı'nda yatan Org. Taşdeler için yeni bir
rapor istenmesi hastaneyi karıştırdı.
İnternet andıcı davasından hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral
Nusret Taşdeler’e “ani ölüm riski var, ifade veremez” raporu vermeyi
kabul etmeyen GATA Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkan Vekili Prof. Tabip
Albay Sedat Köse’nin istifa ettirildiği öne sürüldü.
GATA'DA DOKTORLAR BASKI ALTINDA
Köse’nin istifası, Orgeneral Taşdeler’i yargıdan kaçırmak için üst
düzey bazı komutanların, GATA’daki bilim adamlarını nasıl baskı altına
aldığını da gözler önüne serdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından 8 Ağustos 2011’de hakkında yakalama kararı çıkartılmasının
hemen ardından GATA’da Yoğun Bakım Servisi’nde tedavi altına alındığı
iddia edilen Taşdeler’in tüm masrafları devlet tarafından karşılanarak 4
aydır GATA’da general amiral katındaki lüks odasında yatıyor.
“İFADE VEREMEZ” RAPORU İSTEDİ
İrticayla Mücadele Eylem Planı davasıyla birleştirilen internet andıcı davasından ifade vermesi gereken Taşdeler için GATA Komutanı Korgeneral Orhan Akbaş’ın devreye girdiği iddia edildi.
Akbaş’ın Taşdeler’in
avukatlarının önerisi doğrultusunda GATA’daki bilim adamlarından “Ani
ölüm riski var, ifade veremez” raporu verilmesini istediği belirtildi.
Bu istek doğrultusunda hareket eden Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Dekanı
Prof. Tabip Tümgeneral Sadettin Çetiner’in Kardiyoloji Anabilim Dalı
Başkan Vekili Prof. Tabip Albay Sedat Köse’ye baskı yaptığı iddia
edildi. Yoğun baskılara dayanamayan Köse’nin de “Benden buraya kadar’
diyerek istifasını verdiği öne sürüldü.
YATIŞ SÜRESİNİ UZATMA EMRİ
Köse’nin vermeye yanaşmadığı rapor için Tabip Tümgeneral Çetiner’in
Doç. Jandarma Tabip Albay Cem Barçın’ı devreye soktuğu, Taşdeler’in
yatış süresini uzatabilmek için de TSK Rehabilitasyon Merkezi’nden Prof.
Tabip Albay Ahmet Özgül’e emir verdiği öğrenildi. Ayrıca Tabip Albay
Köse’nin istifasında GATA Komutanı Korgeneral Orhan Akbaş’ın
baskılarının da etkili olduğu iddia edildi. Akbaş’ın internette ve
basında konuyla ilgili olarak çıkan haberler nedeniyle “bunları sen
sızdırıyorsun” diyerek Taşdeler’e gerçeğe aykırı rapor vermeye
yanaşmayan Tabip Albay Köse’yi suçladığı iddia edildi. Köse’ninde bu
şekilde istifa ettirildiği öğrenildi.
Haberal’ın doktorları tutuklanmıştı
Ergenekon davasından 17 Nisan 2009’da tutuklanan Mehmet Haberal,
cezaevine götürüldüğü gece rahatsızlanarak İstanbul Üniversitesi
Kardiyoloji Enstitüsü yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. 21 ay
Kardiyoloji Enstitüsü’nde kalan Haberal’ın hastalığıyla ilgili
tartışmalar başlayınca mahkeme kararıyla 11 Şubat 2011 tarihinde
Halkalı’daki Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastanesi’ne nakledildi. Burada
yapılan tetkiklerde Haberal’ın cezaevinde kalmamasını gerektirecek ciddi
bir sağlık sorununun olmadığı tespit edildi. Haberal, Silivri
Cezaevi’ne gönderilirken, Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan
Kansız, Haberal’a verilen “taburcu edilebilir’ raporunu sakladığı
gerekçesiyle tutuklandı. Haberal’ın doktoru Cengiz Çeliker de “Ergenekon
silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık” etmekten tutuklandı.
EMiRLE RAPOR OLMAZ
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal nedeniyle İstanbul
Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde yaşanan olayların bir benzerinin
de GATA’da meydana gelebileceği korkusunu yaşayan öğretim üyelerinin
gerçeğe aykırı rapor ve tedaviye karşı çıktıkları için baskı gördükleri
aktarıldı.
Öğretim üyelerinin Orgeneral Taşdeler için “7’nci
kattaki süper lüks odalarda yatarak mahkemeden kaçıyorlar. Sıkıntıları
bize düşüyor. Madem “ani ölüm riski var’ raporu isteniyor neden
kardiyoloji binası yerine ana binanın 7’nci katındaki lüks odalarda
kalıyorlar” diyerek tepkilerini dile getirdikleri öğrenildi. Ergenekon,
Balyoz ve İnternet Andıcı davalarında yaşanan tıp ve etik dışı olayların
GATA Ankara ve GATA Haydarpaşa Eğitim Hastaneleri’nin varlığını Türk
tıp camiasında tartışmalı hale getirdiğine işaret edildi. Emir-komuta
ile tanı tedavi hizmetinin görülemeyeceğine dikkat çekildi.