Arkadaşlarına göre Orgeneral Özel okulda ve subaylık kariyeri boyunca hep bir numara oldu. Org. Özel, 'demokratik açılım'a sıcak baktı.
Orgeneral Necdet Özel’i hükümet jet hızıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı vekilliğine getirdi. Özel, ‘demokratik açılım’ sürecinin başında Başbakan Tayyip Erdoğan’a sıcak mesaj vererek dikkatleri çekmişti. Bu, komuta kademesinde tepkiye neden olmuştu.
1950 doğumlu Necdet Özel, 1980 yılında Kara Harp Akademisi’ni bitirerek kurmay subay oldu. Özel, 1995 yılında tuğgeneralliğe, 1999 yılında tümgeneralliğe terfi etti. Kara Harp Akademisi Komutanlığı yapan Özel, 2003’te korgeneralliğe terfi etti ve 7’nci Kolordu Komutanlığı, ardından K.K. Eğitim ve Doktrin Komutan Yardımcılığı yaptı. Özel 2007’de orgeneral olarak Ege Ordusu Komutanlığı’na ve ardından 2’nci Ordu Komutanlığı’na atandı.
‘Açılım’a sıcak mesaj
Necdet Özel’in ismi ilk kez bu dönemde ön plana çıktı. Özel, 2010’da İnönü Kışlası’ndaki 2. Ordu Komutanlığı Karargâhı’ndaki görev devir teslim töreninde, “Devletimizin bütün kademeleri, aynı anlayış ve kararlılıkla hareket etmeli. Vatandaşlarımızı birbirine düşürme çabalarına fırsat verilmemeli” demişti.
Orgeneral Koşaner’in de katıldığı törende Özel’in şu sözleri de dikkat çekmişti: “Görev sürem içerisinde bölücü terörle mücadeleyi tamamen hukuk kuralları içinde yürüttük. Basında yer alan her iddiayı büyük bir ciddiyet ve duyarlılıkla inceledik, soruşturduk ve ilgili makamları bilgilendirdik. Bir başka ifadeyle hiçbir şeyin üzerini örtmedik.”
10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliğine katıldığı Malatya Sabancı Kültür Merkezi çıkışında gazetecilerin, “Sayın Başbakan Malatya’ya geldiğinde ilk 2. Ordu Komutanlığı’nı ziyaret edecek, neler söyleyeceksiniz?” sorusuna karşılık Özel’in, “Sayın Başbakan’ın ziyaretinden sadece onur duyarız” yanıtı da akıllarda yer etti. Erdoğan ise demokratik açılım projesini 14 Kasım’da gittiği Malatya’da başlatmış ve Orgeneral Özel’i de makamında ziyaret etmişti.
Erdoğan ile Özel arasında yaşanan bu ilişkinin TSK komuta kademesinde rahatsızlığa neden olduğu görüşü kulislere yansımıştı. AKP Gaziantep Milletvekili, eski gazeteci Şamil Tayyar ise, “Kodu mu Oturtan General” başlıklı 24 Ağustos 2010 tarihli yazısında Özel’i övüyordu: “...Necdet Paşa tam bir beyefendi, sınırlarını bilen, siyasete bulaşmayan, sivillere ‘Allah’ın sivili’ demeyen saygılı bir asker...”
Geçen yılki YAŞ’ta olanlar
Necdet Özel ismi geçen yıl sekiz gün süren YAŞ toplantısı sırasında gündeme geldi. Özel TSK teamülleri gereği, 2011’de Kara Kuvvetleri Komutanı, 2013 yılında ise Genelkurmay Başkanı olacaktı. Ancak geçen yılki YAŞ’ta Özel, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na önerildi. Bu öneri Özel’in Genelkurmay yolu kapanacağı için Gül tarafından reddedildi. Özel, Jandarma Genel Komutanlığı görevine atandı.
Hasdal’a gitmedi
Orgeneral Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu ile birlikte Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan ‘Balyozı’ sanıklarını ziyaret ederken, Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay ile Necdet Özel gitmemişti.
Dönem arkadaşı anlatıyor
TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası, Kırgızistan Kahraman Madalyası, Romanya Askeri Yüksek Liyakat Madalyası ve Moğolistan Üstün Hizmet Madalyası sahibi olan Orgeneral Necdet Özel, Kamuran Özel ile evli ve bir çocuk babası. Dönem arkadaşlarının “Politikayla ilgili değildi” diye anlattığı Özel, aile yaşamını da objektiflerden uzak tuttu.
