Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin
2016/24 Esas sayılı dosyasını incelediğiniz zaman,
Gaziantep üzerinden yalnız dinci terör örgütü IŞİD’e değil,
diğer örgütlere de önemli ölçüde yardım götürüldüğü
ortaya çıkıyor. Sınırımızın ötesinde yaşananları
kendileri açısından ranta çevirmeye çalışan hem
ülkemizdeki, hem onların Suriye’deki bağlantılarının
ortak çalıştıkları anlaşılıyor.
Suriyeli gelmiş Kilis’e, Gaziantep’e yerleşmiş ama Suriye’deki bilmem ne örgütünün de komutanlığını yapıyor. Gidiyor, geliyor, hatta güvenlik görevlilerimiz tarafından kaçak geçişlerinde yakalandığı zaman kendisinin komutan olduğunu söyleyip, serbest bırakılmasını isteyebiliyorlar.
Türkiye’de bulunan Suriyeliler boş durmuyor, hangi örgüt ya da cephe ile bağlantıları varsa onların işine yarayacak malzeme götürüyor. Örneğin Türkiye’den “kireç” diye beyan edilen mal, bakıyorsunuz patlayıcı yapımında kullanılan amonyum nitrat çıkıyor. Açıkçası Suriyelilerle Türk vatandaşları el ele vermiş bu dönemi kendileri açısından kazanca çeviriyor.
Karkamış’tan Öncüpınar’a kadar 98 kilometrelik duvar örülüyor. Böylece kaçak geçişlerin önlenmesi planlanıyor. Sınırda termal kameralar, geçişi zorlaştıracak fiziki önlemler artırılıyor. Cerablus’la Mumbuç kasabası arasında sıkışan IŞİD’in eylemlerini, Türkiye’nin yaptıklarına karşılık devleti uyarması olarak da görenler var. Son eylemin kamu binasına yönelik olması da bunun bir işareti olarak yorumlanıyor.
Obüslerin “yatık yollu” mermi yolu bulunduğu için sütre gerisinden roket atışı yapıldığında etkili olmadığı da belirtiliyor. Ancak, topçu bir general, “Toplar yatık yollu ama obüsler dik mermi yollu olduğu için öyle bir sorun yok. Boşa atılan bir mermimiz de yok” diyor.
Uçaklarımızın, sınır ötesine geçmesi halinde Rusya tarafından vurulacağı endişesiyle Suriye tarafına geçemediği de sıkça gündeme getiriliyor. Bu durumu askeri yetkililere sordum şunları söylediler:
“Rusya’ya ait SU-24 uçağı düşürülmeden önce de uçaklarımızla doğrudan Suriye’ye bir saldırımız olmadı. Sadece koalisyon gücü kapsamında Suriye’ye 6 kez gidildi, bunun 2’sinde bombalamaya katıldı, 4’ünde ise diğer uçaklara koruma görevi yaptı. Uçak düşürülmesinden sonra da bir saldırımız olmadı.
Öldürülen terörist sayılarıyla ilgili açıklamalarımızı da inandırıcı bulmayanlar oluyor. Hatta devletin resmi Ajansı Anadolu Ajansı’nın yetkilileri bile ‘rakamları abartılı bulduklarını’ söyledi. Şu bilinmeli ki biz vurmadan, asla ‘vurduk’ demiyoruz. Örneğin 9 kişi öldürüldüyse görmeden 9 teröristin öldürüldüğünü bile açıklamıyoruz. Hatta, mağaralarda öldürülenler olduğunu bildiğimiz saldırılar da içini göremediğimiz için onların sayısını vermiyoruz. Öldürülen terörist sayısını abartma, gerçeği açıklamama diye bir durum söz konusu değil. Hepsi kaynağından aldığımız, teknik araçlarla da destekli teyitli bilgilerdir. Güvenlik nedeniyle daha fazla açıklama yapmamız doğru olmaz.”
Yetkililerle konuştuğumda işte böyle dediler.
Suriyeli gelmiş Kilis’e, Gaziantep’e yerleşmiş ama Suriye’deki bilmem ne örgütünün de komutanlığını yapıyor. Gidiyor, geliyor, hatta güvenlik görevlilerimiz tarafından kaçak geçişlerinde yakalandığı zaman kendisinin komutan olduğunu söyleyip, serbest bırakılmasını isteyebiliyorlar.
