Bu tespit İzmir Askeri Savcılık davası kumpası iddianamesinde yer aldı!
Başsavcı vekili Okan Bato “TSK’daki Gülen
cemaati’ne mensup hücreler üst komuta kademesindeki örgüt mensuplarınca
terfi ettiriliyor” dedi
İzmir’de “Askeri Casusluk” adı altında onlarca askere kumpas kurulmasına ilişin iddianamede, Türkiye’nin uzunca bir süredir tartıştığı “Türk Silahlı Kuvvetler’deki Gülenciler kim?” sorusuna yanıt olabilecek önemli bir tespite yer verildi. Başsavcı vekili Okan Bato, “TSK komuta kademesinde de Gülen örgütü mensuplarının olduğunu’’ iddia etti.
İddianamede, Fethullah Gülen’in TSK’ya sızmak için örgüt elemanlarının askeri okullara soktuğu, deşifre olmamaları için de bu kişileri yıllarca ‘’Uyuyan hücre’’ olarak yapılandırdığı belirtildi. İddianameye göre ‘uyuyan hücreler’ Gülen ile yurtdışında buluştu. Üst komuta kademesindeki örgüt mensupları aracılığı ile terfi ettirilip örgüte bağlılıkları kuvvetlendirildi.
982 sayfalık iddianamede, FETÖ’nün devlet otoritesini ele geçirmek için örgüt elemanları aracılığıyla, sadece devletin tüm kurumlarına değil, tüm resmi kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem alt yapılarına (UYAP, POLNET, TÜBİTAK, TİB gibi) da sızdığı belirtildi. İddianamede örgütün, hedefine aldığı yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, üst düzey bürokratlar, gazeteciler gibi birçok kişiyi iletişimden sağlık bilgilerine kadar fişleyerek, bu bilgileri arşivlediği kaydedildi.
“Kamu kurumlarında çalışan örgüt mensupları elde ettikleri bilgileri örgüte aktarmakta, toplanan bütün bilgiler yukarıda birleştirilerek, büyük bir havuz oluşturulmaktadır. Örgüt, hedeflerine ulaşmak için bu havuzdaki bilgi ve belgeleri amaca uygun hale getirerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanmaktadır.(…) Yapılan araştırmalarda bu örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki uzantılarının, örgüt talimatları gereği kurum dışına çıkarabildikleri çeşitli gizlilik derecelerine sahip belgeleri, bu havuza aktardıkları hatta belgeleri tahrif edip değiştirdikleri ve bu şekilde ilgili kurumlara gönderdikleri anlaşılmıştır.”
İzmir’de “Askeri Casusluk” adı altında onlarca askere kumpas kurulmasına ilişin iddianamede, Türkiye’nin uzunca bir süredir tartıştığı “Türk Silahlı Kuvvetler’deki Gülenciler kim?” sorusuna yanıt olabilecek önemli bir tespite yer verildi. Başsavcı vekili Okan Bato, “TSK komuta kademesinde de Gülen örgütü mensuplarının olduğunu’’ iddia etti.
İddianamede, Fethullah Gülen’in TSK’ya sızmak için örgüt elemanlarının askeri okullara soktuğu, deşifre olmamaları için de bu kişileri yıllarca ‘’Uyuyan hücre’’ olarak yapılandırdığı belirtildi. İddianameye göre ‘uyuyan hücreler’ Gülen ile yurtdışında buluştu. Üst komuta kademesindeki örgüt mensupları aracılığı ile terfi ettirilip örgüte bağlılıkları kuvvetlendirildi.
KURUM DIŞINA BİLGİ SIZDIRDILAR
İddianamede, örgütün TSK içerisindeki uyuyan hücrelerinin, aldıkları talimat gereğince kurum dışına belge sızdırdıkları ifade edilerek, “Bu şekilde bugüne kadar yapılan arşivleme çalışmalarının meyvelerinin alınmaya başlandığı, yani TSK ve devlet üst düzey bürokratlarının, yetiştirilen örgüt üyelerine yer açmak ve devlet otoritesini ele geçirmek amacı ile tasfiye edilmeye başlandığı görülmektedir” denildi.982 sayfalık iddianamede, FETÖ’nün devlet otoritesini ele geçirmek için örgüt elemanları aracılığıyla, sadece devletin tüm kurumlarına değil, tüm resmi kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem alt yapılarına (UYAP, POLNET, TÜBİTAK, TİB gibi) da sızdığı belirtildi. İddianamede örgütün, hedefine aldığı yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, üst düzey bürokratlar, gazeteciler gibi birçok kişiyi iletişimden sağlık bilgilerine kadar fişleyerek, bu bilgileri arşivlediği kaydedildi.
BELGE KAÇIRIP HAVUZ OLUŞTURDULAR
Türkiye gündemine damga vuran askerlere yönelik tasfiye davalarında, TSK’nın gizli belgelerinin, örgütün TSK içerisindeki uyuyan hücreleri tarafından sızdırıldığı şu sözlerle anlatıldı:“Kamu kurumlarında çalışan örgüt mensupları elde ettikleri bilgileri örgüte aktarmakta, toplanan bütün bilgiler yukarıda birleştirilerek, büyük bir havuz oluşturulmaktadır. Örgüt, hedeflerine ulaşmak için bu havuzdaki bilgi ve belgeleri amaca uygun hale getirerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanmaktadır.(…) Yapılan araştırmalarda bu örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki uzantılarının, örgüt talimatları gereği kurum dışına çıkarabildikleri çeşitli gizlilik derecelerine sahip belgeleri, bu havuza aktardıkları hatta belgeleri tahrif edip değiştirdikleri ve bu şekilde ilgili kurumlara gönderdikleri anlaşılmıştır.”