Dönem arkadaşı Namık Çınar, Özel’i şöyle anlatıyor: “Ömrü boyunca eğitim alanlarının ve tatbikatların güneş ve rüzgârlarında ensesi ve elleri kavrulmuş, ‘emek adamı’ bir subay olan babası da, Harp Okulu Öğrenci Alayı’nın komutan yardımcısıydı. Fakat, ‘Albay Seyfettin Özel’in oğlu olmanın zorluklarını, hiç kimse Necdet Özel kadar bilemez ve hiç kimse o ölçülerde ve onun kadar zorda bir Harp Okulu öğrenciliği yaşamamıştır. Harp Okulu’nu ve Harp Akademisi’ni ‘birincilikler’le bitirdi. Ve orgeneral olana kadar da, merdivende tırmandığı ne sayıda basamak varsa, hepsini birinciliklerle gerçekleştirmiştir.”
Hükümet ile askeri yargının ‘YAŞ’ anlayışı
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanların istifasıyla sonuçlanan krizin temelinde, YAŞ toplantılarındaki yetki tartışması yatıyor. Hükümet, YAŞ’ın sadece bir ‘istişari kurul’ niteliğinde olduğu bu nedenle terfi edilecek personel konusunda son sözü kendisini söylemekle yükümlü olduğunu savunurken, ki YAŞ toplantısında Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu YAŞ toplantısında terfi edilmesine rağmen, hükümet bu üç generalin Balyoz davası sanığı olması nedeniyle terfi kararnamesi hazırlamamıştı. Askerlerin terfi edilmeme işlemin yürütmesini durdurulması istemiyle açtığı davada, hükümetin verdiği savunma ile askeri mahkemenin değerlendirmeleri her iki çevrenin YAŞ toplantılarını farklı algılandığını ortaya koyuyor.
Başbakanlık mahkemeye sunduğu savunmasında, YAŞ’ın bir istişari kurul niteliğinde olduğunu savunmuştu. İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı da generallerin terfi edilmemesi için sunduğu savunmasında, Başbakanlık’la paralel görüşleri savunarak, şöyle dedi:
“YAŞ’ın asli görevi ilgili olduğu konularda görüş bildirmektir, şura tarafından alınan kararların bu nedenle bağlayıcı özelliği yoktur ve ve tek başına hukuki netice doğuran kararlar değildir.” Savunmada, yetkinin Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanlıklarda olduğu belirtildi.
Askeri mahkeme tespiti
Askeri Mahkeme farklı değerlendirmelerde bulundu. Mahkeme verdiği yürütmeyi durdurma kararın gerekçesinde, YAŞ yasasında şuranın görüş bildiren istişari bir kurul olarak tarif edildiği ancak başka kanunlarla görevler de verildiği anlatıldı. Gerekçe, terfilerin sadece YAŞ’ta belirlendiğini ve kararların bağlayıcı olduğu vurgulanarak, şöyle denildi:
“Eger YAŞ sadece ‘istişari’ bir kurul olsaydı, YAŞ’ın almış olduğu kararların yargı denetimine açık olup olmamasının bir önemi ve Anayasa ve yasayla bu konunun düzenlemesinin bir gereği olmayacağı gibi, müşterek kararnameyi çıkarmaya yetkili makamların YAŞ’ta seçilmemiş olan bir general veya amirali terfi ettirme imkanının da bulunması gerekirdi.”
Jandarma için Özel tarifi: Bir kanun ordusu
Orgeneral Necdet Özel, Jandarma Genel Komutanlığı’na veda mesajında, Atatürk’ün “Yurt, ulus ve cumhuriyete aşk ve sadakatle bağlı, tevazu, fedakârlık ve feragat örneği bir kanun ordusu” sözüne vurgu yaptı. Özel, şöyle devam etti:
“Jandarmamız, ulaşmış olduğu hizmet kalitesini, Cumhuriyet’in değerlerine gönülden bağlı, iyi eğitimli, üstün nitelikli personeli ve modern silâh, araç ve donanımı ile, daha da ileriye taşımanın heyecanı içerisindedir. Jandarma Genel Komutanlığımız, hem kanunlarla sorumluluğuna verilen vatan topraklarında emniyet ve âsâyişin eksiksiz sağlanmasında, hem de uluslararası görevlerde üstün bir başarı çizgisi yakalamıştır.
Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fadeleriyle ‘Yurt, ulus ve cumhuriyete aşk ve sadakatle bağlı, tevazu, fedakârlık ve feragat örneği bir kanun ordusu’ olan Jandarmamız, ulaşmış olduğu hizmet kalitesini, cumhuriyetin değerlerine gönülden bağlı, iyi eğitimli, üstün nitelikli personeli ve modern silâh, araç ve donanımı ile, daha da ileriye taşımanın heyecanı içerisindedir. İnsan merkezli, çağdaş yönetim ve görev anlayışı ile ulusal ve uluslararası alanda, en saygın, en güvenilir, en kaliteli hizmet üreten bir kolluk kuvveti olmayı vizyon edinen Jandarma Teşkilâtımızın, milletinin kendisine olan güven ve sevgisinden ve 172 yıllık kurumsal hafızasından aldığı güçle, millî hasletlerinden ve cesaretinden aldığı maharetle, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Türkiye Cumhuriyetinin çok önemli bir gücü ve teminatı olmaya devam edeceğine olan inancım tamdır.”
‘Büyük bir restorasyon projesini hayata geçiriyoruz’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelede 90’lı yıllara dönüldüğü eleştirilerine “Biz, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasına izin vermeyecek, demokrasi, özgürlük, güvenlik dengesinden asla ve asla taviz vermeyeceğiz” yanıtını verdi. Erndoğan, “74 milyon vatandaşın hak ve hukukunu koruyarak büyük bir restorasyon projesini hayata geçirdiklerini” söyledi.
Kılınç: Askerin çaresi kalmamış
MGK’nın eski genel sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, komutanların tavrının ‘hukuka saygının’ göstergisi olarak yorumlanması gerektiğini söyledi. Radikal’in sorularını yanıtlayan Kılınç, şöyle konuştu: “Silahlı kuvvetler malum davalarla yıpratılıyor. Bugün bu davranışın temelinde yatan, ‘Ben hukuka saygılıyım, bu çerçeveden çıkamıyorum ama bir çare de bulunamıyorum, dolayısıyla yapacak bir şeyim kalmadı’ düşüncesidir. Bu eylemin nedenine tekrar döndüğünüz zaman, bu neden ortadan kalmadığı sürece komuta değişse de sonuç değişmiyor. Öyle olunca da, önümüzdeki dönemde bir takım değişik başka tutumlara da sebep olabilir. Belki o da ayrılmak istemiştir ancak gidenler boşluk olmaması için onu bırakmış olabilirler. ”
‘İkinci cumhuriyetin başladığı an’
Komutanların istifası dünya medyasında da geniş yankı buldu. New York Times, toplu istifa eylemini, ‘kuşatılan bir kurumun, tükenmekte olan politik gücünü kullanma çabası’ diye yorumladı. Gazeteye göre, hâlâ siyasi sistemi sarsabileceğini göstermek isteyen komutanların bu hareketi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeni ordu şefini seçmekte hızlı davranması nedeniyle ters tepti. AKP’nin sivilleşmeyi öngören yasal düzenlemelerinin ve darbe soruşturmalarının ordunun siyasi gücünü azalttığını belirten Amerikan gazetesi, Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın şu yorumunu aktardı: “Fiilen ordunun Türk demokrasisindeki rolünün sonu... Birinci Türk cumhuriyetinin sona erip ikinci cumhuriyetin başladığı sembolik an bu.”
10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliğine katıldığı Malatya Sabancı Kültür Merkezi çıkışında gazetecilerin, “Sayın Başbakan Malatya’ya geldiğinde ilk 2. Ordu Komutanlığı’nı ziyaret edecek, neler söyleyeceksiniz?” sorusuna karşılık Özel’in, “Sayın Başbakan’ın ziyaretinden sadece onur duyarız” yanıtı da akıllarda yer etti. Erdoğan ise demokratik açılım projesini 14 Kasım’da gittiği Malatya’da başlatmış ve Orgeneral Özel’i de makamında ziyaret etmişti.
Erdoğan ile Özel arasında yaşanan bu ilişkinin TSK komuta kademesinde rahatsızlığa neden olduğu görüşü kulislere yansımıştı. AKP Gaziantep Milletvekili, eski gazeteci Şamil Tayyar ise, “Kodu mu Oturtan General” başlıklı 24 Ağustos 2010 tarihli yazısında Özel’i övüyordu: “...Necdet Paşa tam bir beyefendi, sınırlarını bilen, siyasete bulaşmayan, sivillere ‘Allah’ın sivili’ demeyen saygılı bir asker...”
