18 Ocak 2012 Çarşamba

Arınç Başbuğ'a saydı döktü

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Sayın Başbuğ, aynı zamanda eline lav silahını alıp ona boru diyen bir insandı. Islak imza, bilmem ne imza tartışmalarına da ’kağıt parçası’ diyen birisiydi.

Bırakınız onu söylemesini, benimle ilgili iddiaları, ’O gözetleme emrini ben verdim’ diyen kişiydi. Yani neyi, ne zamanda, ne kadar doğru söylediğini bilemiyorum. Herhalde yargı, bunların hepsini değerlendirecektir" dedi.

Arınç, TV8 kanalında katıldığı canlı yayında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Bülent Arınç, "Zatıalinizle ilgili çok üzüntü duyduğumuz gelişmeler olmuştu. Suikast iddiaları ve hazırlığı üzerinde yakalanmıştı bir grup. Kozmik odalara girebilmek için mi yaptınız?" sorusu üzerine, "Ben girmedim kozmik odalara. Savcı ve hakim girdi, ne bulduklarını da bilmiyorum. Ama acele etmesinler. Allahım, kalmasın alemde hiçbir hakikat nihan. Her şey ortaya çıkar, her şey ortaya çıkar, bekleyelim" diye konuştu.

Arınç, "Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un savunmasının bir yerinde ’Hani nerede o iddialar, kim suikast yapıyormuş’ gibi sözlerin geçtiğinin belirtilmesi üzerine "Sayın Başbuğ, aynı zamanda eline lav silahını alıp ona boru diyen bir insandı. Islak imza, bilmem ne imza tartışmalarında da kağıt parçası diyen birisiydi. Bırakınız onu söylemesini, benimle ilgili iddiaları, ’O gözetleme emrini ben verdim’ diyen kişiydi. Yani neyi, ne zamanda, ne kadar doğru söylediğini bilemiyorum. Herhalde yargı, bunların hepsini değerlendirecektir" dedi.

"Terörle mücadele için kahraman, emirler veren genelkurmay başkanını terör örgütü lideri olarak içeri attırdıklarına ilişkin eleştirilerin" sorulması üzerine de Arınç, şunları kaydetti: "Türkiye’de güçlü bir yargı var ve bu yargı kendi görev alanı içinde soruşturma yapıyor. Bu soruşturma kapsamında da görüyoruz ki hiç kimse dokunulamaz, kendisi hakkında söz söylenemez, dava açılamaz değil. Bunların içinde muvazzaflar da olabilir emekliler de olabilir, bürokratlar da olabilir, siyasetçiler de olabilir. Yani Mehmet Ağar hakkında şu kadar yıl ağır hapis cezası vermiş olan bir yargı, bugün söz konusu edilmiyor da bir Genelkurmay eski başkanıyla ilgili bir iddiayı diline doluyorsa, bu çift taraflı davranmak olur.

Biz hepsinden şahsen üzüntü duyuyoruz. Yani bu makamlara gelmiş insanların böylesine ağır suçlarla itham edilmesini, tutuklanmalarını doğrusu üzüntüyle karşılarız. Bu bizim şahsi kanaatimizdir. Ama yargı bir şeyi araştırıyorsa, bir suç şüphesi üzerine, bir delil üzerine, işlenmiş bir olayı açığa çıkarmak istiyorsa bununla ilgili yapacağı yargısal işlemde hiç kimsenin gözünün yaşına bakmaz, bakmamalı. Dolayısıyla beni şununla itham ediyorlar.

Unutmasınlar bu ülkede başbakan ve iki bakanı da saçma sapan iddialarla idam edilmiştir. Biz neler gördük, neler yaşadık. Namazcı Rüştü Erdelhun dedikleri eski genelkurmay başkanı, darbeye karşı çıktığı için bütün rütbelerini sökerek, tokatlayarak, alaşağı edenler, şimdi darbecilik suçuyla mahkeme önüne çıkıyorlarsa tarihin tekerrür olduğunu da unutmasınlar."