HER ÖRGÜTE GİDİYOR
Kilis sınırında bulunan Öncüpınar Sınır Kapısı’nın karşısında Suriye’nin Esseleme kapısı var. Bu kapı Özgür Suriye Ordusu’na bağlı Ahrarurşşam cephesinin denetiminde… Türk makamlarıyla çok iyi ilişkileri olan komutan ise Ebu Ali kod adlı kişi. Komutanın Kilis’te evi var. Sürekli olarak giriş-çıkış yapıyor. Bu giriş çıkışlardan Ebu Ali hayli para kazanıyor. Türkiye üzerinden Öncüpınar Sınır Kapısı’na yük götürülüyor. Götürülen yük tampon bölgede indiriliyor, Suriye’den gelen kamyonlara yükleniyor. Bu bölgedeki komisyon işi de 4 ailede toplanmış. Komutan Ebu Ali de bu ranttan faydalanan aşiretten birisinin mensubu.Türkiye’de bulunan Suriyeliler boş durmuyor, hangi örgüt ya da cephe ile bağlantıları varsa onların işine yarayacak malzeme götürüyor. Örneğin Türkiye’den “kireç” diye beyan edilen mal, bakıyorsunuz patlayıcı yapımında kullanılan amonyum nitrat çıkıyor. Açıkçası Suriyelilerle Türk vatandaşları el ele vermiş bu dönemi kendileri açısından kazanca çeviriyor.
SAHİ SİZ NE YAPIYORSUNUZ?
Son dönemlerde gerçekleştirilen hemen her “canlı bomba”, patlayıcı yüklü araçla eylemde bir Gaziantep gölgesi var. Anlaşılıyor ki Gaziantep hem PKK’nın hem de IŞİD’in lojistik ve yönetim merkezi konumunda… Bunlarla bitmiyor canlı bomba eylemini gerçekleştirecek ya da Suriye tarafında IŞİD saflarında savaşmaya gidenlerin de transfer merkezi… “Kontrolsüz geçişler, zamanında önlem alınmaması” diyeceğiz ama peki bu ilimizin Emniyet Müdürlüğü, MİT Bölge Başkanlığı, Jandarma Komutanlığı yetkilileri ne yapıyor acaba?Karkamış’tan Öncüpınar’a kadar 98 kilometrelik duvar örülüyor. Böylece kaçak geçişlerin önlenmesi planlanıyor. Sınırda termal kameralar, geçişi zorlaştıracak fiziki önlemler artırılıyor. Cerablus’la Mumbuç kasabası arasında sıkışan IŞİD’in eylemlerini, Türkiye’nin yaptıklarına karşılık devleti uyarması olarak da görenler var. Son eylemin kamu binasına yönelik olması da bunun bir işareti olarak yorumlanıyor.
BUNLARIN HANGİSİ DOĞRU?
Bir yandan PKK, bir yandan IŞİD ülkeyi yasa boğuyor. Bunların sorumlusu da terörle mücadele görevini yerine getirmeyen hükümettir. Kilis ilimizde attığı roketlerle 18 kişinin ölümüne yol açan IŞİD hedeflerine dönük top atışları yapılıyor ve hemen aynı saatlerde “şu kadar terörist öldürüldü” açıklaması yapılıyor. Bu da pek inandırıcı bulunmuyor.Obüslerin “yatık yollu” mermi yolu bulunduğu için sütre gerisinden roket atışı yapıldığında etkili olmadığı da belirtiliyor. Ancak, topçu bir general, “Toplar yatık yollu ama obüsler dik mermi yollu olduğu için öyle bir sorun yok. Boşa atılan bir mermimiz de yok” diyor.
Uçaklarımızın, sınır ötesine geçmesi halinde Rusya tarafından vurulacağı endişesiyle Suriye tarafına geçemediği de sıkça gündeme getiriliyor. Bu durumu askeri yetkililere sordum şunları söylediler:
“Rusya’ya ait SU-24 uçağı düşürülmeden önce de uçaklarımızla doğrudan Suriye’ye bir saldırımız olmadı. Sadece koalisyon gücü kapsamında Suriye’ye 6 kez gidildi, bunun 2’sinde bombalamaya katıldı, 4’ünde ise diğer uçaklara koruma görevi yaptı. Uçak düşürülmesinden sonra da bir saldırımız olmadı.
Öldürülen terörist sayılarıyla ilgili açıklamalarımızı da inandırıcı bulmayanlar oluyor. Hatta devletin resmi Ajansı Anadolu Ajansı’nın yetkilileri bile ‘rakamları abartılı bulduklarını’ söyledi. Şu bilinmeli ki biz vurmadan, asla ‘vurduk’ demiyoruz. Örneğin 9 kişi öldürüldüyse görmeden 9 teröristin öldürüldüğünü bile açıklamıyoruz. Hatta, mağaralarda öldürülenler olduğunu bildiğimiz saldırılar da içini göremediğimiz için onların sayısını vermiyoruz. Öldürülen terörist sayısını abartma, gerçeği açıklamama diye bir durum söz konusu değil. Hepsi kaynağından aldığımız, teknik araçlarla da destekli teyitli bilgilerdir. Güvenlik nedeniyle daha fazla açıklama yapmamız doğru olmaz.”
Yetkililerle konuştuğumda işte böyle dediler.