Çarpıcı ihbar mektubundaki bilgileri, şehitlerin aynı yerde görev yaptığı arkadaşları da doğruladı. İddiaların medyada geniş yer bulması üzerine şehitlerin asker arkadaşları baba Kamil Demirci'yi arayarak, "İhbar mektubunda anlatılanlar doğru, hatta eksikleri bile var." dedi. Şahitlerinin babaya anlattıklarına göre olay şöyle gelişti: Ayhan ile Servet'in bulunduğu mevzi diğer mevzilerden 5-6 metre aşağı kazıldı. Saat 21.00 civarında mevzilerin gerisinde gözetleme yapmakla görevlendirilen Uzman Jandarma Çavuş Serdar Kaplan görüntü aldığını söyledi. Bunun üzerine tabur komutanı Binbaşı Emin Uğur Özaçık telsizden ateş emri verdi. Telsizden yapılan bu konuşmaya mevzileri kontrol eden komutanlardan biri müdahale ederek Binbaşı Özaçık'a, "Komutanım görüntü alınan bölgede bizim askerimiz olabilir. İsterseniz kontrol edelim." diye cevap verdi. Bunun üzerine Binbaşı Özaçık, "Burada emirleri sen mi vereceksin, ben mi?" diye çıkışarak Uzman Çavuş Kaplan'a emri tekrarlayarak ateş etmesini söyledi. Mevzide termal kamera ile gözetleme yapan Servet Yıldırım ilk kurşunla vurularak mevzi içerisine düştü. Arkadaşı Servet'in vurulduğunu gören aynı mevzideki timin sıhhiyecisi Ayhan Demirci, arkadaşının yanına giderek müdahale etmek istedi. Bu sefer ikinci kişinin görüntüsünü alan Uzman Çavuş Kaplan, bir el daha ateş açarak Ayhan Demirci'yi de vurdu.
'TABUR KOMUTANI SUSMAMIZI İSTEDİ'
Olay anını o gün yaşıyormuş gibi anlatan şahitler, dört yıldır gözlerine uyku girmediğini, artık bu duruma sebep olanların yargıya hesap vermesi gerektiğini söyledi. Oğlunun asker arkadaşlarına bugüne kadar neden sustuklarını soran baba Demirci, "Bizi o gün tabur komutanı toplayarak, bu konu hakkında hiçbir şekilde konuşmamamızı, eğer konuşursak şehit olan arkadaşlarımızın ailelerinin şehitlik haklarından mahrum kalacağını, bu nedenle susmamız gerektiğini söyledi." cevabını alır. Bu ifadeleri oğlunun asker arkadaşlarından dinleyen baba Demirci, oğlunun şehit olmasında ihmali olan komutanlar hakkındaki suç duyurusunu yenileyerek Zonguldak Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat etti.
Medyada yayımlanan ihbar mektubu üzerine baba Kamil Demirci, kendisinin Jandarma Genel Komutanlığı'na davet edildiğini söylüyor. 11 Nisan 2011'de ziyarete giden baba Demirci, kendisini biri general üç kişinin karşıladığını söylüyor. Baba Demirci, komutanlar tarafından o gün olay yerinde askerlerden alınan ifadelerin ve olay yeri inceleme raporlarının gösterildiğini kaydediyor. Ayrıca medyada çıkan haberlerin ve bu ihbar mektubunun asılsız olduğunun, itibar etmemesinin söylendiğini aktarıyor.