20 Protestan'ın yaşadığı Mersin'de daha önce üç jandarma ajanı belirlenmişti. 20 yıldır cemaatte olan bir kişinin daha ajan olduğu ortaya çıktı.
Mersin ve Tarsus’ta, sayıları ancak 20’yi bulan Protestan cemaati üyelerinden eski Başpapaz İ.Ç. ve iki yayınevi çalışanından sonra, geçen yıl ölen Hakan Çevikoğlu adlı bir kişinin daha jandarmanın haber elemanı olduğu anlaşıldı.
Asıl adının İ.Ç. olduğu iddia edilen Zirve Yayınevi davası ve misyonerlik karşıtı faaliyetlerle ilgili soruşturmaların gizli tanığı Deniz Uygar 14 Mart 2011’deki ifadesinde, “Hakan Çevikoğlu’nun Ankara, İstanbul ve İzmir’de kuvvetli istihbari bağlantıları olan güçlü bir haber elemanı olduğunu, Eski Mersin Jandarma İstihbaratı’nda Aşırı Sağ Faaliyetler Bölümü amiri olarak görev yapan Astsubay Abdullah Atılgan’a bağlı çalıştığını anlattı. Ayrıca Çevikoğlu’nun İspanya’da öldürüldüğünü duyduğunu söyledi.
‘Evet elemanımdı’
Bu iddia, 20 Mart 2011’de Başçavuş Abdullah Atılgan’a da soruldu. Atılgan “Hakan Çevikoğlu’nu bana İ.Ç. tanıştırdı. Onu da misyonerlik konusunda haber elemanı olarak kullandım. Kayıtlı haber elemanımdır. Kendisine bu amaçla ödeme yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. Yaklaşık bir yıl çalıştık. Ancak bize verdiği bilgileri başka yerlerde de konuştuğunu duyduğumdan güvenilir olmadığı kanaati ile kendisi ile ilişkimi kestim” dedi.
Protestan topluluğundan alınan bilgiye göre Çevikoğlu, 20 yıldır içlerinde bulunuyordu. Kendisi ve ailesi de inançlı birer Hıristiyandı. Çevikoğlu, Mersin Protestan Kilisesi’nin kayıtlı üyesiydi. Fakat uygunsuz davranışları nedeniyle kiliseden uzaklaştırıldı. O da Tarsus’ta bir başka kiliseye devam etti. Hatta gizli tanık Deniz Uygar’ın iddiasına bakılırsa, Mersin Jandarması’ının bu kilisede yapılan bir toplantıyı izlemesi işlemine Çevikoğlu yardımcı oldu. Çevikoğlu, Temmuz 2010’da İspanya’da geçirdiği trafik kazasında öldü.
Dernek bile kurdu
Çevikoğlu, jandarmanın Protestanlar arasına yerleştirdiği dört haber elemanından yalnızca biri, fakat hiç bilinmeyen kişisiydi. Diğer üç ajandan en önemlisi, eski Tarsus Protestan Kilisesi Başpapazı İ.Ç.’ydi. Sigorta ödemeleri jandarma tarafından yapılan İ.Ç., 2005’te İslam’a döndüğünü ve ‘misyonerliğe’ karşı savaş açtığını açıklamış, bu amaçla Mersin’de ‘Siyasi Misyonerliğe Karşı Güçbirliği Derneği’ni kurmuştu. Hatta bir de ‘Şifre Çözüldü’ adlı kitap yazmıştı. İ.Ç., Haziran 2006’dan sonra Malatya Jandarma İstihbaratı’nın haber eleman olmuştu.
Artık hiç bir şeye şaşırmıyoruz
Hakan Çevikoğlu’nun haber elamanı olduğunu Radikal’den öğrenen eski Türk Protestan Kiliseleri Birliği Başkanı İhsan Yenal Özbek, “Ailesini tanırım. Hiç beklemezdim. Çok şaşırdım” dedi. Özbek, Mersin’deki Protestan sayısının 20 olduğunu, buna karşın ajan sayısının dörde çıktığını anımsatarak, şöyle devam etti: “Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Mersin gibi Protestanların az olduğu bir şehirde bu kadar JİTEM faaliyeti varsa, İstanbul ve Ankara’da nasıldır bilemiyorum.”
