Türkiye'de her şey çağın ve değişimin gereklerine göre yeniden yapılandırılabiliyor.
Sadece bir konuda yeniden yapılanma mümkün değil.
Bırakın "Zorunlu askerlik" meselesini tartışmayı, askerlik süresinin kısaltılmasını veya "Bedelli askerlik" uygulamasının gerçekleştirilmesini beklemek bile ömür boyu değil, kuşaklar boyu beklemeyi gerektiriyor.
Oysa hemen hemen tüm NATO ülkeleri askeri gücün artık asker sayısına bağlı olmadığını kabul ettiler.
Bu arada subayların özel hizmetlerinde ve orduevlerinde erlerin kullanılmaması gerektiğini bizim Genelkurmay da kabullendi.
Artık hizmet için ücretli eleman alımına başlandı orduevlerinde.
Sadece bu uygulama bile 100 bini aşkın ere duyulan ihtiyacı buharlaştırmış oluyor.
Uzman profesyoneller
Bunun yanında Ege Ordusu'nun gereksizliği de artık tartışılıyor.
Ege'deki muhayyel bir savaşın yüzücü erler değil savaş gemileri ve savaş uçakları arasında olacağını artık herkes görebiliyor.
Ayrıca Güneydoğu'daki bölücü teröre karşı mücadelenin anti-gerilla savaş eğitimi almış uzman ve profesyonel askerler tarafından yapılabileceğini kabul etmeyen kimse de kalmadı.
Kısacası "Zorunlu askerlik" uygulaması hâlâ neden devam ediyor? Hem bir geçiş uygulaması olacak hem de ordunun mekanizasyonuna kaynak yaratmayı sağlayacak "Bedelli askerlik" için neden hâlâ karar alınamıyor, bunu anlamak mümkün değil.
Acaba bunun bir nedeni de "Resmi ideoloji" gereği her 20 yaşına gelen Türk erkeğinin fişlenmesi olabilir mi?
Herhalde biliyorsunuz.
MİT kontrolü
Askerlik şubesinden silah altına alınma kararı çıkan her Türk erkeğinin kimliği MİT'e bildirilir.
MİT'ten gelen bilgiler onun dosyasına eklenir.
Böylece dönemin anlayışına göre "Sakıncalı piyadeler"in kimler olacağı belirlenir.
Böyle "Sakıncalı" bir arkadaşım vardı.
Sakıncalının serüveni
1970'li yıllarda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışırken "Solcu" diye fişlendiği için, uzak bir Anadolu köşesindeki birliğe gönderilmişti.
İlk gün kırsal kesimdeki bir tatbikatı yöneten binbaşının çadırına girip tekmil vermiş.
Binbaşı ayağa kalkıp çadırın dışında nöbet tutan askeri çağırmış, onun elinden M1 tüfeğini alıp bizim arkadaşa göstermiş ve "Bunlar Amerika'nın 2'nci Dünya Savaşı'ndan kalma antikaları; bunları bize kakaladılar" demiş.
O sırada geçen bir F-104 uçağını da eliyle işaret edip "Bunlara 'uçan tabut' denilir; bunları da Amerika verdi bize" diye konuşmuş.
Yeni sakıncalılar
Uzaktaki bir Sherman tankı için de "Bunu Amerikalılar Almanlara karşı kullandıktan sonra bize verdiler" yorumunu yapmış.
Bizim "Solcu" arkadaş şaşkın "Bu binbaşı da galiba solcu" diye düşünürken, binbaşı elini sahra masasına vurmuş ve bağırmış,
- Bütün bunların sebebi komünistlerdir!
Acaba şimdiki fişlenmeler hangi eğilim sahiplerini "Sakıncalı" konumuna sokuyordur?
Yakın dönemde "2'nci Cumhuriyetçiler"in sakıncalı olduklarını bilmeyen var mıdır acaba?