Gül
ve Erdoğan, dün katıldıkları törende 'Hayalet gemi'den Rumların
doğalgaz aradığı bölgeyi inceleyerek savunma sanayii ile ilgili
açıklamalarda bulundular.
Gül ile Erdoğan dün Pendik'te, tamamen yerli üretim olan ilk savaş
gemisi Heybeliada'nın donanmaya katılım törenindeydi. Radara
yakalanmadığı için "hayalet gemi' olarak adlandırılan Heybeliada'nın
içini gezen iki lider büyük ekranda, Kıbrıs çevresindeki gemileri
izleyip, Rumların doğalgaz aradığı bölgeyi incelediler.
Türk
Deniz Kuvvetleri dün Pendik’teki İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda
düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip
Erndoğan’ın da katıldığı törende üç gururu bir arada yaşadı. Preveze
Deniz Zaferi’nin 473’üncü ve Deniz Kuvvetleri Günü kutlanırken, Milli
Gemi Projesi (MİLGEM) kapsamında yapılan, tasarımı ve silah
sistemleriyle tamamen milli üretim ilk savaş gemisi olan Heybeliada
Fırkateyni’ni donanmaya katıldı. Aynı törende MİLGEM kapsamındaki
Büyükada Gemisi de denize indirildi.
Törende konuşan Erdoğan,
Cumhuriyet tarihinin ilk milli savaş gemisi Heybeliada’yı ülkeye
kazandırmanın heyecanını ve gururunu paylaşmaktan büyük bir memnuniyet
duyduğunu belirterek, Türkiye’nin “savaş gemisi tasarım ve inşasını gerçekleştirebilen 10 ülke arasına girmiş olduğunu” söyledi.
Heybeliada’nın 2004 yılında hayata geçirilen Milli Gemi (MİLGEM)
Projesikapsamında inşa edildiğini anlatan Erdoğan şunları söyledi:
2023 vizyonunu anlattı
“Bugün MİLGEM Projesi ile ne kadar doğru bir adım attığımızı ispat
etmiş olmanın da memnuniyetini yaşıyorum. Milli savunma, ancak milli bir
sanayi ile milli bir anlayışla etkin ve mümkün olur. Emeği geçen
herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Burada şu müjdeyi de
sizlerle özellikle özellikle paylaşmak istiyorum. Türkiye artık dünyada savaş gemisi tasarım ve inşasını gerçekleştirebilen 10 ülke arasına girmiş bulunuyor.
Hangi alanda olursa olsun ülkeler dışarıya bağımlı bir şekilde güçlerini idame ettiremezler. Cumhuriyetimizin
100’üncü yıl dönümü olan 2023 yılında kendi milli tüfeğini, topunu,
tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını
tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir Türkiye vizyonunu hep birlikte
başaracağız, bu hedefe birlikte ulaşacağız.”
Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve teçhizat ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranına dikkat çeken Erdoğan, “Yüzde 50’ye çıkardık. Bu sektörümüzdeki kararlı çalışmalarımız neticesinde ihracatımız 1 milyar dolara, ciromuz ise 2.3 milyar dolar seviyesine çıkmış durumdadır” diye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve teçhizat ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranına dikkat çeken Erdoğan, “Yüzde 50’ye çıkardık. Bu sektörümüzdeki kararlı çalışmalarımız neticesinde ihracatımız 1 milyar dolara, ciromuz ise 2.3 milyar dolar seviyesine çıkmış durumdadır” diye konuştu.
Askeri teçhizatta başarı
Türkiye’nin 2004-2010 arasında dünyada en çok askeri teçhizat ithal
eden ülkeler arasında 6’ncı sıradan 14’üncü sıraya indiğini ve dışarıya
bağımlılığın önemli ölçüde azaldığını belirten Erdoğan, aynı süre
içerisinde askeri teçhizat ihracatında 27’nci sıradan 21’inci sıraya
yükseldiğini söyledi.
Askerlerin kullanacağı piyade tüfeğinin ülkede tasarlandığını da anımsatan Erdoğan, “Milli tank ‘Altay’ın üretimi için bütün altyapı hazır. 10 bin metre yükseklikte uçabilen ve 24 saat havada kalabilen “Anka” isimli insansız hava aracının deneme uçuşlarına başlandık. İlk savaş helikopterimiz ‘Atak’ın tüm yazılım ve tasarımlarını tamamladık” dedi.
Askerlerin kullanacağı piyade tüfeğinin ülkede tasarlandığını da anımsatan Erdoğan, “Milli tank ‘Altay’ın üretimi için bütün altyapı hazır. 10 bin metre yükseklikte uçabilen ve 24 saat havada kalabilen “Anka” isimli insansız hava aracının deneme uçuşlarına başlandık. İlk savaş helikopterimiz ‘Atak’ın tüm yazılım ve tasarımlarını tamamladık” dedi.