Yayınevinde de iki ajan vardı
Hakan Çevikoğlu ve İ.Ç dışında Protestanların içinde iki ajan daha vardı. İncil ve Hıristiyanlığa ilişkin kitapların satış ve dağıtımını yapan Kayra adlı şirketin çalışanı Abdullah Selenoğlu’ydu. Selenoğlu’ndan sonra aynı yayınevinde çalışan Levent Ercan Gelegen de zaman zaman görüşülen bir haber elemanı olmuştu.
Asıl adının İ.Ç. olduğu iddia edilen Zirve Yayınevi davası ve misyonerlik karşıtı faaliyetlerle ilgili soruşturmaların gizli tanığı Deniz Uygar 14 Mart 2011’deki ifadesinde, “Hakan Çevikoğlu’nun Ankara, İstanbul ve İzmir’de kuvvetli istihbari bağlantıları olan güçlü bir haber elemanı olduğunu, Eski Mersin Jandarma İstihbaratı’nda Aşırı Sağ Faaliyetler Bölümü amiri olarak görev yapan Astsubay Abdullah Atılgan’a bağlı çalıştığını anlattı. Ayrıca Çevikoğlu’nun İspanya’da öldürüldüğünü duyduğunu söyledi.
‘Evet elemanımdı’
Bu iddia, 20 Mart 2011’de Başçavuş Abdullah Atılgan’a da soruldu. Atılgan “Hakan Çevikoğlu’nu bana İ.Ç. tanıştırdı. Onu da misyonerlik konusunda haber elemanı olarak kullandım. Kayıtlı haber elemanımdır. Kendisine bu amaçla ödeme yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. Yaklaşık bir yıl çalıştık. Ancak bize verdiği bilgileri başka yerlerde de konuştuğunu duyduğumdan güvenilir olmadığı kanaati ile kendisi ile ilişkimi kestim” dedi.
Protestan topluluğundan alınan bilgiye göre Çevikoğlu, 20 yıldır içlerinde bulunuyordu. Kendisi ve ailesi de inançlı birer Hıristiyandı. Çevikoğlu, Mersin Protestan Kilisesi’nin kayıtlı üyesiydi. Fakat uygunsuz davranışları nedeniyle kiliseden uzaklaştırıldı. O da Tarsus’ta bir başka kiliseye devam etti. Hatta gizli tanık Deniz Uygar’ın iddiasına bakılırsa, Mersin Jandarması’ının bu kilisede yapılan bir toplantıyı izlemesi işlemine Çevikoğlu yardımcı oldu. Çevikoğlu, Temmuz 2010’da İspanya’da geçirdiği trafik kazasında öldü.
Dernek bile kurdu
Çevikoğlu, jandarmanın Protestanlar arasına yerleştirdiği dört haber elemanından yalnızca biri, fakat hiç bilinmeyen kişisiydi. Diğer üç ajandan en önemlisi, eski Tarsus Protestan Kilisesi Başpapazı İ.Ç.’ydi. Sigorta ödemeleri jandarma tarafından yapılan İ.Ç., 2005’te İslam’a döndüğünü ve ‘misyonerliğe’ karşı savaş açtığını açıklamış, bu amaçla Mersin’de ‘Siyasi Misyonerliğe Karşı Güçbirliği Derneği’ni kurmuştu. Hatta bir de ‘Şifre Çözüldü’ adlı kitap yazmıştı. İ.Ç., Haziran 2006’dan sonra Malatya Jandarma İstihbaratı’nın haber eleman olmuştu.
Artık hiç bir şeye şaşırmıyoruz
Hakan Çevikoğlu’nun haber elamanı olduğunu Radikal’den öğrenen eski Türk Protestan Kiliseleri Birliği Başkanı İhsan Yenal Özbek, “Ailesini tanırım. Hiç beklemezdim. Çok şaşırdım” dedi. Özbek, Mersin’deki Protestan sayısının 20 olduğunu, buna karşın ajan sayısının dörde çıktığını anımsatarak, şöyle devam etti: “Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Mersin gibi Protestanların az olduğu bir şehirde bu kadar JİTEM faaliyeti varsa, İstanbul ve Ankara’da nasıldır bilemiyorum.”
Yayınevinde de iki ajan vardı
Hakan Çevikoğlu ve İ.Ç dışında Protestanların içinde iki ajan daha vardı. İncil ve Hıristiyanlığa ilişkin kitapların satış ve dağıtımını yapan Kayra adlı şirketin çalışanı Abdullah Selenoğlu’ydu. Selenoğlu’ndan sonra aynı yayınevinde çalışan Levent Ercan Gelegen de zaman zaman görüşülen bir haber elemanı olmuştu.
