18 Ekim 2010 Pazartesi

"JİTEM Benim Ben JİTEM'im"

"JİTEM benim, ben JİTEM'im" diyen Arif Doğan'dan Eşref Bitlis suikastı, 'Yeşil' ve Cem Ersever ile ilgili önemli açıklamalar...

Gazeteci-yazar Çetin Agaşe, yeni kitabı Postal'da Ergenekon sanığı Arif Doğan'la yaptığı söyleşiye de yer verdi. Doğan, 'Yeşil'den Cem Ersever'e ve JİTEM'e kadar pek çok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan JİTEM'in kurucularından Arif Doğan, internete düşen ses kayıtlarının ardından bu kez 'Postal' ile gündemde. Söz konusu kayıtlarda 'Eşref Paşa'nın ölümü. 'Cem Ersever yaptırttı' diyorlar. Ben destek vermesem nasıl yapacaktı ki' diyen Doğan, gazeteci-yazar Çetin Agaşe'ye konuştu. Paraf Yayınlarından yarın piyasaya çıkacak olan kitapta, Trabzon'da başladığı gizli istihbarat amirliğinden, Eşref Bitlis suikastı ve 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'a kadar pek çok karanlık nokta Arif Doğan'ın ağzından yer alıyor. ABD ve AB'nin Ortadoğu planlarının yanı sıra itirafçıların ifadeleri ve MİT raporlarına da yer verilen kitapta, Doğan'ın öne çıkanlar ifadeleri özetle şöyle:

JİTEM BENİM, BEN JİTEM'İM
- 'Benimle beraber. JİTEM benim, ben JİTEM'im. Daha ne olsun. İnkar etmiyorum ki. Halef selefimi seçiyorum ben şimdi. Bir tane değil ikiye çıkarıyorum. Ben yetim bırakır mıyım JİTEM'i. Bir karı varsa kocası da vardır. Çocuk doğurduysa gökten zembille inmemiştir. Ben JİTEM'ciyim, aptal değilim.'

- 'Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ile JİTEM'in birbirinden farkı, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nın operasyon unsurlarının ve idareci unsurlarının asker olmasıdır. JİTEM görevlileri asker değildir. Hepsi sivildir.'

'YEŞİL' İLE HABERLEŞİYORUZ
- 'Evet, yaşıyor. Bir tek benimle yaşıyor. Haberleşirken canlı posta kullanıyoruz, öyle haberleşip geliyoruz bir araya.'

- 'Mahmut Yıldırım, Güneydoğu'da benim kontrolümde bir iki fiili görev yapmıştır. Adı geçen şahsı, özellikle bölgede, yani Elazığ-Bingöl-Bitlis hattında istihbarat toplama görevinde kullandım, kendisi ben emekli olana kadar, sözleşmeli personel olarak görev yaptı. Ben emekli olduktan sonra kimlerle çalıştı, kimlere hizmet verdi ben bilmiyorum. 1997 senesinde Doğubayazıt'ta bir araya geldik. Sonrasındaysa uzun süre görüşmedik.'

- 'Ben cezaevine girmeden önceyse biz istihbaratçıların kullandığı bir yöntem olan pusula yoluyla haberleştim, posta aracılığıyla haberleştim. Yani bir sene öncesine kadar yaşıyordu.'

Ersever'in o kadar aklı varsa ben de...

- Doğan'ın internete düşen ses kayıtları ve Eşref Bitlis suikastına ilişkin ifadeleri Postal'da şöyle yer alıyor: 'Ses kaydı doğru ama içeriği çoğu yanlış. Montaj. Ben sapık mıyım?..'

- '90'da ayrıldım meslekten adam 93'te öldü... Cem

Ersever'i çok iyi tanırım. Eğer Cem Ersever'in gidip uçağı düşürecek kadar aklı varsa, bir uçağı düşürecek kadar cesursa, hani Atatürk heykeli var ya oraya gider köpek gibi havlarım, eşek gibi de anırırım. Daha ne diyeyim? Gerçi senin de tanıdığın biri rahmetli. Ben insan olarak evladım gibi severdim Cem Ersever'i.'

'90'larda JİTEM'in başına Küçük geldi'

- 90'lı yıllarda JİTEM'deki değişim, Suriye kökenli itirafçı 'Mete' kod adlı İbrahim Babat'ın ağzından Postal'da şöyle: 1990'lı yılların başından itibaren JİTEM'de köklü değişiklikler oldu. Asayiş Bölge Komutanlığı'na Hikmet Köksal Paşa getirilmişti, gruplar oluşturulmuştu. JİTEM'in başına da Veli Küçük Paşa getirilmişti. (O zaman Albaydı.) 1990 yılında yakalanıp serbest bırakılan itirafçılar asker kimliğiyle JİTEM Grup Komutanlığı'na alınmışlardı. Bütün asker itirafçıların bir araya toplatılması düşünülüyordu...'

'Uyuşturucu işini en iyi yönlendiren kişi'

- Kitapta, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'la ilişkin emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz'un, ifadeleri de bulunuyor: 'Yeşil, Veli Küçük Paşa Kocaeli Alay Komutanı olunca bu tarafa kaydı... Uyuşturucu olayını en güzel yönlendiren kişi bu... Teşkilat şemasında Korkut Eken en üstte...'

Doğru zamanı bekledim
Postal için doğru zamanı beklediğini belirten Agaşe, yaklaşık 9 aylık çalışma sürecini ve Arif Doğan'ın projeye nasıl dahil olduğunu anlattı

- Postal'ı yazmaya nasıl karar verdiniz?

Uzun süre üzerinde düşündüğüm bir çalışmaydı Postal. Kendimce doğru zamanı bekledim çıkarmak için. Yıllardır Türkiye'de gereksiz kavgalar yaşanıyor, 30 yılı aşkın süredir bitmeyen, bitemeyen bir terör var, Ortadoğu'da yeni şekillenmeler ve bir Türkiye gerçeği var. Özellikle terörle mücadelede görev yapan çokca insanla uzun süreç içerisinde bir araya geldim. Bu bir araya gelişlerde anlatılanlar ve yaptığım araştırmalar ışığında çıktı Postal. Uzun yıllar Türkiye'de yaşananlara

Çetin Agaşe'ce bir bakıştı...

- Arif Doğan projeye nasıl dahil oldu?

Postal'ı bitirmek üzereyken tanıştım Arif Doğan'la. Kitaptada uzun uzun anlattım.

Sonuç olarak Arif Doğan portresi, yazdığım kitapla örtüşüyordu. Bu kitapta Arif Doğan'ı, daha çok kamera arkasından görülen yerlerini öne çıkararak paylaştım.

- Arif Doğan'ın anlattıkları bu kadar mı?

Tabiki değil, ama ben kitabımın dokusuna uygun olan kadarını okuyucuyla paylaştım...