27 Ekim 2011 Perşembe

Öcalan-PKK hattında son durum / Yener Dönmez

Terör örgütü elebaşısının avukatları ve devlet yetkilileriyle görüşmelerinin kesilmesinden sonraki durumda önemli gelişmeler yaşanıyor.

Örgütün içinde bulunduğu durum:

Devlet Öcalan’ı muhatap almayı bırakınca, sorunun çözümünde çok önemli ve faydalı bir adım atılmış oldu.

Önemli sonuçlar olarak:

1-Örgüt yönlendirilemeyince ciddi bir bocalama içerisine girdi.

2- Örgüt içinde ayrılık hareketleri baş göstermeye başladı.

3- Aynı anda üst üste operasyonlar yapan devlet PKK’yı psikolojik bir yıkım sürecine sokmuş oldu.

BDP’NİN DURUMU

BDP Meclis’e girme kararı alınca örgütün silahlı kanadı HPG’nin elebaşı Fehman Hüseyin telsiz konuşmalarında şunları söyledi:

“BDP Meclis’e dönerken HPG’ye sormadı. Başbakan’ın konuşmalarını dinleyip Meclis’e gittiler. Bize haber vermediler. HPG’nin eylemlerini onların Meclis’e gitmeleri bağlamaz.”

Bu durum Öcalan’ın doğrudan yönlendirme yapamaması sonucu örgüt içinde görüş ayrılıklarının ortaya çıktığının kanıtıdır.

PKK’NIN EYLEMLERİ

PKK’nın sivillere de uzanan eylemleri BDP’yi köşeye sıkıştırdı ve büyük sıkıntıya soktu.

PKK’nın silah kullanarak çözüm sürecini çıkmaza soktuğu her yerde dillendirilmeye başlandı.

Öcalan’ın “Devrimci Halk Savaşı” stratejisi çöktü.

PKK’nın gittikçe sertleşen tutumuna karşı, Kürt halkı da eylemleri sahiplenmedi.

Devam eden KCK operasyonları PKK’yı şehirde hareket edemez hale getirince örgütün “halk ayaklanması” hayalleri de suya düşmüş oldu.

Eylemler sivil vatandaşlara da yönelince başta Kürtler PKK’ya açıktan tepki koymaya başladılar.

Taziyelerde BDP’lilere tepki gösterildi.

PKK taraftarlarının yoğun uğraşlarına rağmen Kürt halkı herhangi bir ayaklanma emaresi göstermedi.

Gemlik’te Öcalan için yürüyüş düzenlemeye kalkan BDP’liler büyük bir hüsran yaşadılar ve çok az sayıda olan katılımla rezil oldular.

Bu durum örgütün giderek çöktüğünün göstergesi.

Örneğin, Batman genelinde 10 otobüsün dahi kaldırılamaması, Bursa’da 20 otobüs olarak öngörülen katılımın 4 otobüse bile tamamlanamaması, Şırnak’taki katılımın 3 otobüsü geçememesi, Gemlik Yürüyüşü yerine Diyarbakır’da düzenlenen oturma eylemine 20-30 kişilik bir grubun katılması ve BDP milletvekillerinin yalnız bırakılması örgütü psikolojik yıkıma uğrattı.

SONUÇ

Öcalan haftalık görüşmelerinde örgüte yeni eylem talimatları, stratejileri gönderiyordu. Öcalan’dan talimat alamayan örgüt, eylem zafiyeti içine düştü ve yeni eylem stratejileri geliştiremedi.

Bu yüzden son zamanlarda bütün eylemleri bıraktılar ve “Öcalan’a uygulanan tecridi sonlandırın” eylem çağrısı yapıyorlar.

Öcalan PKK için birleştirici unsur. Bu yüzden örgütün duygu ve fikir birliğini sağlayan liderinden yoksun olması örgütte psikolojik çöküntülere yol açtı.

Bu durum kesinlikle devam ettirilmeli.

Öcalan’la müzakerelerin kesilerek avukat görüşmelerinin sonlandırması, örgüt içinde de psikolojik çöküntüye sebep oldu.

Çünkü üstünlük, bu uygulamayla devlete geçmiş oldu.

Öcalan’ın aciz ve dokunulabilir olduğu da ispatlanmış oldu.

Bu da örgütte ciddi kafa karışıklığını beraberinde getirdi.

Gördüğünüz gibi şu an her şey olumlu gidiyor ama dramatik olan şu:

Öcalan’la yapılan müzakerelerin ve Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmeler, keşke devlet aklının gereği olarak çok önceden kesilseydi...

PKK eylemleri artınca mecburen kesildi.

Bana gelen bilgilere göre, bu görüşmeleri yeniden başlatma çabaları var.

Hepimiz teyakkuzda olmalıyız ve yeniden intihar sayılabilecek “Masa Dönemi”ni başlatmamalıyız.

24 şehidi bile “Masa Dönemi”ni başlatmak için gerekçe haline getirebiliyorlar.

Bu sefer Genelkurmay’ımız bütün yükü omuzladı ve risk aldı.

Dağdaki askerlerimiz risk aldı. Kamuoyu da risk almalı ve bu süreci yakından takip etmeli.

Devletin PKK’yla ilk defa gerçekten savaştığı bu süreci, dıştaki ve içteki pazarlıkçılara yem etmemeliyiz.