- Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz böyle?
- Seni neler rahatsız ediyor?
-Baksana, şimdi de 12 Eylül ve 28 Şubat yargılanacakmış. Komutanlara sorgulanacak?
- Bu seni neden kaygılandırıyor? Normal değil mi?
- Neresi normal kardeşim, bunların amacı Atatürk'ü silmek ve bu ülkeyi din devletine dönüştürmek.
Artık bıkkınlık vermeye başlayan bir diyalog. Sanki, Atatürkçülük darbecilik demekmiş, sanki darbelerin soruşturulması ve yargılanması Atatürk'e karşı çıkmakmış gibi anlamsız bir tartışmaya giriyorsunuz.
Evet, Ak Parti iktidarı muhafazakar bir Türkiye görmek istiyor. Zaten muhafazakar olan bu toplumu daha da muhafazakarlaştırmanın sakıncaları var tabii, ancak din devleti kurmak apayrı bir şeydir. Büyük bölümümüz de aradaki büyük farkı ayırt edemiyoruz. 9 yıldır büyük çoğunlukla iktidar olan Ak Parti’nin, eğer Türkiye'yi din devletine dönüştürmek gibi bir niyeti var idiyse, artık çok geç kaldığını göremiyoruz.
Darbecilerin hesap vermeleri doğaldır
Darbecilerin hesap vermeleri son derece doğaldır.
Aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun, demokrasiye inanan her toplum geçmişiyle yüzleşir. Daha doğrusu yüzleşmek zorundadır. Hele bu geçmiş, darbelerle doluysa! O zaman geriye dönüp hesap sormak kaçınılmazlaşıyor.
Bunu, insanları hapishanelerde süründürme isteği gibi algılamamak gerekir. Aksine, bu hesap sorma ve yargılamalar bir “Caydırıcılığı” da beraberinde getirir. Bundan böyle darbe yapabileceğini sananların birkaç defa daha düşünmeleri gerekecektir.
Sorarım sizlere, eğer bugüne kadar yıllar boyunca asker etkisi altında yaşadıksa, demokrasimiz bir adım ilerleyemediyse, bunda 27 Mayıs darbesi ve sonrasındaki müdahalelerden hiçbir zaman hesap sorulmaması yatmıyor mu?
Bugün artık çok farklı bir sürece girmiş durumdayız.
Bugün artık demokrasi yolunda son derece önemli adımlar atılıyor.
İşte bundan dolayı geçmişimizle hesaplaşmamız gerekiyor.
Eğer bir daha yol kazalarına uğramak istemiyorsak, diğer darbe görmüş ülkeler gibi, hesap sormamız gerekiyor.
Eğer günün birinde karşımıza bir din devleti kurma niyetlisi iktidar gelirse, işte o zaman da askeri kışladan çıkararak değil, kendimiz sokaklara dökülerek laik-demokratik sistemimizi koruyup kollarız.