28 Temmuz 2011 Perşembe

Nasıl bir ordu savaş kaybeder? - Arif Altubaş

Savaşı inanç ve imanla yoğrulan askerler kazanır. Kendi halkını iç düşman ve onlarla savaşan askerler değil.

Bir ordu kendi tarih ve medeniyet değerlerinden kopuksa ve bu değerlere karşı olan ayrı bir değerlerle donatılmışsa, bu çizgide inat ve ısrarla direniyorsa,

Eğitimi, öğretimi, lojmanı, alış veriş merkezleri, sosyal tesisleri, eğlence ve dinlenme yerleri de dahil, ordu mensupları halktan ve onun değerlerinden koparılıyorsa ve milletinin değerlerinden kopuk klonlanmış ayrı ve aykırı bir insan tipi oluşturuluyorsa,

Ordu asli görevinin dışında, hiç de ilgisi ve bilgisi olmadığı alanlarda iç ve dış siyasete alet ediliyor, darbe plan ve program ve projeleriyle vakit geçiriyor ve hukuku dışı işlerle uğraşıyorsa,

Devletin içinde ayrı bir devlet gibi hareket ederek halkın seçip başa getirdiği, iktidar ettiği hükümetlere emir vermeye, onları iş işlemez hale getirmeye, baskı ve korku altında tutmak için darbeyle, tehditlerle toplumu susturmaya çalışıyorsa,

Darbe ve baskı dönemlerinde yandaşlarına peşkeh çekiyor, ülkenin ekonomik dengelerini alt üst ediyor, yağmalattırıyor, talan ettiriyor, bankalarını iflasa sürüklettirip borçlarını devlet ödemek zorunda kalıyorsa,

OHAL ilan ettirip illegal silah satışlarına, uyuşturucu kaçakçılığına, kara para aklama operasyonlarına, kaçak petrol satışlarına, kaçak sınır ticaretlerine adı karışıyorsa,

Savaş yapıyoruz diye insanların anasından emdiği sütü burnundan getiriliyorsa, köyler, mezralar, şehirler boşaltılıyor, vatandaş yerinden yurdundan edilerek Orduya, devlete düşman hale getiriliyor, dağa çıkmak zorunda bırakılıyorsa,

Teröristlerle zaman zaman anlaşılıyor, konuşuluyor, birbirinden haberdar olarak hareket ediliyor, savaş baronlarınca, silah tüccarlarınca, uyuşturucu kaçaklarınca bu savaş bitirilmek istenmiyor şayiaları göklere çıkmasına rağmen, üstüne vazife olmadığı halde her konuda söz söylemeyi görev bilen yetkililerden bu konularda gık çıkmıyorsa,

Devlet içinde ayrı bir devlet gibi hareket eden, faili meçhullere adı karışan Jitem gibi kanunsuz yapılanmaları önce ‘’Böyle bir şey yok’’deyip inkar ediliyor, sonra ‘’Jandarmanın içinde varlığı’’ kabul ediliyorsa,

Devleti askeri vesayet altına almak için yapılan her hareketin altından birçok ordu mensubu çıkarsa, suçun failleri ordudan destek ve teşvik görüyorsa, hatta zaman zaman bizzat ordu bu işin aktörü oluyorsa,

Teröristlere karşı savaşan askerlerimizin ha bire pusuya düşürülüyor, bunca silah, mühimmat, araç gereç, hava ve kara, istihbarat üstünlüğüne rağmen 30 yıldır savaş hala kazanılmıyorsa, üçer beşer evlatlarımız teröre kurban veriliyorsa ve sürekli teröristler (gece karanlığından faydalanıp!) kayboluyorsa,

Heronlar yerde gezen kertenkelenin hareketini görüyor, teröristleri göremiyorsa, çatışma sırasında birliğinden yardım isteyen askerlere Helikopter, lojistik destek, ambulans, zamanında yardım ulaştırılamıyorsa, yargının elindeki subaylardan dolayı askerin morali bozuluyorsa, tüm bu iddialar doğruysa bu ordu savaş kazanabilir mi?

Bir orduyu ordu yapan o ülkeyi ülke, o milleti millet yapan değerlerdir. Bu değerler değersiz hale getirilirse ordunun genetik kotları ve kimyası da değiştirlir. Böyle bir ordu hissiz, duygusuz ve ruhsuz bir ceset’e gibidir.

Savaşı inanç ve imanla yoğrulan askerler kazanır. Kendi halkını iç düşman gören ve onlarla savaşan askerler değil.