30 Nisan 2012 Pazartesi

Son darbe! / Ergün Diler

Fenerbahçe-Beşiktaş maçına yetişmeye çalışıyordum. Yazıyı bitirip masamı topladım.
Sayfaları son bir kez kontrol edip çıkacaktım ki BİLİNMEYEN bir numara ısrarla çaldırmaya başladı.
Adetim değildir, gizli numaraları açmam. Yine öyle yaptım. Tam 10 dakika dayandım. Baktım karşıdaki geri adım atmıyor "Bir küçük tavizden bir şey olmaz" diye düşünerek buz gibi bir sesle "ALO" dedim ...
Aslında "Kardeşim bu ne yahu!" diye bir çıkışı düşünmüştüm.
Ama karşıdan gelen ses beni şaşırttı: "Önemli olmasa pazar pazar rahatsız etmezdim..."
Bir an donup kaldım. Kiminle konuştuğumu bilmediğim için tedirgindim. Tam "İyi ama neden gizli numara kullanıyorsunuz" diye soracaktım ki "Filistin Caddesi'nde arkadaşınızla yürüyüp kahve içerken ben de sizi arkadan izliyordum" dedi.
Bir çuval inciri berbat etmediğime şükrettim. Ucuz atlatmıştım. Telefondaki sesin uzun boylu, açık kumral bir BOŞNAĞA ait olduğunu anladım...
Belli ki ŞEFİ mesaj iletmek istiyordu.
Kendimi toparladım. Bütün soğukkanlılığımla "Hayırdır" diye sordum...
Sakin bir soruya sakin bir cevap alacağımı düşünürken gökdelenden düşmüşe döndüm. "Ortalık toz duman olacak"...
Ya zaten dalga dalga operasyonlar geliyor. Daha ne olacak?
Ne 12 Eylül, ne Balyoz, ne de Ergenekon 28 Şubat soruşturması gibi olmayacak. Zaten şimdiye kadar olanlar BUZDAĞININ görünen kısmıydı.
Nasıl görünen kısmı? Silivri ve Hasdal'da yer kalmadı!
Haklısınız, çok sayıda RÜTBELİ tutuklu. Ama dikkat ederseniz hep darbe ve darbe hazırlığında olan ASKERLER alındı.
Gazeteciler ne olacak peki?
Gazeteci konusu uzun. Onu bir başka zaman konuşuruz. Ama iş bu kez çok ama çok ciddi.
Nasıl yani?
Bildiğiniz gibi soruşturma Ankara'dan götürülüyor. Buradaki savcılar tamamen BELGELERE göre hareket ediyor. Yani gizli tanık şu bu yok! Savcılar karşılarını aldıkları her isme BELGELER GÖSTERİP SORU SORUYORLAR!
Ne güzel işte!
Elbette güzel. Ama iş büyüyor.
Herkes şaşıracak.
Dostum; daha fazla merak ettirmeyip de dilinin altındaki baklayı çıkarsan! Çevik Bir ve Erol Özkasnak paşalardan sonra yeni askeri dalgalar gelecek.
Bu mu yani?
Değil değil... Artık askerler, yani görevlerinin dışına çıkan askerler konuşmaya başladı.
Nasıl?
Gazeteciler ve Karadayı'dan sonra iş ZİRVE yapacak. Bazı siyasilerden sonra KIYAMET KOPACAK.
Demirel mi ifadeye çağrılacak? İhtimal. Ama konu o değil.
O değilse ne?
Batı Çalışma Grubu'nun raporlarında yer alan ÜST KURULA gidilecek.
Kim bunlar? Hangi paşalar?
Bunlar PAŞA DEĞİL İŞADAMI.
Hem de çok önemli isimler.
Yani?
Geçtiğimiz gün Veli Küçük Paşa mahkemede bir liste ve 28 isimden söz etti. Bu Ergenekon şeması önemliydi.
Hem de çok... Listede yer alan isimlerin bazıları FEYK'ti, yani bilerek araya karıştırılmış isimlerdi. Ama içlerinde öyle bir isim vardı ki!
Kim o? Hangi isim?
