5 Ağustos 2015 Çarşamba

Zor dönemin komutanı; Orgeneral Özel

Görevini devretmeye hazırlanan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, zor bir dönemde komutanlık yaptı. Zira komuta kademesindeki silah arkadaşları darbe davalarında yargılanıyordu. Dört yıllık görev süresi boyunca silah arkadaşlarına sahip çıkmakla meşruiyet çizgisinden çıkmamak arasındaki ince dengeyi korumaya çalıştı. Askeri ve güvenlik konularında uzmanlarla Orgeneral Özel'i konuştuk.






Orgeneral Necdet Özel, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tarihindeki en büyük krizden sonra Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturdu. Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı, Recep Tayyip Erdoğan da Başbakanlık koltuğunda oturuyordu. "Balyoz" ve "Ergenekon" gibi darbe iddialarını içeren davalar hükümet ile ordu arasında gerilim yaratmıştı. 2011 yılındaki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında bu nedenle bir gerilim bekleniyordu. Ancak kriz, toplantı öncesinde patlak verdi.
O dönemde Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Işık Koşaner görev süresinin dolmasına iki yıl kala emekliye ayrıldı. Ardından Hava, Deniz ve Kara Kuvvetleri Komutanları da Şura öncesinde görevi bıraktı. Bunlar bir tür 'protesto' mahiyetindeki ayrılışlardı.
Koşaner veda mesajında, "250 muvazzaf ve emekli askeri personelin tutuklanmasının evrensel hukuk kaidelerine, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapılmadığını ve yetkili makamlara başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını" ifade etmişti.

Görev bırakmalar ve Koşaner'in veda mesajında söyledikleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tarihindeki en büyük kriz olarak yorumlandı. Komuta kademesinde görevde kalan tek isim o sırada Jandarma Genel Komutanı olan Orgeneral Necdet Özel idi.

Gece mesaisi
Aynı gün gece geç saatlere kadar devletin zirvesinde bir dizi görüşme trafiği gerçekleşti. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel, önce Kara Kuvvetleri Komutanı daha sonra Genelkurmay Başkan Vekili olarak görevlendirildi.
Jandarma Genel Komutanlığı'ndan doğrudan Genelkurmay Başkanlığı'na atama için bir yasal engel yoktu, ancak teamüller gereği atanacak kişinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapması gerekiyordu.
Özel, bu krizden 3 gün sonra yani, 4 Ağustos 2011 tarihindeki Yüksek Askeri Şura toplantısında Genelkurmay Başkanı oldu.

Özel'e yönelik eleştiriler
Özel, en çok tutuklu komutanların aileleri ve ulusalcı kanat tarafından eleştirildi. Bu kesimdeki genel kanı; Orgeneral Necdet Özel'in silah arkadaşlarının maruz kaldığı haksızlıklar karşısında sessiz kaldığıydı.
Necdet Özel'in fazla konuşmadığı doğru. Ancak silah arkadaşlarının mağduriyetine duyarsız kaldığı abartılı bir iddia. Özel,pek çok meşruiyet sınırları içerisinde yaşanan mağduriyetleri, sıkıntıları ilgili bakanlara, başbakana ve Cumhurbaşkanına iletti. Ancak bu rahatsızlıkları kamuoyuna açık şekilde yapmadı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görüşlerini kendinden önceki genelkurmay başkanlarının yaptığı gibi sert söylemlerle gündeme taşımamaya özen gösterdi.

Bu tavrının belki de tek istisnası 2014 yılının 30 Ağustos Resepsiyonu'nda oldu.
O zamana kadar Kürt sorununa çözüm süreci'ne dair sessizliğini koruyan Necdet Özel, o resepsiyonda deyim yerindeyse 'patladı'

"Çözüm Süreci'ne ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Kırmızı çizgilerimiz aşılırsa gereğini yaparız" diye konuştu. Aynı konuşmada Cemaat bağlantılı askerlerin ordudan tasfiyesiyle ilgili olarak da , "Konuyla ilgili MİT ve Emniyet'ten bilgi istedik, gelmedi. İmzasız ihbarla işlem başlatmayız" diyordu.
Dört yıl boyunca hükümetle uyumlu çalışan bir genelkurmay başkanı oldu.

2015 yılının mayıs ayında, Suriye'deki gelişmelerin gündemde yoğun olduğu bir dönemde aldığı sağlık raporu medyada farklı yorumlara yol açtı. Kimine göre, "bu bir tavırdı ve anlaşmazlığın göstergesiydi. Hükümete yönelik bu tavrın arkasında da Türkiye'nin Suriye'ye gireceğine ilişkin spekülasyonlar ve askerin olumlu bakmaması" vardı.

'Rasyonel bir Genelkurmay Başkanıydı'
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) uzmanı Nihat Ali Özcan, Özel'in sorunlu bir dönemde görev yaptığına ve bu görevi boyunca çokça eleştirildiğine vurgu yapıyor. Özcan'a göre, Orgeneral Necdet Özel, rasyonellikten taviz vermedi.
"Onun genel olarak yasalar çerçevesinde TSK'nın sistem içindeki rol, yetki ve sorumluluklarına azami dikkat gösterdiği söylenebilir. Duygusal olmaktan çok, rasyonel ve yasallığın ön planda olduğu bir tutum izledi. Bu yönü ile içeriden ve bir kısım kamuoyu tarafından da sık sık eleştirildi. Ancak onun geçiş dönemindeki bu davranışları ve tutumunun gerçek değerinin zamanla anlaşılacağını düşünüyorum."

