Geçen Ramazan ayında PKK’nın şiddeti tırmandırmasından sonra Türk
basınının uzmanları Kuzey Irak’a kara harekâtı beklerken, dahası bu
harekâtı özendirirken ben 17 ağustos tarihinde, PKK ile
mücadelede Kuzey Irak’ın asıl hedef olmadığını ilk hedefin Hakkâri’de
bulunan ve PKK’nın KCK yapılanmasını kurduğu Hakkâri ve Şırnak
çevresindeki kampların temizleneceğini yazmıştım. Bunun üzerine PKK çevreleri çok rahatsız oldu ve benim Hakkâri’yi hedef gösterdiğimi iddia ettiler. Hatta benim yazımın çıktığı gün Kandil’e yönelik hava harekâtı başlayınca bu defa yanıldığımı iddia edip alay edenler de oldu.
17 ağustos tarihinde benimle alay eden takım Kavaklı Kampı’nda 500
PKK’lıya barınma imkânı veren ve dahası Hakkâri ve Şırnak çevresini KCK
sistemi için baskı altında tutan bu kampın kaldırılmasından sonra sanki
Hakkâri’de böyle bir kampın bulunduğunu ilk kez duyuyormuş numarası
çekip hayret içinde kalmışlar havası estiriyorlar. Oysa her şey ortada, Güneydoğu’da Baydemir’in misafiri olarak ağırlanıp PKK’ya
güzelleme düzen insanlarda bir gram cesaret olsa ve Hakkâri’de dağa
çıkarılıp sorgulanan insanların haklarını da sorabilseler, Tunceli’de
ekmek parası için çalışan insanların kafasına sıkılan kurşunlar için
yeter diye bir köşe yazısı yazabilseler o zaman gerçeğin ne olduğunu da
görebilecek ve bize gösterebilecekler. Heyhat ki bu sözde
demokrat, sözde insan hakları savunucusu, sözde Kürt hakları savunucusu,
otobüslerden zafer işareti yapıp Karayılan’dan aldığı övgülerle bir
anda Kürt savunucusu statüsüne çıkmış bu yazarlarımız orada PKK zulmü
altında ölen ve sorgulanan insanların haklarına kulaklarını hep
tıkıyorlar.
PKK diğer Kürtleri sindirip seslerini bastırdığından da şimdilik Kürt haklarının savunucuları gibi kendilerini pazarlıyorlar. Göreceksiniz çok yakında tıpkı Ergenekon savunuculuğuyla düştükleri pozisyon benzeri bir duruma düşecekler. Dahası PKK çevreleri denize düşen yılana sarılır misali kendilerince Türk çevrelerine açılım yapabilmek için bu loser grubuna sarılmış durumda. Hâlbuki bu çevreler Türk halkı için son kullanma tarihi geçmiş birer eski düzen savunucusundan başka bir şey değil. Otobüsler üzerinden sallanan parmaklar bir anlık hoşunuza gidebilir ama arkası hüsran olur. Benden uyarması.
Kavaklı Kampı’na yönelik operasyon bu sürecin başlangıcı olduğu için yazdım. Bundan sonra PKK ile mücadele Kavaklı’dan önce ve Kavaklı’dan sonra şeklinde anılacak ve bu süreci birlikte yaşayacağız. Açılım
bakanı Beşir Atalay’ın maalesef yanlış ve öngörüsüz stratejisi
nedeniyle devlet Ankara’da açılım yaparken PKK da bölgede alan açmakla
meşguldü. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir barış süreci götürülmedi. Devlet bölgeden elini çekerken PKK bölgeye yerleşti. Bunun
sembolik mekânı da Kavaklı Kampı’ydı. Hatta açılım bakanı öylesine
öngörüsüz ve beceriksizdi ki devlet-PKK görüşmelerinin başladığı 2005
yılında KCK sisteminin kurulmasının ne anlama geldiğini bile anlamadı.
Oysa PKK son derece akıllı bir strateji ile bir yandan devlet
ile görüşüp devleti operasyonlar yapmamaya ikna ederken, –ve maalesef bu
stratejide başarılı olurken–, öbür yandan da KCK sistemi ile toplumun
derinliklerine ve kılcal damarlarına yayılıp “burada devlet benim,
bundan sonra devlet çekiliyor bakın biz rahatça hareket ediyoruz” diye
PKK yanlısı olmayan Kürtleri de kendi yanına çekti. Bu başarıyı da Beşir Atalay’ın hanesine yazsın hükümet. Bu konuda emin yazıyorum zira Beşir
Atalay KCK operasyonlarını en az iki yıl erteletmiştir. 2007 yılında
yapılması planlanan KCK operasyonları 2009 yılında yapılmıştır ve bu
KCK’nın bölgede yerleşip üstünlük kurmasına neden olmuştur. Kavaklı Kampı bir yönüyle Beşir Atalay’ın görmezden gelme stratejisi ve dolaylı katkılarıyla bu kadar muhkem hale gelmiştir.
Bundan sonraki süreç
PKK’nın Hakkâri çevresinde halen üç kampı daha vardır. Bunların da
imha edilmesi ve örgütün Hakkâri’de “devlet giremez biz oradayız” diye
her ay ortalama bir ya da iki kişiyi bu kamplara kaldırıp mahkeme
kurması sürecini durduracaktır. Yani örgütün psikolojik üstünlüğünü kıracaktır. Bu strateji AKP ve devletin içindeki birileri tarafından akamete uğratılmazsa PKK çok yakında devlete “yeniden masaya oturalım, kusura bakma Silvan saldırısıyla masayı devirdim ve AKP’yi zayıf sandım –PKK’nın bu yanlış düşüncesinin Açılım stratejisi nedeniyle Atalay’ın aman operasyon yapmayın çabası etkili olmuştur– devleti
güçsüz sandım, içimizdeki şahinleri durduramadım” bahanesiyle yeniden
gelecektir. İşte o zaman gerçek anlamda devlet-PKK-Öcalan
müzakerelerinden sonuç alabileceğiz. Bu sürecin başlangıcı da
Kavaklı Kampı ve arkasından gelen stratejide ısrar etmektir. Zaten
şimdiden PKK çevreleri masaya dönülsün çağırıları yapmaya başladılar. Bu
barışı çok sevdiklerinden değil PKK’nın içindeki şahin kanadın
stratejisinin işe yaramadığını görmelerinden kaynaklanıyor. Çok
yakında Öcalan çok daha açık bir biçimde PKK içindeki şahinleri
fırçalayıp barış sürecini yeniden başlatalım çağırısı yaparsa hiç
şaşırtıcı olmayacak. Bu süreç Kavaklı Kampı operasyonuyla başladı.
|
Harbiye, askerlik, askeriye, savunma ile ilgili tüm gelişmeler, eleştiriler, asker-siyaset ilişkisi, askeri operasyonlar, gibi ve benzeri haberler, köşe yazıları, dosyalar buradan aktarılmaya çalışılacak.