''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanığı
emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, mahkemede yaptığı savunmada, ''Deniz
Kuvvetlerinin, Kara Kuvvetlerinin en güzide subayları burada, oyun devam ediyor.
Ortada çok büyük gizli servis oyunu var'' dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı
Ömer Diken, savunmasına başlamadan önce Yalçın'a, yasal haklarını hatırlattı.
Yalçın da, işitme kaybının olduğunu belirterek söylenenleri duyamayabileceğini
söyledi.
Yalçın, 22 Şubat 2010 tarihinde kapısının polis tarafından çalındığını
belirterek, ''Yaklaşık 10 polis vardı. 63 yaşındayım. Perşembe günü 64 yaşına
gireceğim. Biraz daha adam getirseydiniz deyince utandı, diğerlerini gönderdi''
dedi.
Gözaltına alınınca etraftakilerin ''Camileri bombalayacak paşa gidiyor''
dediğini ifade eden Yalçın, ''Beni de davetiyeyle çağırsalardı, ben de giderdim.
3 gün emniyette kanepenin üzerinde tutuldum. Ama bir çoğu davetiyeyle gitti.
Neden ben farklı alındım?'' diye konuştu.
Savcı Ali Haydar ile karşılıklı sigara ve çay içtiklerini, savcının
kendisine sorular sorduğunu anlatan Yalçın, ''Balyoz'', ''Suga'' gibi dava konusu
planları gazetelerden okuduğunu söyledi.
-''NEREDE SESİM, İMZAM VARSA HEPSİNİN ARKASINDAYIM''-
''Benim adım Metin Yavuz Yalçın. Balyoz varsa söylerim'' diyen Yalçın,
''Seminerde yapılan bütün icraatları, nerede sesim, imzam varsa hepsinin
arkasındayım. Hiçbirinden kaçmam. Ortada illegal hiç bir şey yok. Acı olan nedir
biliyor musunuz? Tutuklandığımı şuradaki çocuk elindeki teksir kağıttan söyledi.
Ali Efendi Peksak söylemedi'' dedi.
Cezaevine girdikten 40 gün sonra tahliye edildiğini anlatan Yalçın,
Temmuz ayında da 102 kişi hakkında yakalama kararının çıkarıldığını anımsatarak,
şunları kaydetti:
''Şimdi niye çıkarıldığını çok daha iyi anlıyorum. Türk milletinin
göğsüne hançer saplandı. Hançerin ucunda Türk Silahlı Kuvvetleri duruyor. Mahkeme
olarak bilerek ya da bilmeyerek hançerin ucundan tutuyorsunuz. Deniz
Kuvvetlerinin, Kara Kuvvetlerinin en güzide subayları burada. Oyun devam ediyor.
Sizler, bizler, çocuklarımız, torunlarımız güzel günler göremeyecek. Ordumuz
mahvolursa torunlarımız rahat yaşayamaz. Ortada çok büyük gizli servis oyunu var.
Cemaatler, tarikatlar meselesi değil bu.''
Dosyada bulunan bilirkişi raporlarıyla iddiaların çöktüğünü, belgelerin
sahteliğinin ispatlandığını savunan Yalçın, buna rağmen 130 gündür tutuklu
olduklarını dile getirdi.
''İçim kan ağlıyor. En sevdiğim silah arkadaşlarım sahtekarlıkla
tutuklanıyor'' diyen Yalçın, ''Donanma Komutanına sesleniyorum. Zatıali Deniz
Kuvvetleri Komutanı olacak. Bunu oraya gömeni hala bulamadı. Ayıptır. Gömeni
bulamadığı için ben ve silah arkadaşlarım 130 gündür içerideyiz'' şeklinde
konuştu.
Yapılanın bir legal seminer olduğunu, darbenin sağda solda konuşmayla
yapılamayacağını dile getiren Yalçın, 45 yıl askeri üniforma giydiğini, binlerce
seminere katıldığını, TSK'nın en güzide mekanlarında görev yaptığını söyledi.
''Böyle saçmalık görmedim. Böyle bir şey olsa 2003 Ağustos'ta ben
Genelkurmay Harekat Başkanlığı yaptım. Haberim olurdu'' diyen Yalçın, Türkiye'nin
o dönemde savaşın eşiğinde olduğunu belirterek, ''Çetin Doğan da darbe planı
yapıyor. Böyle bir ortamda darbe planlamak... Kazlar güler buna. Bu belgeleri
2007'de oturup yazmışlar'' dedi.
Cezaevindeki durumundan da söz eden Yalçın, ''Nohut, kuru fasulye, bulgur
pilavı. Ye Allah ye. İçim kanıyor. Kanadı da zaten. 10 gün hastanede yattım''
diye konuştu.
Hiçbir suçu kabul etmediğini söyleyen Yalçın, tahliyesini istedi.
Yalçın'ın avukatının savunmasının ardından çapraz sorgusunun yapıldığı duruşmaya
öğlen arası verildi.