Nihat Ali Özcan, askerlik geçmişi olan da bir isim. TSK'dan binbaşı rütbesindeyken emekli oldu. Özcan, Necdet Özel'in aynı zamanda geçiş sürecinin Genelkurmay Başkanı olarak anılacağını ifade ediyor:
"Türkiye'de asker-siyaset ilişkisi, uzunca bir süredir değişim-dönüşüm içerisindeydi. Bu değişim, serbest piyasa kurallarının uygulanmaya başlandığı 1980 sonrası, soğuk savaşın bitimi ve Türkiye'nin AB ye üye adayı ülke olması ile süreklilik ve hız kazanmıştı. Ancak, başta PKK, bölgedeki güvenlik sorunları, din devlet ilişkilerinin gerilimleri, bu değişim ve dönüşümü yavaşlatan, normal mecrasından çıkaran unsurlardı. Kamuoyu ve siyasetçilerin de batılı normlara uygun, profesyonelliğe saygılı bir tutum sergilemesi gerekiyor. Bu nedenle ilişkilerin dengeye oturması tek bir olayla ve kişi ile inşa edilemez. İşte bu noktada Özel, geçiş sürecinin Genelkurmay Başkanı olarak anılacaktır. Özel, asker-siyaset dengesini, yasaların üstünlüğü, yetki ve sorumlulukların çift taraflı olduğu gerçeği üzerine oturtmaya çalıştı.'

'Necdet Özel Hilmi Özkök'ten sonra istisna' Gazeteci Avni Özgürel de, Necdet Özel'in Hilmi Özkök'ten sonra 'istisna' bir isim olduğu kanaatinde.

'Gerçek şu ki iki yönlü bir baskı altında görev yaptı... Bir tarafta askeri okullardan itibaren birlikte olduğu arkadaşları, önemli bir kısmına komutanım dediği amirliğini yapmış subaylar vardı.. Bunların bir kısmı Ergenekon, Balyoz diye isimlendirilen davalar kapsamında tutukluydu; bir kısmı ise Özel'i gelişmeler karşısında pasif kalmakla suçlayarak muhalif bir tutum içine girmişlerdi. TSK'da, Necdet Özel'in sivil siyasetin emrinde olmak olarak özetlenebilecek tavrını 'yerinde' diyerek değerlendiren subay oranının yüksek olduğunu sanmıyorum. Siyasetin Necdet Özel'in tavrından hoşnut olduğuna ise şüphe yok. Uzun bir aradan sonra yani 1960 ihtilali öncesinden sonra siyasetin sivil otoriteye itaatinden şüphe duymadığı - Hilmi Özkök istisnadır- ilk isim olarak görülebilir.'

Özgürel'e göre, son dönemde PKK'ya karşı operasyonlara da kapı açan ABD'yle yapılan anlaşmanın ayrıntılarında Necdet Özel'in izleri var.

'Son dönemde Suriye meselesi dışında hükümetle farklı tez savunmadı.. Genel seçim öncesi kendisini baskı altında hissettiği noktada hastalığı yardımına koştu!. Rahatsızlandığı için hastaneye yatınca - ki, o dönemde erken emekliliğini isteyeceği de iddia edilmişti- sıkıntıdan kurtuldu. Sonrasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun evvelemirde IŞİD'i hedef alan ancak PKK'ya karşı operasyonlara da kapı açan ABD'yle yapılan anlaşmanın ayrıntılarında Necdet Özel ve Türk Genelkurmay'ının son derece etkin ve kararlı bir tavır sergilemesini sağladı.. Necdet Özel 'Çekiç Güç' tecrübesinden alınan derslerle çerçeve anlaşmanın teknik açıdan gayet ayrıntılı yapılmasına gayret etti.'

'Zeki, çalışkan ve başarılıydı' Emekli Orgeneral Edip Başer de, Özel'in haksız eleştirilere maruz kaldığı görüşünde. İkinci Ordu Komutanlığı ve Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevlerinde bulunan Başer, Necdet Özel'le iki yıl birlikte çalıştığını ve Özel'in başarılı bir profil çizdiğini ifade ediyor. Başer'e göre Özel, iyi bir komutandı.

Takdir ettiğim bir komutan. Yetenekli, başarılı, zeki ve çalışkan. Zaten kendisi devre birincisiydi. Zor bir dönemde Genelkurmay Başkanlığı yaptı. Davalar ve çözüm süreci bunların başında geliyor. Eleştirildiği yanları oldu. Duygusal eleştiriler bunlar. Ben, bunlar için ne kadar çaba sarf ettiğini biliyorum. Kamuoyunun bilmesine imkan yok. Asildir, dertlenmez. Haketmedi, bu eleştirileri. Askerlik anlayışımızın temel ilkesine göre bir görev verilmişse 'Kabul etmem mümkün değil' diyemezsiniz. Necdet, yapabileceğinin en iyisini yaptı'