Geçen yılki YAŞ’ta olanlar
Necdet Özel ismi geçen yıl sekiz gün süren YAŞ toplantısı sırasında gündeme geldi. Özel TSK teamülleri gereği, 2011’de Kara Kuvvetleri Komutanı, 2013 yılında ise Genelkurmay Başkanı olacaktı. Ancak geçen yılki YAŞ’ta Özel, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na önerildi. Bu öneri Özel’in Genelkurmay yolu kapanacağı için Gül tarafından reddedildi. Özel, Jandarma Genel Komutanlığı görevine atandı.
Hasdal’a gitmedi
Orgeneral Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu ile birlikte Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan ‘Balyozı’ sanıklarını ziyaret ederken, Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay ile Necdet Özel gitmemişti.
Dönem arkadaşı anlatıyor
TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası, Kırgızistan Kahraman Madalyası, Romanya Askeri Yüksek Liyakat Madalyası ve Moğolistan Üstün Hizmet Madalyası sahibi olan Orgeneral Necdet Özel, Kamuran Özel ile evli ve bir çocuk babası. Dönem arkadaşlarının “Politikayla ilgili değildi” diye anlattığı Özel, aile yaşamını da objektiflerden uzak tuttu.
Dönem arkadaşı Namık Çınar, Özel’i şöyle anlatıyor: “Ömrü boyunca eğitim alanlarının ve tatbikatların güneş ve rüzgârlarında ensesi ve elleri kavrulmuş, ‘emek adamı’ bir subay olan babası da, Harp Okulu Öğrenci Alayı’nın komutan yardımcısıydı. Fakat, ‘Albay Seyfettin Özel’in oğlu olmanın zorluklarını, hiç kimse Necdet Özel kadar bilemez ve hiç kimse o ölçülerde ve onun kadar zorda bir Harp Okulu öğrenciliği yaşamamıştır. Harp Okulu’nu ve Harp Akademisi’ni ‘birincilikler’le bitirdi. Ve orgeneral olana kadar da, merdivende tırmandığı ne sayıda basamak varsa, hepsini birinciliklerle gerçekleştirmiştir.”
Hükümet ile askeri yargının ‘YAŞ’ anlayışı
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanların istifasıyla sonuçlanan krizin temelinde, YAŞ toplantılarındaki yetki tartışması yatıyor. Hükümet, YAŞ’ın sadece bir ‘istişari kurul’ niteliğinde olduğu bu nedenle terfi edilecek personel konusunda son sözü kendisini söylemekle yükümlü olduğunu savunurken, ki YAŞ toplantısında Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu YAŞ toplantısında terfi edilmesine rağmen, hükümet bu üç generalin Balyoz davası sanığı olması nedeniyle terfi kararnamesi hazırlamamıştı. Askerlerin terfi edilmeme işlemin yürütmesini durdurulması istemiyle açtığı davada, hükümetin verdiği savunma ile askeri mahkemenin değerlendirmeleri her iki çevrenin YAŞ toplantılarını farklı algılandığını ortaya koyuyor.
Başbakanlık mahkemeye sunduğu savunmasında, YAŞ’ın bir istişari kurul niteliğinde olduğunu savunmuştu. İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı da generallerin terfi edilmemesi için sunduğu savunmasında, Başbakanlık’la paralel görüşleri savunarak, şöyle dedi:
“YAŞ’ın asli görevi ilgili olduğu konularda görüş bildirmektir, şura tarafından alınan kararların bu nedenle bağlayıcı özelliği yoktur ve ve tek başına hukuki netice doğuran kararlar değildir.” Savunmada, yetkinin Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanlıklarda olduğu belirtildi.
Askeri mahkeme tespiti
Askeri Mahkeme farklı değerlendirmelerde bulundu. Mahkeme verdiği yürütmeyi durdurma kararın gerekçesinde, YAŞ yasasında şuranın görüş bildiren istişari bir kurul olarak tarif edildiği ancak başka kanunlarla görevler de verildiği anlatıldı. Gerekçe, terfilerin sadece YAŞ’ta belirlendiğini ve kararların bağlayıcı olduğu vurgulanarak, şöyle denildi:
“Eger YAŞ sadece ‘istişari’ bir kurul olsaydı, YAŞ’ın almış olduğu kararların yargı denetimine açık olup olmamasının bir önemi ve Anayasa ve yasayla bu konunun düzenlemesinin bir gereği olmayacağı gibi, müşterek kararnameyi çıkarmaya yetkili makamların YAŞ’ta seçilmemiş olan bir general veya amirali terfi ettirme imkanının da bulunması gerekirdi.”
