13 askerinin yanarak ölmesine neden olan ordunun tüm bu çarpık sistemden esas sorumlu olan rütbelileri ise “2023 yılında kimlerin adamı Genelkurmay Başkanı olacak” hesapları yapmaktan yine hiç oralı olmadılar...
12 Temmuz 2011– Kıbrıs’ın güneyinde iki hafta önce bir askerî üssün mühimmat deposunda patlama meydana geldi. Patlamada aralarında donanma komutanın da olduğu 12 kişi hayatını kaybetti. Bizim hâlâ varlığını kabul etmeyip, “Rum Kesimi” diye ad taktığımız ülke gereğini yaptı. Savunma Bakanı Costas Papacostas ve Genelkurmay Başkanı Petros Tsalikidis istifa etmek zorunda kaldı.
15 Temmuz 2011– Erdoğan muhaliflerinin “sivil faşizme giden Türkiye” analojileri için sık sık kulaklarını çınlattığı Rusya’dayız bu kez. Devlet Başkanı Dimitri Medvedev orduda reform çabalarına karşı çıkan Elektronik Harp Dairesi Komutanı Tümgeneral Oleg İvanov, Seferberlik Komutanlığı Başkanı Tümgeneral Aleksey Nesterov başta olmak üzere altı tümgenerali görevden aldı.
23 Şubat 2011– Aliyevlerin Azeri Prensliği Azerbaycan. Bir askerin cinnet geçirerek askerî birlikteki yedi askeri öldürmesi üzerine Cumhurbaşkanı İlham Aliyev üç gün sonra sorumlu Bölge Komutanı General Cingiz Şefiyev’i görevden almakla yetinmedi, rütbesini de düşürdü.
2 Şubat 2011– Avrupa Birliği üyeliği için sonradan girdiği yarışta Türkiye’yi geride bırakıp 2013’te tam üyeliğe hazırlanan Hırvatistan’da Devlet Başkanı İvo Yosipoviç, Genelkurmay Başkanı Yosip Luciç’i görevden aldı. Sebep 2010 yılının eylül ayında yapılan bir tatbikatta iki askerî uçağın düşme nedeninin bir türlü açıklığa kavuşturulamaması. Genelkurmay Başkanlığı’na bir Kurmay Albay getirildi.
26 Ocak 2011– Türkiye gibi imparatorluk bakiyesi güçlü bir militarist geleneği olan, emperyalist hevesleri en az bizim gibi kadar kursaklarında kalmış, milliyetçi partilerin iktidara oynadığı Avusturya’dayız. Savunma Bakanı Norbert Darabos, hazırladığı gönüllü askerlik ve profesyonel ordu taslağı hakkında mızmızlanan, Genelkurmay Başkanı Edmund Entacher’i görevden aldı.
23 Temmuz 2010– Afganistan’daki ABD Üs Askerî Komutanı General Stanley McChrystal Rolling Stones dergisine hükümeti eleştiren açıklamalar yapınca Washington’a çağrıldı ve Başkan Obama tarafından derhal görevden alındı.
8 Kasım 2010– Uruguay Savunma Bakanı Azucena Berrutti, hükümetten habersiz siyasi parti liderleriyle toplantı yapan Genelkurmay Başkanı Carlos Diaz’ı görevden aldı.
26 Kasım 2009– Afganistan’ın Kunduz bölgesinde Taliban tarafından kaçırılan petrol tankerlerine düzenlenen hava saldırısında onlarca sivil hayatını kaybetti. İlk günlerde basından saklanan sivil ölümler gazetelere operasyonlar görüntüleri düşünce ortaya çıktı. Almanya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Wolfgang Schneiderhan, bu birkaç haftalık süre içinde sivil ölümleri bilmesine rağmen hükümete yeterli bilgi vermemekle suçlanarak görevinden alındı.
Temmuz 2008– Fransa’da bir tatbikat sırasında kazara gerçek kurşun kullanılması sonucu 17 asker yaralandı. Fransa Genelkurmay Başkanı Bruno Cuche suçu üstüne alarak görevinden istifa etti.
***
Uzatmamak için 2008’de en az Türkiye kadar darbeler yaşayan İspanya’nın ilk kadın –üstelik hamile– Savunma Bakanı Carme Chacon’un arkasından söylenen Genelkurmay Başkanı ve üç Kuvvet Komutanının, 2009’da darbenin söylentisi çıkınca Paraguay’da tüm Kuvvet Komutanları ve Genelkurmay Başkanı’nın, 2009’da Nepal’de, 2002’de Ukrayna’da Genelkurmay Başkanlarının nasıl görevden el çektirildiği bahsine hiç girmeyeceğim.
Dünyanın her kıtasında, her türlü demokrasisinde genelkurmay başkanları, üst düzey askerler bu kadar rahat görevden alınırken Türkiye’de, Genelkurmay Başkanları basın toplantılarında “ihanet odakları, asimetrik psikolojik savaş” diye bağırmakla, hükümetler ise “kamuoyu önünde orduyla tartışmamak”, “uyum içinde çalışmak” gibi mesajlar vermekle meşguldü.
Pazarlıklar hiç bitmedi, kararlar hep YAŞ’ta masaya gelecek dosyalara ertelendi. Türkiye tanımadığı Güney Kıbrıs’ın bile gerisine düştü derken...
27 Temmuz 2011– Fikret Bila ve Murat Yetkin’in üstün hizmet madalyası hak eden gayretkeşliklerine rağmen sonunda TSK da kendi raporunda Silvan baskını için “Planlama, taktik, tedbir, yardımda ihmal var, soruşturulacak” dedi ve hükümet en üst rütbesi binbaşı olan birkaç komutanı görevden aldı.
Üç aylık eğitimle komando olmuş lise talebelerini asker kurtarma operasyonuna götürüp gündüz vakti pusuya düşürten ve 13 askerinin yanarak ölmesine neden olan ordunun tüm bu çarpık sistemden esas sorumlu olan rütbelileri ise “2023 yılında kimlerin adamı Genelkurmay Başkanı olacak” hesapları yapmaktan yine hiç oralı olmadılar...
Peki, tüm bu olanlarla Ziya Paşa’nın ne ilgisi var? Bundan 150 yıl önce Ali Paşa’nın fiyaskoyla sonuçlanan Girit Seferi’yle “Zafernâme” şiiriyle dalga geçen Ziya Paşa herhalde 150 yıl sonra olsa da askerlerin yaptıkları yanlış işler için hesap verdiğini görse mutlu olurdu...