‘Menfaatlerimizi koruyacağız’
Erdoğan gurur verici törenle aynı zamanda Preveze Deniz Zaferi’nin de
473’üncü yıl dönümünün “idrak edildiğini” belirterek koruşmasını şöyle
sürdürdü:
“Bu vesile ile Türk Deniz Kuvvetleri Günü olarak kutlanan bu anlamlı günde, Barbaros Hayreddin’den, Piri Reis’e, Turgut Reis’ten Kılıç Ali Reis’e bütün kahraman denizcilerimizi rahmetle şükranla anıyoruz.
Türkiye artık ‘Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız da düşmanlarla çevrili’ deyip kendi içine kapanan bir ülke değildir. Bizim denizlerdeki ülke çıkarımız çevre denizlerinden Süveyş Kanalı’na, oradan da Hint Okyanusu’na kadar uzanır. Türkiye’nin ekonomik menfaatlerini ve güvenliğini sonuna kadar koruyacağı bilinmelidir.
Nitekim Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de tek taraflı olarak giriştiği petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine karşı da hemen gerekli tedbirlerimizi aldık. Bundan sonra da milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa onu tereddütsüz ekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz.”
“Bu vesile ile Türk Deniz Kuvvetleri Günü olarak kutlanan bu anlamlı günde, Barbaros Hayreddin’den, Piri Reis’e, Turgut Reis’ten Kılıç Ali Reis’e bütün kahraman denizcilerimizi rahmetle şükranla anıyoruz.
Türkiye artık ‘Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız da düşmanlarla çevrili’ deyip kendi içine kapanan bir ülke değildir. Bizim denizlerdeki ülke çıkarımız çevre denizlerinden Süveyş Kanalı’na, oradan da Hint Okyanusu’na kadar uzanır. Türkiye’nin ekonomik menfaatlerini ve güvenliğini sonuna kadar koruyacağı bilinmelidir.
Nitekim Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de tek taraflı olarak giriştiği petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine karşı da hemen gerekli tedbirlerimizi aldık. Bundan sonra da milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa onu tereddütsüz ekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz.”
Gül: Barışı tesis etmek için savaşa hazır olmak gerekir
İstanbul Tersanesi Komutanlığı’ndaki törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı ve bir konuşma yaptı. Bir ülkenin güçlü olmasının, onun toplam milli gücünün güçlü olmasından geçtiğini belirten Gül özetle şunları söyledi:
“Bir ülkenin milli gücünün en önemli
ayaklarından birisi ordusudur. Barış istiyorsanız, istikrar
istiyorsanız, hak ve hukukunuzu korumaya hazırsanız savaşa da hazır
olmanız gerekir. Savaş en son tercih edilen bir olaydır. Savaşı hiç
kimse tercih etmez. Aslında en kötü senaryodur ama savaşmamak ve savaşı
önlemek, barışı tesis etmek ve barışa herkesi mecbur kılmak için savaşa
da hazır olmak gerekir. Müttefiklerimizin bile yeri geldiğinde, bütün
geçmişteki ilişkilerimizi unutup silah ambargosuna maruz kaldığımız bir
ülkeyiz. Dolayısıyla artık gururlanabiliriz. Türkiye, sadece standart
sınıfta değil, ateş gücü yüksek olan, dışarı ile yarışabilen, üstün
nitelikli silahlar da yapmaya başlamıştır. Kara ve hava kuvvetlerimizde
olduğu gibi deniz kuvvetlerinde bunun başlamış olmasından büyük bir
gurur duyuyorum.”
O bir hayalet gemi
Heybeliada Fırkateyni, “stealth” yani radara yakalanmama özelliğine
sahip. Geminin radara yakalanma olasılığını azaltmak için, iz yönetimi
çalışması yapıldı. Bu kapsamda hidrodinamik, akustik, manyetik,
kızılötesi ve radar izlerini en aza indirmek için çaba harcandı. Bu
çalışmaların sonunda tanımlanmış düşük gizlilik (stealth) seviyesine
ulaşıldı. Geminin su içinde hareket ederken yaydığı motorun hareket ve
suyun yarılma sesi en az seviyeye indirildi. Böylece “hayalet gemi”
teknolojisine ABD, Büyük Britanya, Norveç, Fransa, Almanya, İsveç,
Hollanda, Çin, Finlandiya, Şili, Singapur ve Hindistan’ın ardından Türk
donanması da katılmış oldu.