Jandarma için Özel tarifi: Bir kanun ordusu
Orgeneral Necdet Özel, Jandarma Genel Komutanlığı’na veda mesajında, Atatürk’ün “Yurt, ulus ve cumhuriyete aşk ve sadakatle bağlı, tevazu, fedakârlık ve feragat örneği bir kanun ordusu” sözüne vurgu yaptı. Özel, şöyle devam etti:
“Jandarmamız, ulaşmış olduğu hizmet kalitesini, Cumhuriyet’in değerlerine gönülden bağlı, iyi eğitimli, üstün nitelikli personeli ve modern silâh, araç ve donanımı ile, daha da ileriye taşımanın heyecanı içerisindedir. Jandarma Genel Komutanlığımız, hem kanunlarla sorumluluğuna verilen vatan topraklarında emniyet ve âsâyişin eksiksiz sağlanmasında, hem de uluslararası görevlerde üstün bir başarı çizgisi yakalamıştır.
Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fadeleriyle ‘Yurt, ulus ve cumhuriyete aşk ve sadakatle bağlı, tevazu, fedakârlık ve feragat örneği bir kanun ordusu’ olan Jandarmamız, ulaşmış olduğu hizmet kalitesini, cumhuriyetin değerlerine gönülden bağlı, iyi eğitimli, üstün nitelikli personeli ve modern silâh, araç ve donanımı ile, daha da ileriye taşımanın heyecanı içerisindedir. İnsan merkezli, çağdaş yönetim ve görev anlayışı ile ulusal ve uluslararası alanda, en saygın, en güvenilir, en kaliteli hizmet üreten bir kolluk kuvveti olmayı vizyon edinen Jandarma Teşkilâtımızın, milletinin kendisine olan güven ve sevgisinden ve 172 yıllık kurumsal hafızasından aldığı güçle, millî hasletlerinden ve cesaretinden aldığı maharetle, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Türkiye Cumhuriyetinin çok önemli bir gücü ve teminatı olmaya devam edeceğine olan inancım tamdır.”
‘Büyük bir restorasyon projesini hayata geçiriyoruz’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelede 90’lı yıllara dönüldüğü eleştirilerine “Biz, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasına izin vermeyecek, demokrasi, özgürlük, güvenlik dengesinden asla ve asla taviz vermeyeceğiz” yanıtını verdi. Erndoğan, “74 milyon vatandaşın hak ve hukukunu koruyarak büyük bir restorasyon projesini hayata geçirdiklerini” söyledi.
Kılınç: Askerin çaresi kalmamış
MGK’nın eski genel sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, komutanların tavrının ‘hukuka saygının’ göstergisi olarak yorumlanması gerektiğini söyledi. Radikal’in sorularını yanıtlayan Kılınç, şöyle konuştu: “Silahlı kuvvetler malum davalarla yıpratılıyor. Bugün bu davranışın temelinde yatan, ‘Ben hukuka saygılıyım, bu çerçeveden çıkamıyorum ama bir çare de bulunamıyorum, dolayısıyla yapacak bir şeyim kalmadı’ düşüncesidir. Bu eylemin nedenine tekrar döndüğünüz zaman, bu neden ortadan kalmadığı sürece komuta değişse de sonuç değişmiyor. Öyle olunca da, önümüzdeki dönemde bir takım değişik başka tutumlara da sebep olabilir. Belki o da ayrılmak istemiştir ancak gidenler boşluk olmaması için onu bırakmış olabilirler. ”
‘İkinci cumhuriyetin başladığı an’
Komutanların istifası dünya medyasında da geniş yankı buldu. New York Times, toplu istifa eylemini, ‘kuşatılan bir kurumun, tükenmekte olan politik gücünü kullanma çabası’ diye yorumladı. Gazeteye göre, hâlâ siyasi sistemi sarsabileceğini göstermek isteyen komutanların bu hareketi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeni ordu şefini seçmekte hızlı davranması nedeniyle ters tepti. AKP’nin sivilleşmeyi öngören yasal düzenlemelerinin ve darbe soruşturmalarının ordunun siyasi gücünü azalttığını belirten Amerikan gazetesi, Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın şu yorumunu aktardı: “Fiilen ordunun Türk demokrasisindeki rolünün sonu... Birinci Türk cumhuriyetinin sona erip ikinci cumhuriyetin başladığı sembolik an bu.”