22 Eylül 2011 Perşembe

Mısır'da orduya 'cuntalaşma' eleştirisi

Mısırlı 22 insan hakları örgütü, yönetimi fiili olarak elinde bulunduran Askeri Konsey'in giderek daha fazla 'Mübarek'leşmeye başladığı uyarısında bulundu.
 
22 örgüt, ordunun siyasi tansiyonu kullanarak ve birtakım kozmetik değişiklikler yaparak devrik lider Hüsnü Mübarek'in yolunda gitmeye başladığını öne sürdü. Mübarek rejimi karşıtı gösteriler sırasında izlediği tarafsız politika ile halkın gönlünde taht kuran ordu, sık sık yaptığı açıklamalarla ülkenin bir an önce demokrasiye geçerek yetkilerini devretmek istediğini belirtiyor. Ancak bazı insan hakları örgütleri ve liberal partiler, son günlerde hem ülke ekonomisinin yaklaşık yüzde 30'unu elinde bulunduran ve hem de ABD'den her yıl yaklaşık 1,5 milyar dolarlık yardım alan ordunun mevcut imtiyazlarını terk etmek istemeyeceği ve giderek cuntalaşma yoluna gidebileceği yönünde endişeler dile getiriyor.

Ordunun cuntalaşmaya başladığı yönündeki endişelere delil olarak ise ordunun giderek daha fazla Tahrir Meydanı'ndaki gösterilere müdahale etmesi ve yavaş yavaş uygulamaya koyduğu öne sürülen olağanüstü hal yasaları gösteriliyor. Son günlerde İsrail Büyükelçiliği'ne yönelik gerçekleştirilen saldırılar üzerine ordu, 1981 yılından beri yürürlükte olan olağanüstü hal yasalarını tekrar uygulama tehdidinde bulunmuştu. Ordu, ülkede düzeni tesis etmek için bu yönde kararlar almak gerektiğini öne sürmüş, ancak özellikle yalan haberlere yönelik sert tedbirler alacağını duyurması, insan hakları örgütleri tarafından 'gerçek niyetin cuntalaşma olduğu' şeklinde yorumlanmıştı. Ülkede hâlâ güvenlik zafiyeti üst düzeyde bulunuyor ve pek çok yerde hırsızlık, gasp, yol kesme, haneye tecavüz olayları sıklıkla yaşanıyor.

Askeri Konsey hafta sonu merakla beklenen parlamento seçim takvimini açıklamış, halk ve şûra meclisleri seçiminin üç aşamada kasım-mart ayları arasında yapılmasına karar vermişti. Ordu daha önce cumhurbaşkanlığı seçiminin ise parlamento seçimlerinden sonra yapılacağına karar vermişti. Ancak yeni seçim kanunu özellikle insan hakları örgütleri ve liberal partilerin sert tepkisini çekmiş, bu düzenleme ile Mübarek dönemi isimlerinin tekrar parlamentoya girmelerinin yolunun açıldığı iddia edilmişti.