23 Eylül 2011 Cuma

Askerler kilitlerin anahtarını bulamadı

5 mahkumun öldüğü yangında ihmaller zinciri
Askerler kilitlerin anahtarını bulamadı 16 Eylül’de Van’dan İstanbul’a nakledilirken cezaevi ring aracının yanması sonucu ölen Abdülsettar Ölmez (35), Sinan Aşka (18), İsmet Evin (33), Akif Karabalı (24) ve Medeni Demir (47) adlı mahkumların göz göre göre ölüme gittiği ortaya çıktı. Yangınla ilgili soruşturma dosyasına konulan belgeler ve alınan ifadeler, hem nakil aracına hem de yangın anında mahkumların kurtarılmamasına ilişkin bir çok soru işaretini gündeme getirdi.

Kaçak yakıt şüphesi

Mahkumların yanarak öldüğü araçtaki yangının nedeni henüz belirlenmedi. Akaryakıtın kaçak olup olmadığını anlamak için yapılan ulusal marker testi yapılan ilk yakıt örneklerinde, aracın akaryakıt aldığı Elazığ’daki bayide satılan akaryakıtın kaçak olmadığı anlaşıldı.

TÜBİTAK inceleyecek

Ancak aracın Van’dan Elazığ’a gelene kadar 400 kilometre yol yaptığı, bu mesafeyi gittiği akaryakıtı nereden aldığının henüz belirlenmediği, bu yüzden mahkumların avukatlarının bu konuda soruşturmanın genişletilmesi için talepte bulunacakları belirtildi. Ayrıca araçta yangın sırasında bulunan akaryakıtın analizi için araç parçalarının Kayseri Erciyes Üniversitesi ve TÜBİTAK’tan bilirkişi heyetlerince inceleneceği belirtildi.

Dosyada vahim iddialar

Olayla ilgili soruşturma çok yönlü olarak devam ederken, dosyaya vahim iddialar yansıdı:

ARAÇ ALINDIĞINDA ARIZALIYMIŞ

2010 model cezaevi aracı, henüz test sürüşünde olduğu 7 Aralık 2009 tarihinde, 150’nci kilometresinde ilk arızasını yaptı. Bu yüzden aracın Adalet Bakanlığı’na arızalı teslim edildiği şüphesi doğdu. İlk bir yıl içinde tam 12 defa yetkili servise giden aracın bir çok parçasının değiştiği anlaşıldı.

İSTASYONA KAÇTA GİRDİ

Yangın sırasında araçta 2 şoför, 2’si rütbeli 12 asker ve 5 mahkum bulunuyordu. Metris Cezaevi’ne ait aracın buradan Ankara-Sincan’a ardından, Tarsus, Gaziantep, Adıyaman, Mardin ve son olarak da Van’a geldiği belirlendi. 11 Eylül sabahı Van’dan hareket eden araç, şoförün beyanına göre 22.30’da, askerlerin ifadesine göre ise 20.15’te Elazığ’da bir petrol istasyonuna ulaştı. Akaryakıt alım fişine göre ise aracın istasyona varışının 20.10 olması kuşku yarattı.

ARIZALI 200 KM GİTTİ

Yakıt alındıktan sonra yola devam edildi ve Malatya’yı geçtikten kısa bir süre sonra araç teklemeye başladı. Şoförün yetkili servisle görüşmesinden sonra sorunun debriyaj veya yakıtla ilgili olabileceği ve yakıtın tamamı bitirilmeden sorunun yakıttan kaynaklanıp kaynaklanmadığının anlaşılamayacağı bilgisi alındı. Bu yüzden şoför arızanın başladığı yerden 200 kilometre daha yol aldıktan sonra yangın çıktı.

ELEKTRİK AKSAMINDA ARIZA

Arıza başladıktan bir saat kadar sonra otomatik kapının kendiliğinden açılması üzerine, araç içi irtibat telefonu ile durum şoföre haber verildi. Şoför, elektrik aksamda sorun yaşandığını fark edip, askerlerden birinin tüfek kayışı ile kapıyı içeriden bağlamasını söyledi. Yarım saat sonra ise aracın içine duman dolunca araçta yangın olduğu fark edildi. Şoför mahallinin arkasındaki ara bölmede bulunan askerler de dumandan etkilendi. İfadelere göre otomatik kapı arıza nedeniyle kendiliğinden açılmasa askerler de ölebilecekti.

TAMAMEN YANDI

Van M Tipi Cezaevi’nde yatan Medeni Demir, Sinan Aşka ve İsmet Evin ile İstanbul’dan Van’daki bir duruşmaya götürülen Abdülsettar Ölmez ile Akif Karabalı’yı tekrar İstanbu’a getiren cezaevi ring aracında 16 Eylül sabahı Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi yakınlarında yangın çıktı. Tamamen yanan araçtaki 5 mahkum kurtarılamadı.

‘Bizi kurtarın’ diye bağırdılar

ARAÇTA görevli askerlerin ifadelerine göre orta ve şoför mahalline yakın üçüncü hücrede bulunan mahkumların elleri kelepçeliydi ve duman aracın içine dolarken, “Bizi de kurtarın” diye bağırarak aracın kapılarını ve yan duvarlarını tekmelediler.

Anahtarları ipe dizmişler

ARACIN 18 mahkum kapasiteli ve üç hücreli olduğu, her hücrenin arasında bulunan kapılarda ise üçer kilit bulunduğu belirtildi. Askerlerden biri, ifadesinde mahkumları kurtarmak istedikleri ancak hem dumanın görüşü etkilemesi hem de bütün anahtarların tek bir ipte olması nedeniyle, doğru anahtarı bulmakta zorlandıkları için geç kaldıklarını söyledi. Araçta mahkumların kaçmasına önlemek için asma kilit, sürgülü kilit ve anahtarlı kilit sistemini olduğu 3 ayrı kilit sisteminin olması da mahkumların kurtarılmasını güçleştirdi.

İki asker ve iki şoför şüpheli

Savcılık, şöfor mahallinde bulunan iki rütbeli asker ve iki şoförün ‘şüpheli’ olarak ifadeleri alındı. Ölen mahkumların avukatlığını yapan Necdet Edemen’in talebi olmasına rağmen, rütbeli askerlerden birinin kendi kamerası ile çektiği yangın anı görüntülerinin olduğu CD teslim edilmedi.