1 Eylül 2010 Çarşamba

''Afrika'nın yamyamlarında bile yok''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Yemin törenine gelen kadınlardan 40 yaşından yukarı olanlar içeri alındı, 40 yaşından aşağı olan gençlere 'siz giremezsiniz' denildi. Böyle bir tasnif Afrika'nın yamyamlarında bile yok. Böyle bir rezalet olabilir mi?" dedi.

Bakan Arınç, Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen "Anayasa Değişikliği" konferansında yaptığı konuşmada, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararları ile meslekten atılanlara yargı yolu açtıklarını söyledi.

Bunun en son örneğinin Şemdinli Davası olduğunu belirten Arınç, bu davayla ilgili Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın bir iddianame tanzim ettiğini hatırlattı.

Dönemin Genelkurmay Başkanının isminin iddianamede geçtiğini ve bu nedenle Genelkurmay Başkanının şikayetçi olduğunu dile getiren Arınç, şöyle konuştu: "Ve aniden mesleğinden atıldı. Bundan sonra atılmayacak. Ferhatlar bu sebepten artık atılmayacak. Neden? Çünkü onlara savunma ve dava hakkı getiriyoruz. Haklı sebepler varsa atabileceksiniz. Aynı şeyi Yüksek Askeri Şura karalarına da getirdik. YAŞ kararları ile ordudan ilişiği kesilen subaylar vardı. Göğsü madalyalı, çok iyi başarı kazanmış, iyi mücadele etmiş, iyi komutanlar olarak biliniyordu.

Ama günün birinde sorgusuz ve sualsiz Türk Silahlı Kuvvetleri'nden atıldığını duydular. Her şeyleri teslim alındı. Çıplak hale geldiler, kimisi intihar etti, kimisi psikolojik rahatsızlık geçirdi. 'Suçum nedir, bana söyleyin ben madalyalı askerim' dediler. Söylemediler sadece 'attık' dediler. Ama sonra bir şeyler hissetmeye başladılar. Çünkü birileri onlara dedi ki; 'Senin eşinin başı örtülü de o yüzden seni attılar. Sen evinde namaz kılıyormuşsun onu tespit ettiler. Lojmanda senin dayın seni ziyarete gelmiş bir karış da sakalı varmış seni o zaman fişlemişler'. Bunları ben uydurmuyorum.

Bunları çevrenize baktığınız zaman çoğunuz duymuş olmanız lazım. Her yerde biz hukuktan yanayız. Bugüne kadar Allah'a hamd olsun ki hiç zalimden, zulümden yana olmadık. Masumların, zulme uğrayanların yanında olduk. Bizim işimiz bu. O zaman ben diyorum ki 'Ey Silahlı Kuvvetler sen disiplinli bir kurumsun, senin içinde disiplinsizliklere asla müsaade etme. Ama atacağın insanı ne ile suçlayacağını bil ve ona yargı yolunu açık tut'. Elbette çok edepsizlikler, hırsızlıklar, haraç alanlar, rüşvet alanlar bulunabilir.

Bugün savcı albay sadece çürük rapor verdiği için 43 yıl mahkumiyet talebiyle 1 senedir yargılanıyor. Bunun gibi niceleri olabilir. Her meslekte olabilir, sadece askerin içinde değil ki; doktorların içinde olur, avukatların içinde olur, hakimlerin içinde olur. Önemli olan bunları temizlemektir. Mesleği temiz tutmaktır. Ama inancından dolayı bir insan atılmamalı. Çünkü şehitlik, gazilik bir kurumda varsa o da ancak Silahlı Kuvvetlerdir. Şehitlik ve gazilik de bir ibadettir, dini bir terimdir. Laik bir terim değildir. Dolayısıyla dini bir ibadet olarak insan şehit olmayı göze almışsa ve gazi olarak mücadeleden çıkmışsa, şehitler için hadisi şerifi hepimiz biliyoruz. Bunun gereğini yapmak lazım.

Baş örtülü olmak, evinde Kur'an okumak, amcasının dayısının sakalı ile gelmesi lojmanlara girip girememesi, teğmen oğlu evleniyorken başörtülü annenin sokakta oğluna ağlayarak bakması... Manisa'da olduğu için söylüyorum. Yemin törenine gelen kadınlardan 40 yaşından yukarı olanlar içeri alındı. 40 yaşından aşağı olan gençlere 'Siz germezsiniz' denildi. Böyle bir tasnif Afrika'nın yamyamlarında bile yok. Böyle bir rezalet olabilir mi? Ne kadar üzüntü verici hadisedir. Nedir yani 40 yaşın altı, 40 yaşın üstü. Neyi mazur göreceksin. Ondan sonra hizaya dizdikleri kadınları 'Onu öyle yapma, böyle yap, onu şöyle yap'. Bunlar çok ayıp şeyler, çok yakışıksız şeyler. İşte bu anayasayı bu yakışıksız işleri düzeltmek için değiştiriyoruz. İşin altında bu vardır."