10 Haziran 2011 Cuma

"İYİ ÇOCUKLAR" Suikast Hazırlığında

Şemdinli davasında Türk-Kürt çatışması çıkarmaya çalışmakla suçlanan Astsubay Ali Kaya’nın, askeri mahkemece tahliye edildikten sonra da Kürt siyasetçilere suikast hazırlığı yaptığı ortaya çıktı.
 
Ankara polisinin 31 Mayıs 2010 günü gerçekleştirdiği uyuşturucu operasyonu Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince hakkında tutuklama kararı verilen Şemdinli davası sanığı Astsubay Ali Kaya’nın askeri mahkemece tahliye edildikten sonra Kürt-Türk çatışması çıkarmak için hazırlık yaptığını ortaya çıkardı.
 
Şemdinli’de Umut Kitabevi’ne bomba attıktan sonra yakalandığında dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından ‘tanırım iyi çocuktur’ denilen Astsubay Kaya’nın, DTP’lilere bombalı suikast hazırlığında olduğu belirlendi. Suikastte kullanılacak 8 bomba da ele geçirildi.
 
Uyuşturucu ve şantaj diye başladı
Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi 31 Mayıs’ta 5 ilde yaptığı eş zamanlı baskınlar düzenleyerek İlker Demir, Aslan Ö., Metin Ö., Yasin B., A. Kaya, Ali S., Halil Y.’yi, tehdit, şantaj, ve uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarıyla gözaltına aldı. Şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda bir el bombası, bir pompalı tüfek, bir av tüfeği 40 kaleşnikof mermisi ile çok sayıda uyuşturucu madde ve şantaj amaçlı bazı kadınların uygunsuz resimleri ele geçirildi. Soruşturma derinleştirilince  ilginç bağlantılar ortaya çıkarıldı.
 
Pişmanım deyip herşeyi itiraf etti
Gözaltına alınan isimlerden İlker Demir’in, etkin pişmanlık kapsamından verdiği ifadeler ise dudak uçuklattı. Gaziantep’te üniversite öğrencisiyken Özcan kod ismiyle kendi tanıtan askeri istihbarat mensubu Astsubay Ali Kaya ile irtibatını anlatan Demir’in ifadeleri “iyi çocukların” halen iş başında olduğunu gözler önüne serdi. Şemdinli sanığı Ali Kaya’nın haber elemanı olduğu belirten İlker Demir’in kullandığı cep telefonunun 1996-2007 tarihleri arasında Astsubay Ali Kaya tarafından kullanıldığı belirlendi. Demir’in cep telefonunda,  Ali Kaya’nın cep numarasının “Mutkili Ali JİTEM” şeklinde kaydedildiği saptandı. Demir’in telefonundan çok sayıda jandarma istihbarat personeline ait telefon numaraları da çıktı. Bomba yapımını Ali Kaya’dan öğrendiğini ileri süren Demir “Ali Kaya, okulun ardından irtibatımız kopmasına rağmen 2003 yılında Antalya’da beni buldu ve hiç silah kullanıp kullanmadığımı sordu, bana bir tabanca verdi. Tabanca şarjörlü Browning markaydı. Daha sonraki buluşmalarımızda da bana atış talimi yaptırdı” dedi. Üç yıl aradan sonra 2006’de Ankara’da bir cafede oturduğu sırada Ali Kaya’nın yine kendisini bulduğunu anlatan İlker Demir, yaptıkları görüşmeyi şöyle özetledi:
 
Kaya: ‘Vatan senden vazife bekler’
“Bana hükümetin çok değerli insanları tutukladığını, kendine muhalif olanları bertaraf ettiğinden yakındı. Güneydoğu’ya gidip orada bazı faaliyetlerde rol alabileceğimi söyledi. Ben de Gaziantep’e giderek VİP isimli derneği kurdum. Kaya, Antep’e gelip çok büyük işler yapacağımızı, daha dikkatli olmam gerektiğini, irticanın kol gezdiğini, artık devletin makamlarına yerleştiğini, yakın zamanda bu durum ile ilgili bir takım çözümlemelerin yapılacağını söyledi.” İlker Demir, Ali Kaya’nın hükümeti devirmek için Kürtleri sokağa dökme planı yaptığını da ileri sürdüğü ifadesine şöyle devam etti;
 
