Gazeteci Mehmet Baransu, dün Anadolu 10. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. İddianamesi bile yazılmayıp 14
aydır tutuklu olduğu dosyadan değil, 52 yıl hapis istemiyle tutuksuz
yargılandığı başka bir davada savunma yaptı. Suçlama konuları, 2004
tarihli ‘Fethullah Gülen Eylem Planı’ konulu Milli Güvenlik Kurulu(MGK)
kararı ile MİT’in fişleme belgelerini kamuoyuna duyurmasıydı. Bu iki
haberden dolayı hakkında ‘gizli belgeleri açıklamak, tahrip etmek ve
casusluk’ gibi suçlardan devasa bir 52 yıl isteniyor.
Baransu’yu haberleri alkışladı
Mehmet Baransu’nun savunma yaptığı mahkeme salonunda sloganlar, onu destekleyen büyük kalabalıklar yoktu. Sadece babası Bahattin Baransu, eşi, birkaç arkadaşı ve birkaç gazeteci dışında Baransu’yu sevdiği için her duruşmaya gelen bir teyze var ki bahsetmeden geçmek olmaz. Baransu, işte bu mütevazı salonda savunma yaptı. Önceki duruşmalarda davanın katılanı olan MİT ve MGK avukatlarının Balyoz ve Şike dosyalarını örnek vererek, ‘Baransu’nun yaptığı gazetecilik değil operasyon’ demişti. Baransu buna içerlemiş ki savunmasının ilk bölümünü geçmişte yaptığı haberlerine ayırmış. “Nöbette uyuduğu için komutan tarafından eline pimi çekilmiş el bombası verilerek 4 askerin şehit edilmesi, Dağlıca baskını, Hantepe baskını..” gibi kamuoyunu sarsan haberlerini anlatırken katılan avukatlarına dönüp, “Ben, bu haberleri yaptım, gazeteciliğimi kimse sorgulayamaz.” demesi de bundan. Popüler destekçileri, salonu sarsan alkışçıları yoktu Baransu’nun. Bu anlamda ünlü bir gazeteci için oldukça mütevazı bir duruşmaydı. Ama Baransu haberlerini, onlara ulaşma hikayelerini anlattıkça salondaki mütevazı ortam değişti, şaşalı bir hale geldi. Onlarca takipçi, meslektaş değil ama haberleri Baransu’yu alkışlıyordu, “Vur vur inlesin, salondakiler dinlesin.” tadındaydı. Bir gazeteci için haberleri tarafından alkışlanmaktan daha güzel ne olabilir ki?
Mehmet Baransu’nun savunma yaptığı mahkeme salonunda sloganlar, onu destekleyen büyük kalabalıklar yoktu. Sadece babası Bahattin Baransu, eşi, birkaç arkadaşı ve birkaç gazeteci dışında Baransu’yu sevdiği için her duruşmaya gelen bir teyze var ki bahsetmeden geçmek olmaz. Baransu, işte bu mütevazı salonda savunma yaptı. Önceki duruşmalarda davanın katılanı olan MİT ve MGK avukatlarının Balyoz ve Şike dosyalarını örnek vererek, ‘Baransu’nun yaptığı gazetecilik değil operasyon’ demişti. Baransu buna içerlemiş ki savunmasının ilk bölümünü geçmişte yaptığı haberlerine ayırmış. “Nöbette uyuduğu için komutan tarafından eline pimi çekilmiş el bombası verilerek 4 askerin şehit edilmesi, Dağlıca baskını, Hantepe baskını..” gibi kamuoyunu sarsan haberlerini anlatırken katılan avukatlarına dönüp, “Ben, bu haberleri yaptım, gazeteciliğimi kimse sorgulayamaz.” demesi de bundan. Popüler destekçileri, salonu sarsan alkışçıları yoktu Baransu’nun. Bu anlamda ünlü bir gazeteci için oldukça mütevazı bir duruşmaydı. Ama Baransu haberlerini, onlara ulaşma hikayelerini anlattıkça salondaki mütevazı ortam değişti, şaşalı bir hale geldi. Onlarca takipçi, meslektaş değil ama haberleri Baransu’yu alkışlıyordu, “Vur vur inlesin, salondakiler dinlesin.” tadındaydı. Bir gazeteci için haberleri tarafından alkışlanmaktan daha güzel ne olabilir ki?
Fişlemeler hukuki ise neden kanun değiştirildi?
Gazeteci Baransu, kendisine dair bu uzun gazetecilik girizgahından sonra suçlandığı haberlere geçti. Taraf gazetesinde yayınladığı MİT belgesiyle ilgili, “Adam kurban kesmiş, bir cemaatin sohbetinde bulunmuş, Bunlar hangi kanuna göre suç ki fişlenmiş? Asıl yapılan fişleme suç.” diyerek noktayı koydu. Devamında, 2004 Haziran tarihli MGK kararını tahrif etmesinin mümkün olmadığını, zaten haberi yaptığında hükümet yetkililerince bizzat kabul edildiğini belirtti. Dönemin bakanı Mehmet Ali Şahin’in; ‘Eylem planı imzalandı ama uygulanmadan arşive kaldırıldı’ açıklamasını hatırlattı.
Gazeteci Baransu, kendisine dair bu uzun gazetecilik girizgahından sonra suçlandığı haberlere geçti. Taraf gazetesinde yayınladığı MİT belgesiyle ilgili, “Adam kurban kesmiş, bir cemaatin sohbetinde bulunmuş, Bunlar hangi kanuna göre suç ki fişlenmiş? Asıl yapılan fişleme suç.” diyerek noktayı koydu. Devamında, 2004 Haziran tarihli MGK kararını tahrif etmesinin mümkün olmadığını, zaten haberi yaptığında hükümet yetkililerince bizzat kabul edildiğini belirtti. Dönemin bakanı Mehmet Ali Şahin’in; ‘Eylem planı imzalandı ama uygulanmadan arşive kaldırıldı’ açıklamasını hatırlattı.
Baransu’nun gazeteciliği yargılanıyor
Baransu haberlerini anlatırken, Türkiye’nin artık çok uzaktaymış gibi duran yakın tarihinin belgeselini sundu adeta. ‘Pimi çekilmiş bomba’ haberi Colombia Üniversitesi tarafından 100 yılın en iyi 47 haberinden biri seçilmişti. Demokrasinin hakim olduğu bir ülkede olsa Pulitzer ödülü verilecek gazeteci Türkiye’de Silivri’de hapiste tutuluyor. Gerçekler yazılmasın, kamuoyu haberdar olmasın diye… Çok açık, Baransu’nun gazeteciliği yargılanıyor…
Baransu haberlerini anlatırken, Türkiye’nin artık çok uzaktaymış gibi duran yakın tarihinin belgeselini sundu adeta. ‘Pimi çekilmiş bomba’ haberi Colombia Üniversitesi tarafından 100 yılın en iyi 47 haberinden biri seçilmişti. Demokrasinin hakim olduğu bir ülkede olsa Pulitzer ödülü verilecek gazeteci Türkiye’de Silivri’de hapiste tutuluyor. Gerçekler yazılmasın, kamuoyu haberdar olmasın diye… Çok açık, Baransu’nun gazeteciliği yargılanıyor…