11 Ağustos 2015 Salı

PKK'ya verilen destekle... / Mümtazer Türköne

Başlığın devamını, PKK'nın asker ve polise yönelik saldırıları ile tamamlayabilirsiniz.
 
 
Meselâ Silopi şehir merkezindeki PKK mayını ile şehit edilen dört polis ile, iktidardan dolaylı olarak bu örgüte gelen destek arasında ilişki kurup sebebini sorgulayabilir veya hesap sorabilirsiniz. Durum ortada: Türkiye ABD ile anlaştı ve  PKK'ya Suriye'de destek olma sözü verdi. Aynı militan, elindeki silahlar ve mühimmatla sınırı geçince PKK şapkasını çıkartıp YPG kokartını takıyor. İncirlik üssünden kalkan uçaklar, ondan gelen bilgiye göre bombalama yapıyor, ateş desteği sağlıyor. Edindiği çatışma tecrübesi ve aynı silah-teçhizatla sınırın bu tarafına geçip tekrar PKK şapkasını takıp, polise-askere ateş ediyor. Vurgulayalım: Aynı militan Kandil'de veya Türkiye'de hedefte, Suriye'de ise Türkiye'nin şemsiyesi altında. YPG, sadece PKK'nın uzantısı değil, doğrudan doğruya kendisi. YPG saflarında Türk vatandaşı PKK'lılar yer alıyor.

Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış'ın bir Amerikalı yetkiliye sorduğu “PKK Kandil'de kalırsa Türkiye'nin hedefi olacak, ama Suriye'ye geçerse korunacak mı?” sorusuna aldığı cevap tam olarak böyle. Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner'in “Türkiye söz verdi, Suriye'deki YPG güçlerine zarar vermeyecek” açıklamasına, Tolga Tanış'ın bu sorusu eklendiği zaman ortaya kesin bir  “destek durumu” çıkıyor. Şimdilik Kobani ve Haseke'ye ateş desteği sağlayan İncirlik'ten kalkan ABD uçakları; ya yakında Türkiye'nin koalisyon güçlerine vereceği destek? Düşünebiliyor musunuz, Türkiye PKK ile aynı safta fiilen savaşa girmiş olacak.

ABD ile Türkiye arasında İncirlik uzlaşması başlangıçta farklı görünüyordu. ABD'nin PKK'yı YPG adıyla Suriye'ye geçmeye zorladığı, aynı şekilde Kuzey Irak'taki yani Kandil'deki varlığını da Batı'ya kaydırarak Barzani'yi rahatlatmayı amaçladığı düşünülüyordu. Bu hesaplarda esaslı bir hata olduğu, PKK'nın tırmandırdığı saldırılarla ortaya çıkıyor. Hata nerede yapıldı ve kimin eseri? PKK Türkiye'de kan dökerken ABD ile doğrudan bu örgütü ilgilendiren bir konuda uzlaşmaya varılmasının ve sağlanan desteğin açıklamasını yapacak, daha ötesi hesabını verecek birileri olmalı. Kimseyi vatan hainliği ile suçlayamayız; ancak ABD ile uzlaşmada bilmediğimiz, akla zarar bir şeyler olmalı. PKK'nın Türkiye'de kan dökmesi, Suriye'de yan yana, omuz omuza durması nasıl telif edildi? “ABD PKK'yı paketleyip Türkiye'nin önüne koydu” derken, tam tersi nasıl mümkün olabildi?

Hata ABD ile yapılan pazarlıklarda mı, yoksa içeride PKK'ya önemli bir misyon tanınan iktidar hesaplarında mı? PKK şiddetine dayalı seçim hesaplarının deşifre edildiği için bütünüyle çöktüğü ortada. Erdoğan Çin'e giderken, yazılı metinden dikkatle okuyarak, PKK'yı aşırtma ifadelerle atlayıp HDP'ye ve sivil Kürt siyasetine açıkça savaş ilan etmişti. Kullandıkları dil ve üslup itibarıyla HDP'li politikacıların PKK'yı durdurmak ve silahları susturmak için ciddi bir gayret içinde oldukları görülüyor. Tabloda ABD'nin IŞİD'i bitirme hesapları, Türkiye'nin bu hesap üzerinden PKK'yı enterne etme çabası, HDP'li politikacıların barış arayışı yerli yerine oturuyor. Peki bu PKK şiddeti nereden çıkıyor? Üstelik PKK sadece kendi örgütünü değil, himayesine aldığı diğer örgütleri de özellikle büyük şehirlerde seferber etmişken.

Silahların sustuğu son iki buçuk sene zarfında devlet katında büyük hatalar yapıldığı ve gereksiz tavizler verildiği yeteri kadar bilinmiyordu. Sebep Türkiye'nin 30 yılı aşkın sürdürdüğü PKK terörü ile mücadele politikası ile iktidar oyunlarını son yıllarda artan oranlarda birbirine karıştırması. Elimizdeki işaretler, 7 Haziran seçim hezimetinden böylesine bir iktidar oyunu ile çıkmak için ABD ile varılan uzlaşmanın kullanıldığını gösteriyor. Enterne edilmiş ve köşeye sıkışmış bir PKK'nın kendiliğinden üreteceği kontrollü terör, seçmenlerin siyasî parti algısını nasıl değiştirir? Bu sorunun cevabı olan analizler mukayeseli sağlamalarla yapılmış ve bir karara varılmış. Bu karar artık işe yaramasa ve iptal edilmiş olsa da bizlere aslan gibi asker, polis şehitlerin hüzünlü cenazelerini takip etmek düşüyor. Peki neden?