Kürt siyasilere eylem yapar mısın?
“Sonraki görüşmemizde elinde benim gibi babayiğitler olduğunu, herkesin bir takım faaliyetlerde bulunacağını, gerekirse bunlara komuta edebileceğimi söyledi. Bu faaliyetler içinde Kürt siyasilerine zarar verecek bir eylemin yapılmasının gerektiğini, zamanı geldiğinde bu işi yapıp yapamayacağımı sordu. Ben de kabul ettim. Çünkü, bu siyasilerin ülkemiz için tehdit olduğunu ve imha edilmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu insanlarla ilgili araştırma yapıp yapamayacağımı, zamanı geldiğinde bu eyleme hazır olup olamayacağımı sordu. Ben de elimden geleni yapacağımı söyledim.”
 
DTP Genel Merkezi ve Diyarbakır’da keşif yaptı
2008’de eylem için Ankara’daki DTP Genel Merkezi’nde keşif yaptığını anlatan İlker Demir, Özcan kod adlı Ali Kaya’nın öğrettiklerinden yola çıkarak keşif sırasında çok detaylı ve iz bırakmadan çalışabildiğini anlattı. Demir “Özcan’ın bana öğrettiklerinden yola çıkarak nasıl eylem yapacağımı düşündüm. Çünkü ihtiyacım olan para ve teçhizatı Özcan bana verecekti. Toplu kitlesel bir eylem yapmanın daha fazla yarar getireceğini düşünüp sonra Diyarbakır Belediyesi’ni araştırmak için Diyarbakır’a gittim. Osman Baydemir ile ilgili bir çalışma yaptım. Belediye binasının etrafında yine detaylı keşif yaptım. Ama buradan kaçmam zor olur diye tekrar genel merkeze yöneldim. En sonunda en uygun eylemin, önde gelen bir parti yetkilisine suikast düzenledikten sonra partinin belediye önünde bir basın açıklaması yapacağından emin olduğumdan genel merkez binasının bahçe kısmına bomba düzeneği yerleştirilerek, basın açıklaması sırasında patlatmayı düşündüm” diye konuştu.
 
El yapımı 8 bomba bahçesinden çıktı
Planlarını Astsubay Ali Kaya ile paylaştığını ve gerekli malzemelerin Kaya tarafından temin edildiğini anlatan İlker Demir, bombaları da yine Ali Kaya’nın kendisine öğrettiği şekilde imal ettiğini söyledi. Harekete geçmek için Kaya’dan talimat gelmesini beklediğini aktaran Demir, ifadesinin ardından eski sahibi olduğu Çankaya Seyranbağları Mahallesi’ndeki Köşem Kuruyemiş isimli dükkânının bahçesinde bulunan bombaların da yerini gösterdi.  Bahçede gömülü halde 4’ü bilyeli 8 boru tipi bomba, 2 ayrı poşet ile poşetlenmiş yaklaşık 200 gram civarında barut ve içerisinde patlayıcı madde yapımında kullanılan yanıcı madde olduğu değerlendirilen 1 de bidon ele geçirildi.
 
3’ü de gece yarısı gözaltına alındı
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince hakkında tutuklama kararı çıkartılan Astsubay Ali Kaya Muğla’da, Astsubay Özcan İldeniz Aydın’da, PKK itirafçısı Veysel Ateş ise Sakarya’da gözaltına alındı. Mahkemenin yakalama kararının ardından harekete geçen güvenlik güçleri, Şemdinli sanıkları Kaya, İldeniz ve Ateş’i gece düzenledikleri operasyonlarla gözaltına aldıktan sonra Van’a gönderdi. Van’da sağlık kontrolünden geçirilen üç zanlı, çıkarıldıkları mahkemece tutuklama kararı yüzlerine okunduktan sonra cezaevine gönderildiler. 3 sanık daha önce de sivil mahkemece tutuklanmış, Yargıtay’ın dosyayı askeri mahkemeye göndermesi üzerine askeri mahkemece tahliye edilmişlerdi.