Askeri cezaevi yönetmeliği neden gizli? / Mehmet Altan
Bugün
aklım Ankara’daki karmanyolaya götürülmek istenen Madımak Davası’nda
olsa da, büyük kırılmalara sebep olacak gibi görünen şike yasasındaki
insanı hayrete düşüren gelişmeler de gündemde büyük yer kaplasa da...
Bu konu da bence hem önemli, hem de detaylarını öğrendikçe insanı çarpan cinsten...
‘Balyozculara jakuzili cezaevi’ haberinden söz ediyorum...
Hasdal’da
yatan Ergenekon ve Balyoz sanığı subayların bir ay önce nakledildikleri
Hadımköy Askeri Cezaevi’nde, LCD televizyon, yüzme havuzu, mini bar ve
jakuzili banyo bile varmış...
***
Bunun nasıl olduğunu merak ediyor musunuz?
O
zaman gelin, sizi de hayrete düşürecek olan, okurum Hasan Yılmaz’ın
önceki gün bana gönderdiği elektronik postayı beraber okuyalım:
“Sayın Altan,
Bugün Star Gazetesi’nde manşet olan ‘Balyozculara jakuzili cezaevi’ haberi konusunda birkaç hususu vurgulamak istiyorum:
1.
Askeri cezaevlerinin varlığının yasal dayanağı Askeri Ceza Kanunu’nun
39’uncu maddesidir. Asker kişiler bu sıfatlarını devam ettirdiği sürece
tüm suçlarında askeri ceza ve tutukevine konurlar. Askeri ceza ve
tutukevleri Adalet Bakanlığına değil, Milli Savunma Bakanlığı’na
bağlıdır.
2. Sivillerin kanun ve yönetmelikleri Resmi Gazete’de
yayımlanırken, ‘Askeri Ceza ve Tutukevlerinin Yönetimine ve Cezaların
İnfazına Dair Yönetmelik’ gizli olduğundan Resmi Gazete’de yayımlanmaz.
3.
Bu gizliliği kullanan AK Parti’li Milli Savunma Bakanlığı general ve
amiraller tutuklandıktan sonra yönetmelikte tutuklular lehine birçok
değişiklik yapmıştır. Ancak bu değişikliklerin yapılma amacı insan hakkı
merkezli olmayıp, sayın general ve amiralleri rahat ettirme amaçlıdır.
4.
Sivil ceza ve tutukevleri her şeyiyle infaz savcısına bağlı ve infaz
savcısının gözetiminde iken, askeri savcılar ancak komutana önceden
haber vermek ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere cezaevini
denetleyebilirler. Bu denetim dışında askeri cezaevlerinin herhangi bir
denetimi bulunmamaktadır.
5. Hükümeti devirmeye teşebbüsle suçlanıp tutuklanan askerin askeri cezaevinde ne işi vardır?
Yapılması
gereken askeri-sivil cezaevi ayrımını kaldırmak, tüm tutuklu ve
hükümlülerin eşit şekilde cezalarının infazını sağlamaktır. Peki, bunu
kim yapacak? Adının içinde’adalet’ kelimesi geçen AK Parti. Peki, yapar
mı? Ben bugünkü habere konu olan lüksü generallere sunanlara kızmıyorum.
Bu haksızlığın ve harcanan 1 milyon TL’nin vebali AK Parti’nin
üzerinedir. Altından kalkabiliyorlar ise buyursunlar kalksınlar.
Saygılarımla...”
***
Nasıl, aslında manşetlik bir haber değil mi?
Türkiye’de kurumsallaşmış bir demokratikleşmeyi hedef alan denetleyici ve akılcı bir muhalefetin olmaması ne kötü...
Bu siyasal eksikliği toplum doldurmaya çalışmakta...
Hasan Yılmaz’ın çabası da onlardan biri...
Bundan
böyle bir türlü açıklanmayan ‘askeri maaşlar’ gibi ‘askeri
cezaevlerinin gizli yönetmeliği’ni de izleme listesine ekleyin...
Çünkü
‘askeri vesayet bitti’ denince askeri vesayet bitmiyor, bitirmek için
çok daha ciddi kurumsal ve mevzuata yönelik samimi bir çabaya ihtiyaç
var...
Ama şikeciliğin prim yaptığı bir siyaset arenasında bu nasıl olacak?
Siz elinizi vicdanınıza koyarak düşüne durun, çünkü...
Yarına yazım yok, öbür gün görüşürüz...