17 Ocak 2012 Salı

'Ses kaydının hukuken hiçbir anlamı yok!'

Balyoz Davası’nda duruşma savcısı Savaş Kırbaş, dün bazı internet sitelerinde yer alan davanın tutuklu sanığı Koramiral Kadir Sağdıç’a ait olduğu iddia edilen ses kaydının sanığa sorulmasını istedi. Kadir Sağdıç bugün duruşmaya katılamazken Savcı Kırbaş, "Bu ses kaydı delillere etki etme ile ilgilidir. Ses kaydında cezaevinden dahi delillere etki edilebileceğine dair ifadeler var. Ses kaydının sanığa ait olup olmadığının kendisine sorulmasını istiyorum" dedi. Savcının sorusu avukatların tepkisine neden olurken, Mahkeme Başkanı Ömer Diken, ses kaydının yasal yollardan elde edildiğine dair bir belge mahkemeye sunulmadığını belirterek "Ses kaydının hukuken hiçbir anlamı yoktur" diye konuştu.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz Davası’nda bazı sanık ve avukatlar, dünkü oturumda savunmasını yapan tutuklu sanıklardan kurmay Albay Hasan Özyurt’un Microsoft word uygulamasını kullanarak geliştirdiği bir programla, hayali bir senaryoya ilişkin belge oluşturmasına değindi. Tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, Özyurt’un yeni ihtimalleri gündeme getirdiğini belirterek, "2002 yılında hazırlanan bir CD’de nasıl olur da 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılına ait bilgiler olur. Savunmanın asıl üzerinde durması gereken konu budur" ifadelerini kullandı.

"SEMİNERİ OYNAMAYA HAZIRIZ"

Söz alan davanın bir numaralı sanığı eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, "Bu dava Türk silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Türk milletine pahalıya mal olan bir davadır. Bu davanın maliyetini ölçmek çok zor. Türkiye’nin en önemli gizli bilgileri komşularımızın eline geçti. Dava meşru zeminde ilerlemiyor. Dava dosyasında sağlam deliller yok" diye konuştu. Davada yargılanan 365 sanıktan sadece 48 sanığın 1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen seminere katıldığını belirten Sanık çetin Doğan, "Diğer sanıkları bırakın görevlerinin başına gitsin. 5 -7 Mart 2003 yılında gerçekleşen seminer benim idaremde gerçekleşmiştir. 48 kişi benim emrimle seminere katıldı. Seminerin hesabını vermeye hazırım. Bizim bir hazırlığımız var. 48 kişi semineri baştan sona oynamaya hazırız. Ses bantlarıyla, tartışmalarıyla semineri tekrar oynamaya da hazırız" dedi.

Seminere katılanların hiç biriyle dahi telefonla özel bir konuyu görüşmediğinin altını çizen sanık Doğan, "Dava dosyasında bulunan dijital verilerde zaman ve mekan çelişkisi vardır. Neden kuşku duyuluyor? Bizim anlımızda suçlu mu yazılıyor. Bu tarihe geçecek bir davadır. Sizinde tarihi sorumluluğunuz var. Biran evvel bu davanın sonlandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

"SAHTECİLİĞİ YAPANLAR HATA YAPMIŞLAR"

Tutuklu sanıklardan emekli Oramiral Özden Örnek de 25 Şubat 2010 tarihinde savcıya ifade verirken dava konusu belgelerin sahte olduğunu bildiğini belirtti. Sanık Özden, sanık Hasan Özyurt’un belgelerin sahte olarak üretildiğini farklı bir yoldan ortaya koyduğunu anlattı. Mahkeme izin vermesi durumunda da kendisinin de sahteciliği ortaya koyabileceğini belirten Örnek, "Sahteciliği yapanlar hata yapmışlar. Her sahtekar muhakkak bir yerde parmak izi bırakır" ifadelerini kullandı. Savcı Hüseyin Kaplan sanık Hasan Özyurt’un yaptığı sunumun sanal bir gösteri olduğunu söyledi. Savcılık makamının amacının hakikatin ortaya çıkartılması olduğunu belirten savcı Kaplan, "Dava konusu gizli cuntasal faaliyettir. Zaten askeri kuralların böyle bir durumda tam olarak uygulanması gerektiğini söylemedik. Bunları araştırmak görevimiz. Somut savunmalar üzerinden gidiyoruz. Hakikatin ortaya çıkması için sanığa sorular soruyoruz. Savcılık olarak izah etmezsek olay açıklanamaz" dedi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise bu konu ile ilgili çok yorum yapıldığını belirterek bu tartışmanın bitirilmesini istedi.

Duruşma savcısı Savaş Kırbaş daha sonra, Mahkeme Başkanı Diken’den söz istedi. Savcı Kırbaş, Balyoz davasının tutuklu sanığı Koramiral Kadir Sağdıç’a ait olduğu iddia edilen bir ses kaydının dün bazı sitelerde yer aldığını söyledi. Savcı Kırbaş, "Kendisi(Kadir Sağdıç) de bugün duruşmaya katılmadı ve dün avukatı Hüseyin Ersöz bu ses kaydını kabul etmediklerini söyledi. Ancak kendisinin de açıklaması uygun olacaktır. Çünkü kabul ederse, bu ses kaydı delillere etki etmeyle ilgilidir. Ses kaydında cezaevinden dahi delillere etki edilebileceğine dair ifadeler var. Ses kaydının sanık Sağdıç’a ait olup olmadığının sorulmasını istiyorum" diye konuştu. Savcı Kırbaş’ın bu sözleri duruşma salonunda gerginliğe neden oldu. Savcının sorusu üzerine sanık avukatları itiraz etti ve söz almak istedi. Avukatlara söz vermeyen Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, "Sanık avukatı, ses kaydını kabul etmediklerini söyledi. Ses kaydının yasal yollardan elde edildiğine dair mahkemeye bir belge sunulmadı. Ses kaydının hukuken hiçbir anlamı yoktur. Mahkemenin, bu ses kaydı hakkında bir değerlendirme yapması söz konusu olmaz" dedi.

"DELİLLER DAHA SONRAKİ AŞAMALARDA DEĞERLENDİRİLECEKTİR"

Sanık avukatlarından Ali Fahir Kayacan da "İddianamede yasal olmayan yollardan elde edilmiş ses kayıtları var. Ancak mahkeme iddianameyi kabul etti" dedi. Bunun üzerine Başkan Diken, mahkemenin iddianamenin savunucusu olmadığını belirterek, "İddianamenin kabul edilmesi, içindeki bütün herşeyin hukuki olarak kabul edilmesi anlamına gelmez. Deliller, daha sonraki aşamalarda değerlendirilecektir" ifadelerini kullandı. Duruşmaya öğle arası verildi.