28 Şubat sorgusuna alınan paşalar konuştu. Oysa Silivri'de yatanlar birkaç yıldır susuyordu. Daha önce "Şok ses kayıtları çıkacak" dediğiniz paşa ve ekibi her şeyi anlatmış. Fakat önemli şeyler kayıtdışında tutulmuş. Devlet sırrı gibi başka bir yere NOT edilmiş...
Çok mu önemli şeyler söylemişler ki?
Herkese asıl EMİR VERENİ işaret etmiş.
İşaret mi?
Daha ilerisi. Açık tarif.
Eee? Şimdi halk bir kırılma yaşayacak.
Mesela Erol Özkasnak'ın verdiği emirleri MANŞET yapanlar ile onların arkasındaki GİZLİ PATRON açığa çıkacak.
Medya sahipleri mi?
Medya sahiplerinin de arkasında duran DEVLET GİBİ ADAM denilen isim ortaya çıkacak.
Kim bu? 1 Numara mı yoksa?
Herkes şuna buna "BİR NUMARA" derken siz 1 Numara'nın ABD'li, ancak etkili 2 Numara'nın ise TÜRK olduğunu söylediniz. İşte şimdi ÇANLAR bu 2 Numara için çalıyor.
1 Numara?
Yapmayın, gittiğini biliyorsunuz...
Şimdi iş "2 Numara'ya mı" kilitlendi?
Zaten gazeteciler ve medya patronları alındığında iş ona uzanacaktı. Bunu bilen birkaç kişiydi. Şimdi netleşti.
Sonuna kadar gidilecek. Ve asıl o isim alındığında TÜRKİYE GERÇEKTEN KABUK DEĞİŞTİRECEK...
Bir kişiye mi bağlı bu?
Bu isim kendi halinde bir kişi değil.
Askerin de üzerinde OTURAN bir etkiliyetkili sivil. İşadamı. Para babası...
Peki bunca zaman alınmadığına göre dengeler mi düşünüldü?
Bakın, 28 Şubat tahrip gücüyle ortada. Canlı ve taze. Önceki bütün operasyonlar bu noktaya, yani bu isme gelmek için yapıldı. Devlet acele etmeden, hata yapmadan, büyük bir incelikle bu işi götürdü. Şimdi kendini DEVLETTEN ÜSTÜN gören arkadaşın düşünme zamanı! 12 Eylül de, 28 Şubat da PARA OPERASYONUYDU. "Şeriat geliyor" naralarıyla hem inançlı kesim budandı hem de paraları başka kasalara aktarıldı. Şimdi hesap zamanı!
Ya hiç sıra o isme gelmezse?
O isme sıra gelmezse hem bugünkü siyasi irade hem yeni Türkiye kaybeder.
Kimse kendi eliyle kendi ipini çekmez.
Ama bu çok zayıf bir ihtimal. Çünkü Ankara çok kararlı. YAPILACAK!
Çok ilginç aslında.
Asıl ilginç olan DARBEYİ YAPAN askerlerin içeride de olsa gerçeği görmeleri. Tutuklu komutanlar Ankara'nın kararlılığını görünce konuştular. Şimdi sıra o dönemin Genelkurmay Başkanı'nda... Hepsi birden aynı şeyi söyleyecek: "Biz emirleri uyguladık"
Bir dakika, KARADAYI da mı "Emirleri uyguladık" diyecek?
O anlama gelen şeyler söyleyecek.
Ve FİLM O NOKTADA BİTECEK!
Askeri de yöneten siviller ortaya çıkacak. 75 milyon ilk kez DERİN DEVLETLE tanışacak.
Askerler bunu neden yaptı?
Hep onlar yanacak değil ya... "İşin patronu da hesap vermeli" diye düşündüler. Sincan'da TANKLARI yürütenler şimdi o tankları gölge patronlara çevirdi. O dönemin etkiliyetkili MEDYA temsilcilerinin HOLLANDA'ya uzun bir tatile gittiklerini görünce "YETER" dediler...
Tam son sorumu soracakken dostum telefonu hızla kapattı. Ne yapacağımı şaşırdım. Yarını bekleyemeyeceğimi biliyordum. Oturup yazıyı değiştirdim.
Maç biterken yazı da bitmişti!