7 Ağustos 2013 Çarşamba

Erzurum ve Trabzon’da kaos planı hazırlığı / Emre USLU

Ergenekon mahkemesi kararı hakkında yazmak isterdim ama Türkiye için çok tehlikeli bir oyun var ona dikkat çekmek istiyorum: sonbaharda Türkiye içinde kaos yaratacak birtakım planlar senaryolar üzerinde çalışılıyor.
Öncelikle şunu söylemeliyim. Gezi olaylarının uluslararası güçlerin Türkiye’ye karşı giriştiği bir komplo olduğunu düşünmüyorum.
Ancak Gezi olaylarını hükümet o kadar kötü yönetti ki Türkiye üzerine oyun oynamak isteyen bazı güçler Türkiye’nin yumuşak karnını keşfetti.
O güçler sonbaharda Gezi benzeri olaylarla sıkıştırıp, Erdoğan’dan bazı tavizler isteyecekler.
Maalesef bunun için değişik derneklerde harıl harıl eğitimler veriliyor. Özellikle Aleviler ve PKK tabanı üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılmış durumda. Daha önce KCK davalarına konu olan BDP akademilerinde şiddet içermeyen eylemler etiğimi verilmişti. Şimdi ise bazı derneklerde şiddetsiz protesto eylemleri nasıl yapılır şeklinde yoğun eğitim faaliyetleri devam ediyor.
Bu konuda net istihbarat değerlendirmeleri de mevcut. Örneğin TSK’dan ilgili birimlere geçilen mesajda sonbaharda Gezi benzeri olayların planlandığı, ülkede kaos çıkarmak için girişimlerin yapılacağı istihbaratının alındığı notu geçildi.
Daha önemlisi şu: Sonbahardan itibaren PKK’nın da harekete geçerek Güneydoğu’da büyük serhildanlar planladığı konuşuluyor. PKK çevreleri uluslararası sistemin Erdoğan için hükmünü verdiğini, Erdoğan’ın gidici olduğunu düşünüyor ve bu nedenle Erdoğan gitmeden ne koparırsak kârdır düşüncesiyle hareket ediyor.
Erdoğan PKK’ya yanaştıkça PKK çevreleri bunu “panik emaresi” olarak okuyor ve “Erdoğan gidici bu nedenle bize mecbur” diye daha fazlasını koparmaya çalışıyor. PKK, PYD Başkanı Salih Müslim’in Türkiye’ye çağrılmasını da böyle okuyor, Beşir Atalay’ın “biz verdiğimiz sözlerin arkasındayız” mesajını da.
Bu nedenledir ki PYD başkanı Türkiye’den ayrıldıktan sonra daha çok Türkiye’yi suçlamaya devam ediyor, PKK liderleri tarihler vererek Türkiye’yi tehdit ediyor.
Erdoğan’ı buna mecbur edenler “bu işten geri dönüş yok, buna mecburuz” diye her taviz talebine yeşil ışık yakıyor.
Atılan her adımın Öcalan ve PKK’ya yaradığı, PKK’yı güçlendirirken devleti zayıflattığı, Erdoğan’ı daha da zorlamaya başladığı belirtiliyor. Sonbaharda uygulamaya konulacak senaryolarla Erdoğan’ın iflahının sökülmesi planlanıyor.
Bu oyunda rol alanların bir kısmı da Erdoğan’ın en yakınında yer alan en güvendiği kişiler. O bunu kabul etmeyecek ama önümüzdeki dönemde bunu net olarak göreceğiz.

İstihbarat raporlarına göre sonbaharda Erzurum ve Trabzon illerinde Kürt-Türk çatışması çıkarmak için yoğun çalışmalar yürütülüyor.
Bu iki ilde hızla bir altyapı çalışması yapılıyor.
Bu Türkiye’yi bölme senaryosunun bir parçası. Tıpkı 6-7 Eylül olayları gibi Kürt mahalleleri ile Türk mahallelerinde yaşayan insanlar karşı karşıya getirilecek. Daha sonra da tüm Türkiye’de Kürt-Türk çatışmaları planlanıyor.
Kötüsü şu: Ankara’da gidişatı durduracak akıl ve vicdan ölmüş; kibir, kin ve nefret kol geziyor. Ankara şu sıralar kendi yarattığı hayalî düşmanlarla savaşmakla meşgul.
Kaos senaryolarına karşı Erdoğan’ın etrafında yeniden kenetlenelim deniyor. Maalesef bu “çözüm”ün önündeki en büyük engel yine Erdoğan’ın etrafına kenetlenmiş menfaat şebekeleri.
Siz iyisi mi kemerlerinizi bağlayın, çarpma pozisyonu alın ve dua etmeye başlayın. İşimiz Allah’a kaldı çünkü...