20 Temmuz 2011 Çarşamba

YAŞ, PKK ile mücadelede dönüm noktası olabilir / Adem Yavuz Arslan/ Bugün





13 şehit verdiğimiz Silvan saldırısının PKK ile mücadele ve Kürt sorununda bir dönüm noktası olduğu/olacağı yönünde kamuoyunda yaygın bir kanaat oluştu.

Gerçekten de yaşanan saldırı travmatik etki yaptı.
Artık bıçağın kemiğe dayandığı hissi giderek güçleniyor. Bu açıdan bakarsak Ankara'nın bazı tercihlerinin değişeceğini öngörmek mümkün.

Çünkü son saldırı ve DTK'nın 'demokratik özerklik' ilanı gösterdi ki 'PKK'nın Kürt sorunu' ile 'Kürtler'in Kürt sorunu' çok farklı. PKK 'bağımsızlık' diyemediği için 'özerklik' kılıfının arkasına saklanıp bölgeyi silah zoruyla himayesine almaya çalışıyor.

Başka bir ifadeyle Türkiye'nin demokratik standartlarının yükselmesinin, bireysel hak ve özgürlüklerin genişlemesinin, hukukun egemen kılınmasının PKK'yı vazgeçireceğini beklemek fazlaca saflık olur.

'Kitabın ortasından' konuşmak gerekirse Öcalan'ın serbest kalmadığı, Kandil'dekilerin 'öz savunma gücü' adı altında ayrı ordu olarak istihdam edilmediği bir model terörü sonlandırmaz. Maalesef BDP cephesi de her zaman 'karnından konuştuğu' için bu gerçeği ifade etmek yerine kendilerinin de ne olduğunu bilmedikleri 'demokratik özerklik' modelini öne sürüyorlar.

Bu arada şunu da ifade edelim.

PKK içerisinde derin uzantılar vardır. Bu uzantılar kritik anlarda ilginç kararlar aldılar. Fakat Cemil Bayık'ın dünkü açıklamalarına bir de şu cepheden bakmakta fayda var; Bayık ' İmralı'yı takmıyoruz' derken aslında Öcalan'ı güçlendirecek bir taktik güdüyor. Mealen 'söylenenler aldatmaca, seni oyalıyorlar' diyor. Bu durumda Öcalan "bakın dağı kontrol etmek için bana daha somut ve yazılı vaatlerde bulunmanız ve acilen uygulamanız gerek" diyecektir.

Maalesef terörle mücadele sürecinde devletin elinde sağlam bir yol haritası yok ama örgüt, kafasındaki planı tıkır tıkır uyguluyor veya onların akıl hocaları...

Silvan saldırısının izaha muhtaç başka boyutları da var. En başta zamanlama ilginç. Çünkü YAŞ geliyor ve önümüzdeki günlerde alınacak kararlar bazı çevreler için 'tamam ya da devam' anlamına gelecek.

Bir yandan da Ankara kulislerine düşen ilginç terfi planlamaları var. Özellikle de mevcut iktidarla frekansları uymayan isimlerin önünün açıldığı konuşuluyor. Yani gerginlik kaçınılmaz denebilir. Hükümet kanadının ise elinde kanun hükmünde kararname yetkisi var. Eğer adı Balyoz ve benzeri davalara karışmış isimler terfi için diretilirse hükümet de bu yetkiyi kullanarak sorunu aşmayı düşünüyor.

Toplantıların terörle mücadeleye bakan yönü ise şu: Hükümetin demokratik açılıma devam ederken bir yandan da PKK ile etkin mücadele için zihniyet değişikliğine gitmesi gerekiyor. Kaçırılan askerler için binlerce askeri sahaya sürmeyecek, gelen şehitler için 'olur böyle şeyler' demeyecek, nokta operasyonlarla devletin caydırıcı gücünü gösterecek bir kadro kurması şart.