21 Ekim 2010 Perşembe

Dağlıca şehidinin annesi: Aradan 3 yıl geçti, hâlâ suçlular bulunamadı

Türkiye, 3 yıl önce bugün Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyüne yapılan terörist saldırıyla büyük bir üzüntü yaşamıştı.

13 askerin şehit olduğu PKK baskınında ihmal iddiaları gündeme gelmesi, başta şehit aileleri olmak üzere kamuoyunu derinden sarsmıştı. Baskında şehit düşen Gaziantepli piyade er Mehmet Cücük'ün ailesi aradan yıllar geçmesine rağmen olayla ilgili soru işaretlerinin giderilmemesinin acılarını katladığını söylüyor. "Gülemiyorum artık. Benim içimdeki yangını kim bilecek?" diyen şehidin annesi Yeter Cücük, aradan 3 yıl geçmesine rağmen suçluların bulunamamasından şikâyet ediyor. Gaziantep'in Göksuncuk beldesinde çiftçilikle uğraşan Cücük ailesi, kendi imkânlarıyla köylerine şehit oğullarının adına cami yaptırmış. Köyün okuluna ve mahallesine de şehidin adı verilmiş.

Oğlunun adına yapılan cami ile teselli bulan ailenin acısı hâlâ tazeliğini koruyor. Öyle ki 3 yıldır sürekli ağlayan Yeter Cücük'ün gözleri rahatsızlanmış. Doktorlar acılı anneye gözyaşlarının gözüne zarar verdiği ve görme bozukluğuna sebep olduğu uyarısı yapmış. Caminin yapımıyla oyalandığını aktaran şehit annesi, "Ustalara yemek yaptım, caminin içini dışını temizledim vakit geçirdim. Her gün misafir gelsin istiyorum. Yalnız kalmak istemiyorum." diyor. Oğlunun yemin törenine gidemeyen acılı anne, "Keşke gitseydim ama hastaydım. Gidemediğim için hâlâ içim yanıyor." diye konuşuyor. Her gün oğlunun kabrini ziyaret eden acılı anne, oğlunun mezarını da özel bir avluya alıp çeşit çeşit çiçeklerle süslemiş. Oğlunun kabrinde vakit geçirdikçe rahatladığını anlatan şehit annesi duygularını şöyle ifade ediyor: "Her gün oğlumun mezarına geliyorum. 'Yine ben geldim şehidim' diyorum. Konuşuyorum, dertleşiyorum. Zararlı otları temizliyorum. Mezarını siliyorum. Çiçekleri suluyorum, oğlum yerine kokluyorum. Onun kokusunu hissediyorum. Bu acı bitmiyor. Yaşamayan nasıl anlasın?" Annesiyle şehit olmadan 3 gün önce telefonda görüşen şehit Mehmet Cücük, ailedeki herkesle de tek tek görüşmüş helallik istemiş. Anne Cücük, "Çok merhametli, iyi bir çocuktu. Bizi hiç üzmedi. Yoksulluğu bilir, kendi işini kendi yapar, yemeği hazırlar bana hiç zahmet vermek istemezdi. Oğluma şehit olacağı malum oldu. Ben dönemem deyip beni üzüyordu." diyor.

Her şehit haberinde acılarının tazelendiğini aktaran baba Cabbar Cücük de, suçluların cezalandırılmasını istiyor. Şehit babası, "Biz ordumuzun tamamını zan altında bırakmak istemeyiz tabii ki güveniyoruz ama şüphe uyandırılıyor. Kaç yıl geçti? Hatalar var mıydı? Hâlâ bilmiyoruz. Tatmin edici bir cevap da alamadık. Genelkurmay, içinde hainler varsa temizlesin artık." diyor. Baba Cücük, "Oğlum şehit olduğu zaman, 'Gözetlemeci askerler gözetleme yapmamış' dediler. Askerî hâkim, saldırıda gözetleme yapan askeri, sorguda serbest bıraktı. Suçlu varsa cezasını çeksin." ifadelerini kullanıyor. Baba Cücük, "Oğlum acemiliği yaptıktan sonra dağıtıma geldi. Yemek için bir yere gittik. Çok bir şey yemedi. 'Baba hakkını helal et ben şehit olabilirim' dedi. En son o zaman gördüm. Ağabeylerine de 'ben dönemem' demiş. Sonra Dağlıca'ya gitti. 40 gün sonra da şehit oldu zaten." şeklinde konuşuyor.