26 Nisan 2012 Perşembe

27 Şubat 1997’de İsrail’deydik / Murat Çelik

28 Şubat döneminde muhabirdim.

atv Ankara Bürosu’nda hem Savunma hem Başbakanlık muhabiri olarak görev yapıyordum.

Yani hem Genelkurmay Karargahı başta olmak üzere askeri haberleri takip ediyordum hem de başta Başbakanlık, merkezinde iktidarın bulunduğu siyaset gündemini.

Mesleki olarak zor bir süreçti ama bir o kadar da önemli bir tecrübeydi.

O dönemde Türkiye’nin en çok izlenen haber bülteni, Ali Kırca ile atv Haber’di.

Bültenin büyük bölümünü Ankara haberleri oluştururdu. Dolayısıyla, Ankara Büro, atv Haber’in yükünün büyük bölümünü omuzlardı.

Ben de o büronun, gündem ve dönem itibariyle, en kritik haberlerine imza atan muhabirlerinden biriydim.

Doğrusu, bırakın günlük gibi düzenli kayıt tutmayı, not bile almadım o günlerde yaşananları. Hafızamda kalanlarda eminim eksikler vardır ama bir hatıram var aktaracak...

***


Türkiye, İsrail ile ilişkilerinin en sıcak dönemini Refah - Yol iktidarı sürecinde yaşadı.

Özellikle de merhum Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı döneminde.

İsrail’e negatif bakışı, İsrail ile ilgili olumsuz düşünceleri herkesin malumu olan Erbakan’ın yönetimindeki Türkiye, o İsrail ile askeri eğitim ve işbirliği anlaşmasına imza atmış ve iki ülkenin üniformalıları arasında çok yakın bir ilişki başlamıştı.

Modernizasyon projeleri, ortak tatbikatlar vs...

Türk ve İsrailli asker / sivil yetkililer o dönemde (28 Şubat’ın öncesinde ve sonrasında) art arda, karşılıklı resmi ziyaretlerde bulunuyorlardı.

Dönemin Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın Tel Aviv ve Kudüs’e yaptıkları ziyaretleri hatırlıyorum. (Filistin topraklarında, El Halil’de, Türk İrtibat Timi görev yapıyordu o senelerde. İsrail’e giden yetkililer El Halil’deki Türk askeri birliğini de ziyaret ederlerdi.)

Bir ve Karadayı’nın temaslarını yerinde izleyen gazeteciler arasında ben de vardım.

***


Dönemin Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretinde, İsrailli muhatapları Orgeneral Karadayı’ya, Türkiye’deki iktidarın politikalarına ilişkin endişeleri olduğunu iletiyorlardı. Özellikle de Başbakan Erbakan’ın İsrail hakkındaki görüşlerinden ve İran ile yakınlığından tedirgin olduklarını...

O günkü haberlerden anımsadığım kadarıyla, Karadayı, siyasi ya da diplomatik bir diyaloğa girmeden, sadece şu genel prensibi hatırlatıyordu İsrailli yetkililere:

“Devlette olduğu gibi devletler arası ilişkilerde de devamlılık esastır. Hükümetler, demokratik her ülkede, gelip geçicidir. Aslolan devlet ve devletler arası ilişkilerdir.”

Karadayı’nın seslendirdiği genel bir prensip olsa da, İsrail tarafı bu sözleri bir tür garanti gibi algılıyor ve rahatlıyordu.

Org. Karadayı’nın İsrail ziyaretinin tarihleri 24 - 27 Şubat 1997’ydi. Karadayı ve beraberindeki heyet 27 Şubat 1997 Perşembe günü Ankara’ya döndü.

Ertesi gün 28 Şubat’tı.

“Karadayı İsrail’den döndü ve 28 Şubat oldu” gibi sığ bir yaklaşıma itibar edilmesin diye yazdım tarihleri.

28 Şubat 97 MGK toplantısının gündeminin de, içeriğinin de ve tabii o tarihi kararların da, Karadayı’nın İsrail gezisinden önce hazır olduğu gayet açık.